Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
bir türlü
"bir türlü"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
bir türlü
somehow
zf.
2
Genel
bir türlü
in one way or another
zf.
3
Genel
bir türlü
in no way
zf.
4
Genel
bir türlü
never
zf.
5
Genel
bir türlü
somegate [scotland]
zf.
"bir türlü"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 68 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
türlü çeşitleri içeren bir bütün
assortment
i.
2
Genel
bir türlü rahat vermemek
overpester
f.
3
Genel
bir türlü susmamak
overspeak
f.
4
Genel
bir türlü susmamak
overtalk
f.
Phrasals
5
Öbek Fiiller
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak
beguile (someone) into (doing something)
f.
6
Öbek Fiiller
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak
beguile someone into something
f.
7
Öbek Fiiller
(birinin bir şey) yapmaması için her türlü çareye başvurmak
beguile someone out of something
f.
8
Öbek Fiiller
bir türlü sonu gelmemek
grind on
f.
Phrases
9
İfadeler
o görüntüleri bir türlü unutamıyorum
what has been seen cannot be unseen
expr.
10
İfadeler
o görüntüleri bir türlü aklımdan çıkaramıyorum
what has been seen cannot be unseen
expr.
11
İfadeler
o görüntüleri bir türlü aklımdan silemiyorum
what has been seen cannot be unseen
expr.
12
İfadeler
o görüntüleri bir türlü hafızamdan çıkaramıyorum
what has been seen cannot be unseen
expr.
13
İfadeler
o görüntüleri bir türlü hafızamdan silemiyorum
what has been seen cannot be unseen
expr.
14
İfadeler
o görüntülerden bir türlü kurtulamıyorum
what has been seen cannot be unseen
expr.
15
İfadeler
başka türlü bir şey/biri
he/she/it is something else
expr.
Proverb
16
Atasözü
küçük şeylerle/ayrıntılarla uğraşmaktan bir türlü sadede gelememek
too busy fighting alligators to drain the swamp
17
Atasözü
küçük şeylerle/ayrıntılarla uğraşmaktan bir türlü sadede gelememek
too busy fighting alligators to drain the swamp
Colloquial
18
Konuşma Dili
saçların bir türlü şekle girmediği/yatışmadığı gün
a bad hair day
i.
19
Konuşma Dili
birbirini sırayla arayıp bir türlü ulaşamamak
play phone tag
f.
20
Konuşma Dili
birbirini arayıp bir türlü müsait denk getirememek
play phone tag
f.
21
Konuşma Dili
birbirini sırayla arayıp bir türlü ulaşamamak
play telephone tag
f.
22
Konuşma Dili
birbirini arayıp bir türlü müsait denk getirememek
play telephone tag
f.
23
Konuşma Dili
bir türlü kabullenemiyorum
I can't get over something
expr.
24
Konuşma Dili
başka türlü bir şey/biri
he/she/it is something else
expr.
25
Konuşma Dili
olsa bir türlü olmasa bir türlü
can't live with them, can't live without them
expr.
26
Konuşma Dili
(biri) bir türlü başarılı olamıyor/başaramıyor
(one) can't win for losing
expr.
27
Konuşma Dili
(biri) bir türlü başarılı olamıyor/başaramıyor
(one) can't win for trying
expr.
28
Konuşma Dili
bir türlü kabullenemiyorum
I can't get over
expr.
29
Konuşma Dili
bir türlü anlamıyor
he just doesn't get it
expr.
Idioms
30
Deyim
birbirini bir türlü denk getiremeyen iki kişi
box and cox
i.
31
Deyim
başka türlü bir hikaye
another story
i.
32
Deyim
birbirini sırayla arayıp bir türlü ulaşamama
phone tag
i.
33
Deyim
birbirini arayıp bir türlü müsait denk getirememe
phone tag
i.
34
Deyim
bir türlü harekete geçmemek
let the grass grow beneath (one's) feet
f.
35
Deyim
bir türlü inanamamak/unutamamak
can't get over (something)
f.
36
Deyim
sandığa sahte oy atmak suretiyle veya başka türlü bir numara ile seçimi lehine çevirmeye çalışmak
stuff the ballot box
f.
37
Deyim
(bir türlü) anlayamamak
be beyond someone
f.
38
Deyim
melba misali işi bir türlü bırakamamak
do a melba [australia]
f.
39
Deyim
yapsan bir türlü yapmasan bir türlü olmak
be damned if you do and damned if you don't
f.
40
Deyim
bir türlü engel olamamak
can't help it
f.
41
Deyim
bir şeyi bir türlü yapamamak/başaramamak
can't help something
f.
42
Deyim
bir türlü/kendimi ne kadar zorlasam hatırlayamıyorum/aklıma gelmiyor
can't for the life of me (remember)
expr.
43
Deyim
bir türlü rahata erememe
the black ox has trod upon (one's) foot [obsolete]
expr.
44
Deyim
(biri) bir türlü başarılı olamıyor/başaramıyor
(one) can't do right for doing wrong [uk]
expr.
45
Deyim
başka türlü bir hikaye
(quite) another story
expr.
46
Deyim
başka türlü bir hikaye
a (quite) different story
expr.
Speaking
47
Konuşma
bu binayı bir türlü sevemedim
I never liked this building
expr.
48
Konuşma
bu problemi bir türlü çözemiyorum
I can't seem to solve this problem
expr.
49
Konuşma
bir türlü uyku tutmadı
couldn't catch a wink
expr.
50
Konuşma
bir türlü anlamıyorum
i just don't get it
expr.
51
Konuşma
bir türlü karar veremiyorum
I just can't make up my mind
expr.
52
Konuşma
ne kadar çabalasam da bir türlü karımı hamile bırakamıyorum
I can't get my wife pregnant no matter how hard I try
expr.
53
Konuşma
ne kadar çabalasam da bir türlü karım hamile kalmıyor
I can't get my wife pregnant no matter how hard I try
expr.
54
Konuşma
onunla bir türlü geçinemezsin
you never really hit it off
expr.
55
Konuşma
yapsam bir türlü yapmasam bir türlü
I'm damned if i do and damned if i don't
expr.
Dyeing
56
Boyacılık
her türlü uygulamada yalnızca tek bir rengi veya tonu veren (boya)
monogenetic
s.
Marine
57
Denizcilik
genelde havayolculukları için kullanılsa da her türlü ulaşım için de geçerli bir terim
higher rate intermediate points
i.
Botanic
58
Botanik
herdem yeşil çalıları içeren tek türlü bir bitki cinsi
genus pyxidanthera
i.
59
Botanik
herdem yeşil çalıları içeren tek türlü bir bitki cinsi
pyxidanthera
i.
Military
60
Askeri
turbo motorlu sesten hızlı her türlü havada kullanılan bir avcı uçağı
raven
i.
Sport
61
Spor
neredeyse her türlü kavga tekniğinin serbest olduğu bir dövüş sporu
total fighting
i.
Ornithology
62
Kuşbilim
avustralya'ya özgü tek türlü bir kuş cinsi
pedionomus
i.
63
Kuşbilim
avustralya'ya özgü tek türlü bir kuş cinsi
genus pedionomus
i.
Slang
64
Argo
fikirlerini bir türlü söze dökememe durumu
mental constipation
i.
65
Argo
yapsa bir türlü yapmasa bir türlü
damned if (one) does, damned if (one) doesn't
expr.
66
Argo
yapsa bir türlü yapmasa bir türlü
damned if (one) does and damned if (one) doesn't
expr.
67
Argo
yapsam bir türlü yapmasam bir türlü
damned if I do and damned if I don't
expr.
68
Argo
yapsan bir türlü yapmasan bir türlü
damned if you do and damned if you don't
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir türlü
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy