Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | birbirine karıştırılmış | mixed up s. | ||
I believe we have mixed up our foreign policy with our fisheries policy. Dış politikamız ile balıkçılık politikamızı birbirine karıştırdığımıza inanıyorum. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Card | ||
İskambil | birbirine karıştırılmış iki kart destesi ile oynanan | double s. |