Geçmiş

blows

"blows" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 117 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	exchange blows f.	yumruklaşmak
2	Genel	see how the wind blows f.	ağız aramak
3	Genel	come to blows f.	saç saça baş başa gelmek
4	Genel	come to blows f.	yumruklaşmak
5	Genel	come to blows f.	yumruk yumruğa gelmek
6	Genel	suffer the blows of misfortune f.	feleğin sillesini yemek
Phrases
7	İfadeler	as the wind blows expr.	akıntının yönüne göre
8	İfadeler	as the wind blows expr.	rüzgarın esişine/yönüne göre
9	İfadeler	as the wind blows expr.	akıntıya göre
10	İfadeler	as the wind blows expr.	şartlara uyum sağlayıp değişime ayak uydurma
Proverb
11	Atasözü	it's an ill wind that blows nobody good	her işte bir hayır vardır
12	Atasözü	it is an ill wind that blows no good	her işte bir hayır vardır
13	Atasözü	it's an ill wind that blows nobody any good	birinin felaketi diğerinin selametidir
14	Atasözü	it's an ill wind that blows nobody good	birinin felaketi diğerinin selametidir
15	Atasözü	a straw will show which way the wind blows	küçük bir şey olacakların işareti olabilir
16	Atasözü	a straw will show which way the wind blows	ateş olmayan yerden duman çıkmaz
17	Atasözü	it's an ill wind that blows no good	her işte bir hayır vardır
18	Atasözü	it's an ill wind that blows no good	her şerde bir hayır vardır
19	Atasözü	it's an ill wind that blows no good	birinin felaketi diğerinin selametidir
20	Atasözü	it's an ill wind that blows no one any good	her işte bir hayır vardır
21	Atasözü	it's an ill wind that blows no one any good	her şerde bir hayır vardır
22	Atasözü	it's an ill wind that blows no one any good	birinin felaketi diğerinin selametidir
Colloquial
23	Konuşma Dili	trade blows/insults f.	aralarında tartışmak
24	Konuşma Dili	trade blows/insults f.	birbirlerine hakaret etmek
25	Konuşma Dili	trade blows/insults f.	yumruklaşmak
Idioms
26	Deyim	come close to blows f.	saç baş birbirine girmek
27	Deyim	come close to blows f.	burun buruna gelmek
28	Deyim	come close to blows f.	kavganın eşiğine gelmek
29	Deyim	come close to blows f.	çekişmek
30	Deyim	come close to blows f.	birbirine diş göstermek
31	Deyim	come close to blows f.	neredeyse birbirine girmek
32	Deyim	come close to blows f.	her an birbirlerine girecek gibi davranmak
33	Deyim	see how the wind blows f.	ağız aramak
34	Deyim	bring to blows f.	dövüştürmek
35	Deyim	come to blows f.	çatışma patlak vermek
36	Deyim	come to blows f.	çatışma patlamak
37	Deyim	come to blows f.	kavga başlamak
38	Deyim	bring to blows f.	kavga ettirmek
39	Deyim	run like the wind blows f.	rüzgar gibi koşmak
40	Deyim	come to blows f.	yumruk yumruğa gelmek
41	Deyim	come to blows (over someone or something) f.	(biri/bir şey yüzünden/hakkında) saç saça baş başa gelmek
42	Deyim	come to blows (over someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek
43	Deyim	come to blows (over someone or something) f.	(biri/bir şey hakkında) kavga başlamak
44	Deyim	come to blows (over someone or something) f.	(biri/bir şey hakkında) çatışma patlak vermek
45	Deyim	come to blows (about someone or something) f.	(biri/bir şey yüzünden/hakkında) saç saça baş başa gelmek
46	Deyim	come to blows (about someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek
47	Deyim	come to blows (about someone or something) f.	(biri/bir şey hakkında) kavga başlamak
48	Deyim	come to blows (about someone or something) f.	(biri/bir şey hakkında) çatışma patlak vermek
49	Deyim	come to blows (over something) f.	(bir şey yüzünden/hakkında) saç saça baş başa gelmek
50	Deyim	come to blows (over something) f.	(bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek
51	Deyim	come to blows (over something) f.	(bir şey hakkında) kavga başlamak
52	Deyim	come to blows (over something) f.	(bir şey hakkında) çatışma patlak vermek
53	Deyim	come to blows about (something) f.	(bir şey yüzünden/hakkında) saç saça baş başa gelmek
54	Deyim	come to blows about (something) f.	(bir şeyle ilgili bir konuda) yumruk yumruğa gelmek
55	Deyim	come to blows about (something) f.	(bir şey hakkında) kavga başlamak
56	Deyim	come to blows about (something) f.	(bir şey hakkında) çatışma patlak vermek
57	Deyim	know which way the wind blows f.	rüzgarın hangi yönden estiğini/eseceğini bilmek
58	Deyim	know which way the wind blows f.	rüzgarın nereden eseceğini bilmek
59	Deyim	see which way the wind blows f.	rüzgarın hangi yönden eseceğini görmek/anlamak
60	Deyim	sure as the wind blows s.	adım kadar eminim
61	Deyim	sure as the wind blows s.	adım gibi biliyorum
62	Deyim	sure as the wind blows s.	kalıbımı basarım
63	Deyim	sure as the wind blows s.	eminim
64	Deyim	sure as the wind blows s.	kesinlikle
65	Deyim	sure as the wind blows s.	muhakkak
66	Deyim	sure as the wind blows s.	yüzde yüz
67	Deyim	sure as the wind blows s.	hiç şüphesiz
68	Deyim	sure as the wind blows s.	hiç kuşkusuz
69	Deyim	sure as the wind blows s.	kesinlikle
70	Deyim	sure as the wind blows s.	şüphesiz
71	Deyim	sure as the wind blows s.	hiç şüphesiz
72	Deyim	sure as the wind blows s.	şuraya yazarım ki
73	Deyim	sure as the wind blows s.	işte şuraya yazıyorum
74	Deyim	sure as the wind blows s.	adım gibi eminim ki
75	Deyim	as the wind blows expr.	rüzgar nereden eserse
76	Deyim	as the wind blows expr.	şansı neredeyse
77	Deyim	as the wind blows expr.	kapısına ne gelirse
78	Deyim	as the wind blows expr.	rüzgar/şans ne getirirse
79	Deyim	how the wind blows expr.	havayı koklamak
80	Deyim	how the wind blows expr.	rüzgarın ne yönden eseceğini (beklemek/kestirmeye çalışmak)
81	Deyim	how the wind blows expr.	ağız aramak
82	Deyim	how the wind blows expr.	ortamı koklamak
83	Deyim	how the wind blows expr.	işler/olaylar nasıl seyredecek (diye bakmak/beklemek)
84	Deyim	it blows my mind! expr.	bu beni şok etti!
85	Deyim	thar she blows expr.	işte fışkırıyor/püskürüyor
86	Deyim	thar she blows expr.	işte geldim/geldik
87	Deyim	thar she blows expr.	işte vardım/vardık
88	Deyim	thar she blows expr.	işte göründü/orada
89	Deyim	the way the wind blows expr.	rüzgarın hangi yönden estiği
90	Deyim	the way the wind blows expr.	rüzgarın nereden estiği
91	Deyim	the way the wind blows expr.	eğilimin ne yönde olduğu
92	Deyim	the way the wind blows expr.	gelişmenin/gidişatın ne yönde olacağı
93	Deyim	there she blows expr.	işte fışkırıyor/püskürüyor
94	Deyim	there she blows expr.	işte geldim/geldik
95	Deyim	there she blows expr.	işte vardım/vardık
96	Deyim	there she blows expr.	işte göründü/orada
97	Deyim	which way the wind blows expr.	rüzgarın hangi yönden estiği/eseceği
98	Deyim	which way the wind blows expr.	rüzgarın nereden eseceği
99	Deyim	which way the wind blows expr.	durumun gidişatı
Speaking
100	Konuşma	you know what blows my mind? expr.	kafamı ne kurcalıyor biliyor musun?
Technical
101	Teknik	resistance to external blows by the round-the-clock i.	çevre boyunca dış darbaye mukavemet
102	Teknik	hard-on-hard blows i.	kalıp kalıba vurma darbeleri
103	Teknik	determination of resistance to external blows by staircase method i.	kademeli olarak uygulanan dış darbeye mukavemetin tayini
Sport
104	Spor	exchange of blows i.	karşılıklı vuruşlar
Slang
105	Argo	(something) blows expr.	berbat
106	Argo	(something) blows expr.	rezalet
107	Argo	(something) blows expr.	çok kötü
108	Argo	(something) blows expr.	korkunç
109	Argo	(something) blows expr.	bok gibi
110	Argo	this blows expr.	bu iş patlar
111	Argo	this blows expr.	bu iş yatar
112	Argo	it blows expr.	berbat
113	Argo	it blows expr.	fena
114	Argo	it blows expr.	kötü
115	Argo	whatever blows your skirt up expr.	nasıl işine gelirse öyle yap
116	Argo	whatever blows your skirt up expr.	sen nasıl istersen
117	Argo	whatever blows your skirt up expr.	sana nasıl uyarsa