Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
break something
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"break something"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 199 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
break something up
f.
ovalamak
2
Genel
break something off
f.
son vermek
3
Genel
break something up
f.
sona erdirmek
4
Genel
break something down
f.
parçalamak
5
Genel
break something up
f.
noktalamak
6
Genel
break something up
f.
parçalamak
7
Genel
break something off
f.
koparmak
8
Genel
break something to pieces
f.
paramparça etmek
Phrasals
9
Öbek Fiiller
break (something) on (something)
f.
(bir şeyi bir yere) çarparak/vurarak kırmak
10
Öbek Fiiller
break something on something
f.
(bir şeyi bir yere) çarparak/vurarak kırmak
11
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
(dalga) kayalara vurmak
12
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
(dalga) kayalara çarpmak
13
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
(dalga) kayalara çarpıp dağılmak
14
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
(dalga) kayalarda patlamak
15
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
(bir şey bir yere) düşüp kırılmak
16
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
(bir şey bir yere) çarpıp kırılmak
17
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
(bir şey bir yere) çarpıp paramparça olmak
18
Öbek Fiiller
break against something
f.
(dalga) kayalara vurmak
19
Öbek Fiiller
break against something
f.
(dalga) kayalara çarpmak
20
Öbek Fiiller
break against something
f.
(dalga) kayalara çarpıp dağılmak
21
Öbek Fiiller
break against something
f.
(dalga) kayalarda patlamak
22
Öbek Fiiller
break against something
f.
(bir şey bir yere) düşüp kırılmak
23
Öbek Fiiller
break against something
f.
(bir şey bir yere) çarpıp kırılmak
24
Öbek Fiiller
break against something
f.
(bir şey bir yere) çarpıp paramparça olmak
25
Öbek Fiiller
break (something) on (something)
f.
(bir şeyi bir yere) çarparak kırmak
26
Öbek Fiiller
break (something) on (something)
f.
(bir şeyi bir yere) vurarak kırmak
27
Öbek Fiiller
break something on something
f.
(bir şeyi bir yere) çarparak kırmak
28
Öbek Fiiller
break something on something
f.
(bir şeyi bir yere) vurarak kırmak
29
Öbek Fiiller
break out with (something)
f.
bir şarkı patlatmak
30
Öbek Fiiller
break out with (something)
f.
gözyaşına/yaşlara/kahkahaya boğulmak
31
Öbek Fiiller
break out with (something)
f.
birden (bir şey) yapıvermek
32
Öbek Fiiller
break out with (something)
f.
kendini tutamayıp (bir şey) yapmak
33
Öbek Fiiller
break out with (something)
f.
birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak
34
Öbek Fiiller
break out with (something)
f.
aniden (bir kahkaha
35
Öbek Fiiller
break out with (something)
f.
çığlık) atmak/patlatmak
36
Öbek Fiiller
break out with something
f.
bir şarkı patlatmak
37
Öbek Fiiller
break out with something
f.
gözyaşına/yaşlara/kahkahaya boğulmak
38
Öbek Fiiller
break out with something
f.
birden (bir şey) yapıvermek
39
Öbek Fiiller
break out with something
f.
kendini tutamayıp (bir şey) yapmak
40
Öbek Fiiller
break out with something
f.
birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak
41
Öbek Fiiller
break out with something
f.
aniden (bir kahkaha
42
Öbek Fiiller
break out with something
f.
çığlık) atmak/patlatmak
43
Öbek Fiiller
break (something) to (someone)
f.
(birine) kötü bir haberi vermek/söylemek
44
Öbek Fiiller
break something to someone
f.
(birine) kötü bir haberi vermek/söylemek
45
Öbek Fiiller
break through something
f.
bir şeyi delip/kırıp geçmek
46
Öbek Fiiller
break for something
f.
bir yere doğru hızla koşmak
47
Öbek Fiiller
break for something
f.
(bir şey için) bir şeye ara vermek
48
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
(bir şeyin) üstünde patlamak
49
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
(bir şeye) çarpıp kırılmak
50
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
düşüp kırılmak
51
Öbek Fiiller
break against (something)
f.
çarpıp dağılmak
52
Öbek Fiiller
break against something
f.
bir şeyin üstünde patlamak
53
Öbek Fiiller
break against something
f.
bir şeye çarpıp kırılmak
54
Öbek Fiiller
break against something
f.
düşüp kırılmak
55
Öbek Fiiller
break against something
f.
çarpıp dağılmak
56
Öbek Fiiller
break (one) of (something)
f.
(birini bir şeyden) vazgeçirmek
57
Öbek Fiiller
break (one) of (something)
f.
(birine bir şeyi) bıraktırmak
58
Öbek Fiiller
break someone or something of something
f.
birini/bir şeyi bir şeyden vazgeçirmek
59
Öbek Fiiller
break someone or something of something
f.
birine/bir şeye bir şeyi bıraktırmak
60
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için göbeği çatlamak
61
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için büyük çaba sarf etmek
62
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için kendini paralamak
63
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için canını dişine takmak
64
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak
65
Öbek Fiiller
break (one's) back to (do something)
f.
(bir şeyi yapmak) için kıçını yırtmak
66
Öbek Fiiller
break (up) (into something)
f.
(bir şeylere) ayrılmak
67
Öbek Fiiller
break (up) (into something)
f.
kırılıp (bir şeylere) ayrılmak
68
Öbek Fiiller
break (up) (into something)
f.
küçük parçalara ayrılmak
69
Öbek Fiiller
break (up) (into something)
f.
tuzla buz olmak
70
Öbek Fiiller
break something away (from something)
f.
(bir şeyden) bir şey kopartmak
71
Öbek Fiiller
break something away (from something)
f.
(bir şeyin) bir bölümünü/kısmını kopartmak
72
Öbek Fiiller
break something away (from something)
f.
(bir şeyden) bir parça kopartmak/kırmak
73
Öbek Fiiller
break for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) doğru fırlamak
74
Öbek Fiiller
break for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) doğru koşmak
75
Öbek Fiiller
break something in
f.
bir şeyi kırmak
76
Öbek Fiiller
break something in
f.
bir şeyi parçalamak
77
Öbek Fiiller
break something in
f.
bir şeyi yıkmak
78
Öbek Fiiller
break something in
f.
bir şeyi alıştırmak
79
Öbek Fiiller
break something in
f.
bir şeye alışmak
80
Öbek Fiiller
break something in
f.
bir şeyi yumuşatmak
81
Öbek Fiiller
break in (to something or some place)
f.
(bir şeye/yere) zorla girmek
82
Öbek Fiiller
break in (to something or some place)
f.
(bir şeye/yere) izinsiz girmek
83
Öbek Fiiller
break in (to something or some place)
f.
(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek
84
Öbek Fiiller
break in (to something or some place)
f.
(bir şeye/yere) yasa dışı bir şekilde girmek
85
Öbek Fiiller
break in on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) bölmek
86
Öbek Fiiller
break in on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yarıda kesmek
87
Öbek Fiiller
break in on (someone or something)
f.
(birilerinin/bir şeyin) arasına dalmak/girmek
88
Öbek Fiiller
break into something
f.
aniden (şarkıya, konuşmaya) girmek/giriş yapmak
89
Öbek Fiiller
break into something
f.
aniden (konuşmaya, şarkı söylemeye, ağlamaya, gülmeye) başlamak
90
Öbek Fiiller
break into something
f.
bir anda (konuşmaya, şarkı söylemeye, ağlamaya, başlamak) başlamak
91
Öbek Fiiller
break into something
f.
bir anda (göz yaşlarına, kahkahalara) boğulmak
92
Öbek Fiiller
break someone or something of something
f.
birini/bir şeyi bir şeyden/alışkanlıktan kurtarmak
93
Öbek Fiiller
break someone or something of something
f.
birine/bir şeye bir şeyi/alışkanlığı bıraktırmak
94
Öbek Fiiller
break someone or something of something
f.
birini/bir şeyi bir şeyden/alışkanlıktan vazgeçirmek
95
Öbek Fiiller
break something off (of) something
f.
bir şeyden bir şey/parça koparmak
96
Öbek Fiiller
break something off (of) something
f.
bir şeyden bir şey/parça kırmak
97
Öbek Fiiller
break something off
f.
bir şeyden bir şey/parça koparmak
98
Öbek Fiiller
break something off
f.
bir şeyden bir şey/parça kırmak
99
Öbek Fiiller
break over (something)
f.
(bir şeyi) çarpıp dağıtmak
100
Öbek Fiiller
break over (something)
f.
(bir şeye) dalga çarpmak/vurmak
101
Öbek Fiiller
break over (something)
f.
(bir şeyi) dalga dövmek
102
Öbek Fiiller
break someone of something
f.
birini bir şeyden/alışkanlıktan kurtarmak
103
Öbek Fiiller
break someone of something
f.
birine bir şeyi/alışkanlığı bıraktırmak
104
Öbek Fiiller
break someone of something
f.
birini bir şeyden/alışkanlıktan vazgeçirmek
105
Öbek Fiiller
break through (to someone or something)
f.
engeli aşıp (birine/bir şeye) ulaşmak
106
Öbek Fiiller
break through (to someone or something)
f.
yarıp geçerek (birine/bir şeye) ulaşmak
107
Öbek Fiiller
break through (to someone or something)
f.
bir şeyi kırıp (birine/bir şeye) ulaşmak
108
Öbek Fiiller
break through (to someone or something)
f.
hattı kırıp geçerek (birine/bir şeye) ulaşmak
109
Öbek Fiiller
break through (to someone or something)
f.
delip geçip (birine/bir şeye) ulaşmak
110
Öbek Fiiller
break something up (into something)
f.
bir şeyi (küçük parçalara) ayırmak/bölmek
111
Öbek Fiiller
break something up (into something)
f.
bir şeyi (küçük parçalar halinde) kırmak
112
Öbek Fiiller
break something up (into something)
f.
bir şeyi kırıp (küçük para) bölmek
113
Öbek Fiiller
break with (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
114
Öbek Fiiller
break with (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak
115
Öbek Fiiller
break with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) bağını koparmak
116
Öbek Fiiller
break with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) ilişkisini kesmek
Idioms
117
Deyim
break one's neck (to do something)
f.
alnının damarı çatlamak
118
Deyim
break one's neck to do something
f.
alnının damarı çatlamak
119
Deyim
break the back of something
f.
bir şeyin belini kırmak
120
Deyim
break one's neck (to do something)
f.
dişini tırnağına takmak
121
Deyim
break open something
f.
farklı yenmek
122
Deyim
break something open
f.
farklı yenmek
123
Deyim
break something into small pieces
f.
paramparça etmek
124
Deyim
break something to pieces
f.
paramparça etmek
125
Deyim
break something into small pieces
f.
tuzla buz etmek
126
Deyim
break open something
f.
(bir takımı) yenmek
127
Deyim
break something open
f.
(bir takımı) yenmek
128
Deyim
break your neck (doing something/to do something)
f.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) kendini paralamak
129
Deyim
break your neck (doing something/to do something)
f.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) kıçını yırtmak
130
Deyim
break your neck (doing something/to do something)
f.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) çok çaba sarf etmek
131
Deyim
break your neck (doing something/to do something)
f.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) bir tarafını yırtmak
132
Deyim
break your neck (doing something/to do something)
f.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) canını dişine takmak
133
Deyim
break balls to do something
f.
bir şey yapmak için kıçını/götünü/bir tarafını yırtmak
134
Deyim
break balls to do something
f.
bir şey yapmak için paralanmak
135
Deyim
break balls to do something
f.
bir şey yapmak için yırtınmak
136
Deyim
break balls to do something
f.
bir şey yapmak için kendini paralamak
137
Deyim
break balls to do something
f.
bir şey yapmak için çok çabalamak
138
Deyim
break faith with (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) güvenini kırmak
139
Deyim
break faith with (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) yarı yolda bırakmak
140
Deyim
break faith with (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) karşı sözünü tutmamak
141
Deyim
break faith with (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) verdiği sözü yerine getirememek
142
Deyim
break something free (from something)
f.
(bir şeyi) bir şeyden ayırmak
143
Deyim
break something free (from something)
f.
(bir şeyi) bir şeyden uzaklaştırmak
144
Deyim
break something free (from something)
f.
(bir şeyi) bir şeyden koparmak/sökmek
145
Deyim
break ground (for something)
f.
(bir şeyin) temelini atmaya başlamak
146
Deyim
break ground (for something)
f.
(bir şeyin) temelini kazmak
147
Deyim
break something loose from something
f.
bir şeyi bir şeyden koparmak
148
Deyim
break something loose from something
f.
bir şeyi bir şeyden ayırmak
149
Deyim
break something loose from something
f.
bir şeyi bir şeyden kurtarmak
150
Deyim
break/cut/tear (something) loose from somebody/something
f.
kendini/birini/bir şeyi (bir şeyden) ayırmak
151
Deyim
break/cut/tear (something) loose from somebody/something
f.
kendini/birini/bir şeyi (bir şeyden) uzaklaştırmak
152
Deyim
break loose from (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) kurtulmak
153
Deyim
break loose from (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) sıyrılmak
154
Deyim
break loose from (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) kaçmak
155
Deyim
break loose from (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) etkisinden kurtulmak
156
Deyim
break loose from (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) baskısından kurtulmak
157
Deyim
break loose from (something)
f.
(bir şeyden) kurtulmak
158
Deyim
break loose from (something)
f.
(bir şeyden) ayrılmak/sıyrılmak
159
Deyim
break loose from (something)
f.
(bir şeyden) kopmak
160
Deyim
break one's balls to do something
f.
bir şey yapmak için kıçını/götünü/bir tarafını yırtmak
161
Deyim
break one's balls to do something
f.
bir şey yapmak için paralanmak
162
Deyim
break one's balls to do something
f.
bir şey yapmak için yırtınmak
163
Deyim
break one's balls to do something
f.
bir şey yapmak için kendini paralamak
164
Deyim
break one's balls to do something
f.
bir şey yapmak için çok çabalamak
165
Deyim
break the back of something
f.
bir şeyi bastırmak
166
Deyim
break the back of something
f.
bir şeyin önünü almak
167
Deyim
break the back of something
f.
bir şeyin bel kemiğini kırmak
168
Deyim
break the back of something
f.
bir şeyi bitirmek
169
Deyim
break the back of something
f.
bir şeyi yıkmak
170
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için kendini paralamak
171
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için kıçını yırtmak
172
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için çok çaba sarf etmek
173
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için bir tarafını yırtmak
174
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için canını dişine takmak
175
Deyim
break your neck to do something
f.
bir şey yapmak için göbeği çatlamak
176
Deyim
break/cut/tear loose from somebody/something
f.
birinden/bir şeyden kurtulmak
177
Deyim
break/cut/tear loose from somebody/something
f.
birinden/bir şeyden yakasını kurtarmak
178
Deyim
break/cut/tear loose from somebody/something
f.
birinden/bir şeyden yakasını sıyırmak
179
Deyim
break/cut/tear loose from somebody/something
f.
birinden/bir şeyden ayrılmak
180
Deyim
break/cut/tear loose from somebody/something
f.
birinden/bir şeyden kopmak
181
Deyim
break/cut/tear (something) loose from somebody/something
f.
(bir şeyi) birinden/bir şeyden kurtarmak
182
Deyim
break/cut/tear (something) loose from somebody/something
f.
(bir şeyi) birinden/bir şeyden ayırmak
183
Deyim
break/cut/tear (something) loose from somebody/something
f.
(bir şeyi) birinden/bir şeyden koparmak
184
Deyim
break something loose from something
f.
bir şeyi bir şeyden çözmek
185
Deyim
break something loose from something
f.
bir şeyi bir şeyden ayırmak
186
Deyim
break something loose from something
f.
bir şeyi bir şeyden sökmek
187
Deyim
make a break for (someone or something)
f.
fırlayıp (birine/bir şeye) doğru koşmak
188
Deyim
make a break for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) doğru fırlamak
189
Deyim
make a break for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) koşmak
190
Deyim
make a break for (someone or something)
f.
hızla (birine/bir şeye) gitmek
191
Deyim
make a clean break (from/with someone or something)
f.
(biri/bir şey) defterini kapamak
192
Deyim
make a clean break (from/with someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) geride bırakmak
193
Deyim
make a clean break (from/with someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) geçmişte bırakmak
Slang
194
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için kendini paralamak
195
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için kıçını yırtmak
196
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için çok çaba sarf etmek
197
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için bir tarafını yırtmak
198
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için canını dişine takmak
199
Argo
break your back doing something/to do something
f.
bir şey yapacağım diye/yapmak için göbeği çatlamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of break something
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy