|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
late breakfast i.
|
geç kahvaltı |
|
2 |
Genel |
working breakfast i.
|
iş görüşmesi yapılan kahvaltı |
|
3 |
Genel |
breakfast food i.
|
kahvaltılık |
|
4 |
Genel |
continental breakfast i.
|
kontinental kahvaltı |
|
5 |
Genel |
bed and breakfast i.
|
yatak ve kahvaltı |
|
6 |
Genel |
food for breakfast i.
|
kahvaltılık |
|
7 |
Genel |
breakfast table i.
|
kahvaltı masası |
|
8 |
Genel |
breakfast room i.
|
kahvaltı odası |
|
9 |
Genel |
breakfast nook i.
|
kahvaltı köşesi |
|
10 |
Genel |
breakfast hall i.
|
kahvaltı salonu |
|
11 |
Genel |
breakfast saloon i.
|
kahvaltı salonu |
|
12 |
Genel |
continental breakfast i.
|
kıtaya özgü kahvaltı |
|
13 |
Genel |
continental breakfast i.
|
kıtasal kahvaltı |
|
|
14 |
Genel |
breakfast service i.
|
kahvaltı servisi |
|
15 |
Genel |
open buffet breakfast i.
|
açık büfe kahvaltı |
|
16 |
Genel |
mixed breakfast i.
|
serpme kahvaltı |
|
17 |
Genel |
turkish village breakfast i.
|
köy kahvaltısı |
|
18 |
Genel |
healthy breakfast i.
|
sağlıklı kahvaltı |
|
19 |
Genel |
traditional turkish breakfast i.
|
geleneksel türk kahvaltısı |
|
20 |
Genel |
breakfast pleasure i.
|
kahvaltı keyfi |
|
21 |
Genel |
breakfast menu i.
|
kahvaltı menüsü |
|
22 |
Genel |
big breakfast i.
|
büyük kahvaltı |
|
23 |
Genel |
traditional breakfast i.
|
geleneksel kahvaltı |
|
24 |
Genel |
breakfast tray i.
|
kahvaltı tepsisi |
|
25 |
Genel |
breakfast garden i.
|
kahvaltı bahçesi |
|
26 |
Genel |
english breakfast i.
|
ingiliz kahvaltısı |
|
27 |
Genel |
breakfast in bed i.
|
yatakta kahvaltı |
|
28 |
Genel |
breakfast [dialect] i.
|
(karayipler'de) öğle yemeği |
|
29 |
Genel |
breakfast area i.
|
(evde) kahvaltı yeri |
|
30 |
Genel |
breakfast cereal i.
|
kahvaltılık gevrek |
|
31 |
Genel |
breakfast time i.
|
kahvaltı saati |
|
32 |
Genel |
dog's breakfast i.
|
kötü iş |
|
33 |
Genel |
dog's breakfast i.
|
kargaşa |
|
|
34 |
Genel |
dog's breakfast i.
|
karmaşıklık |
|
35 |
Genel |
dog's breakfast i.
|
dağınıklık |
|
36 |
Genel |
dog's breakfast i.
|
allak bullak olma |
|
37 |
Genel |
eat breakfast f.
|
kahvaltı etmek |
|
38 |
Genel |
have breakfast f.
|
kahvaltı yapmak |
|
39 |
Genel |
prepare breakfast f.
|
kahvaltı hazırlamak |
|
40 |
Genel |
have breakfast f.
|
kahvaltı etmek |
|
41 |
Genel |
make breakfast f.
|
kahvaltı hazırlamak |
|
42 |
Genel |
skip breakfast f.
|
kahvaltıyı atlamak/es geçmek |
|
43 |
Genel |
skip breakfast f.
|
kahvaltı yapmamak |
|
Phrases |
|
44 |
İfadeler |
after breakfast expr.
|
kahvaltıdan sonra |
|
45 |
İfadeler |
at the breakfast expr.
|
kahvaltıda |
|
Proverb |
|
46 |
Atasözü |
hope is a good breakfast but a bad supper
|
ümit iyi bir kahvaltıdır ama iyi bir akşam yemeği değildir |
|
47 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
|
48 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
sabah gülen akşam olmadan ağlar |
|
49 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın |
|
50 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
dereyi görmeden paçayı sıvama |
|
51 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
acele işe şeytan karışır |
|
52 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
acele yürüyen yolda kalır |
|
53 |
Atasözü |
sing before breakfast, you'll cry before night
|
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
|
54 |
Atasözü |
sing before breakfast, you'll cry before night
|
sabah gülen akşam olmadan ağlar |
|
55 |
Atasözü |
sing before breakfast, you'll cry before night
|
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın |
|
56 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
|
57 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
sabah gülen (gülüp eğlenen) akşam olmadan ağlar |
|
58 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın |
|
59 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
dereyi görmeden paçayı sıvama |
|
60 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
acele işe şeytan karışır |
|
61 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
acele yürüyen yolda kalır |
|
62 |
Atasözü |
hope is a good breakfast but a bad supper
|
çabasız umut meyvesiz ağaca benzer |
|
63 |
Atasözü |
hope is a good breakfast but a bad supper
|
umut güzel bir şeydir |
|
64 |
Atasözü |
hope is a good breakfast but a bad supper
|
bir işe umutla başlamak iyidir ama çalışmayıp/çaba göstermeyip umut ettiklerini gerçekleştirmezsen bir işe yaramaz |
|
65 |
Atasözü |
hope is a good breakfast but a bad supper
|
güne umutla başlamak iyi yatağa hala umut ederek gitmek kötüdür |
|
66 |
Atasözü |
hope is a good breakfast but a bad supper
|
(bacon'a atfedilen hikayeye göre) aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz |
|
Colloquial |
|
67 |
Konuşma Dili |
nutritious breakfast i.
|
besleyici kahvaltı |
|
68 |
Konuşma Dili |
come on I'll buy you breakfast expr.
|
gel sana kahvaltı ısmarlayayım |
|
Idioms |
|
69 |
Deyim |
breakfast of champions i.
|
erken saatte alınan/içilen (alkollü) içki |
|
70 |
Deyim |
donkey's breakfast i.
|
içine saman doldurulmuş yatak/döşek |
|
71 |
Deyim |
donkey's breakfast i.
|
saman/hasır döşek |
|
72 |
Deyim |
donkey's breakfast i.
|
hasır şapka |
|
73 |
Deyim |
donkey’s breakfast i.
|
saman doldurulmuş şey |
|
|
74 |
Deyim |
donkey’s breakfast i.
|
saman (döşek) |
|
75 |
Deyim |
mexican breakfast i.
|
güne bir sigara ve bir bardak çay veya suyla başlama |
|
76 |
Deyim |
mexican breakfast i.
|
kahvaltı olarak bir sigara ve bir bardak çay veya su içme |
|
77 |
Deyim |
mexican breakfast i.
|
meksika kahvaltısı |
|
78 |
Deyim |
power breakfast i.
|
iş kahvaltısı |
|
79 |
Deyim |
power breakfast i.
|
kahvaltı eklinde yapılan iş toplantısı |
|
80 |
Deyim |
a dog's breakfast i.
|
çok kötü |
|
81 |
Deyim |
dog's breakfast i.
|
karman çorman |
|
82 |
Deyim |
pig's breakfast i.
|
karman çorman |
|
83 |
Deyim |
a dog's breakfast i.
|
dağınıklık |
|
84 |
Deyim |
a dog's breakfast i.
|
karmakarışık şey |
|
85 |
Deyim |
a dog's breakfast i.
|
alt üst olmuş şey |
|
86 |
Deyim |
a dog's breakfast i.
|
çıfıt çarşısı |
|
87 |
Deyim |
a dog's breakfast i.
|
rezil şey |
|
88 |
Deyim |
donkey’s breakfast i.
|
hasır (döşek, şapka) |
|
89 |
Deyim |
fix (something) for breakfast/lunch/dinner f.
|
kahvaltı/öğle yemeği/akşam yemeği için bir şeyler hazırlamak |
|
90 |
Deyim |
will eat someone for breakfast f.
|
birisini kolayca yenmek |
|
91 |
Deyim |
will have someone for breakfast f.
|
birisini kolayca yenmek |
|
92 |
Deyim |
have someone for breakfast f.
|
birisini kolayca yenmek |
|
93 |
Deyim |
make a dog's breakfast of something f.
|
bir şeyi berbat etmek/çok kötü yapmak |
|
94 |
Deyim |
will eat someone for breakfast f.
|
hezimete uğratmak |
|
95 |
Deyim |
will have someone for breakfast f.
|
hezimete uğratmak |
|
96 |
Deyim |
have someone for breakfast f.
|
hezimete uğratmak |
|
97 |
Deyim |
have someone for breakfast f.
|
kolayca üstesinden gelmek |
|
98 |
Deyim |
will eat someone for breakfast f.
|
kolayca üstesinden gelmek |
|
99 |
Deyim |
will have someone for breakfast f.
|
kolayca üstesinden gelmek |
|
100 |
Deyim |
will eat someone for breakfast f.
|
zorlanmadan alt etmek |
|
101 |
Deyim |
will have someone for breakfast f.
|
zorlanmadan alt etmek |
|
102 |
Deyim |
have someone for breakfast f.
|
zorlanmadan alt etmek |
|
103 |
Deyim |
fix (something) for breakfast, lunch, dinner f.
|
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapmak/ayarlamak |
|
104 |
Deyim |
fix (something) for breakfast, lunch, dinner f.
|
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) hazırlamak |
|
105 |
Deyim |
fix (something) for breakfast, lunch, dinner f.
|
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapıvermek |
|
106 |
Deyim |
eat (something or someone) for breakfast f.
|
(birini/bir şeyi) kolayca yenmek |
|
107 |
Deyim |
eat (something or someone) for breakfast f.
|
(birinin/bir şeyin) kolayca üstesinden gelmek |
|
108 |
Deyim |
have (someone or something) for breakfast f.
|
(birini/bir şeyi) kolayca yenmek |
|
109 |
Deyim |
have (someone or something) for breakfast f.
|
(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak |
|
110 |
Deyim |
have (someone or something) for breakfast f.
|
(birinin/bir şeyin) kolayca üstesinden gelmek |
|
111 |
Deyim |
have (someone or something) for breakfast f.
|
(birini/bir şeyi) zorlanmadan alt etmek |
|
112 |
Deyim |
have someone for breakfast f.
|
birinin kolayca üstesinden gelmek |
|
113 |
Deyim |
have someone for breakfast f.
|
birini zorlanmadan alt etmek |
|
114 |
Deyim |
have someone for breakfast f.
|
birini hezimete uğratmak |
|
115 |
Deyim |
eat someone for breakfast f.
|
birinin kolayca üstesinden gelmek |
|
116 |
Deyim |
eat someone for breakfast f.
|
birini zorlanmadan alt etmek |
|
117 |
Deyim |
eat someone for breakfast f.
|
birini hezimete uğratmak |
|
118 |
Deyim |
have for breakfast f.
|
kolayca yenmek |
|
119 |
Deyim |
have for breakfast f.
|
hezimete uğratmak |
|
120 |
Deyim |
have for breakfast f.
|
kolayca üstesinden gelmek |
|
121 |
Deyim |
have for breakfast f.
|
zorlanmadan alt etmek |
|
122 |
Deyim |
scattered from here to breakfast s.
|
dört yana dağılmış |
|
123 |
Deyim |
scattered from here to breakfast s.
|
her yere dağılmış |
|
124 |
Deyim |
scattered from here to breakfast s.
|
here yere yayılmış |
|
125 |
Deyim |
scattered from here to breakfast s.
|
dört bir yanına dağılmış |
|
126 |
Deyim |
scattered from here to breakfast s.
|
dört bir tarafına dağılmış/yayılmış |
|
127 |
Deyim |
scattered from here to breakfast s.
|
bir daha toplanması zor olacak/uzun süre alacak şekilde dağılmış |
|
128 |
Deyim |
breakfast of champions expr.
|
kahvaltıda alışık olmadığımız, sağlıklı olmayan şeyler yeme veya içme anlamında alay yollu bir ifade |
|
129 |
Deyim |
breakfast of champions expr.
|
şampiyonlara yakışır kahvaltı |
|
130 |
Deyim |
breakfast of champions expr.
|
şampiyonların kahvaltısı |
|
131 |
Deyim |
from hell to breakfast expr.
|
bir uçtan bir uca |
|
132 |
Deyim |
a dog's breakfast expr.
|
berbat |
|
133 |
Deyim |
from hell to breakfast expr.
|
her yer |
|
134 |
Deyim |
from hell to breakfast expr.
|
her yeri |
|
135 |
Deyim |
(one) will eat (someone) for breakfast expr.
|
(biri birini) kolayca yenecek |
|
136 |
Deyim |
(one) will eat (someone) for breakfast expr.
|
(biri birini) hezimete uğratacak |
|
137 |
Deyim |
(one) will eat (someone) for breakfast expr.
|
(biri birini) zorlanmadan alt edecek |
|
138 |
Deyim |
(one) will eat (something) for breakfast expr.
|
(biri bir şeyin) kolayca üstesinden gelecek |
|
139 |
Deyim |
(one) will eat (something) for breakfast expr.
|
(biri bir şeyi) kolayca başaracak |
|
140 |
Deyim |
(one) will eat (something) for breakfast expr.
|
(bir şey biri) için çocuk oyuncağı |
|
141 |
Deyim |
(one) will have (someone) for breakfast expr.
|
(biri birini) kolayca yenecek |
|
142 |
Deyim |
(one) will have (someone) for breakfast expr.
|
(biri birini) hezimete uğratacak |
|
143 |
Deyim |
(one) will have (someone) for breakfast expr.
|
(biri birini) zorlanmadan alt edecek |
|
144 |
Deyim |
(one) will have (something) for breakfast expr.
|
(biri bir şeyin) kolayca üstesinden gelecek |
|
145 |
Deyim |
(one) will have (something) for breakfast expr.
|
(biri bir şeyi) kolayca başaracak |
|
146 |
Deyim |
(one) will have (something) for breakfast expr.
|
(bir şey biri) için çocuk oyuncağı |
|
147 |
Deyim |
like a dog's breakfast [uk/australia] expr.
|
çok dağınık |
|
148 |
Deyim |
like a dog's breakfast [uk/australia] expr.
|
karmakarışık |
|
149 |
Deyim |
like a dog's breakfast [uk/australia] expr.
|
alt üst olmuş |
|
150 |
Deyim |
like a dog's breakfast [uk/australia] expr.
|
çıfıt çarşısı gibi |
|
151 |
Deyim |
like a dog's breakfast [uk/australia] expr.
|
rezil |
|
152 |
Deyim |
like a dog's breakfast [uk/australia] expr.
|
berbat |
|
153 |
Deyim |
like a dog's breakfast [uk/australia] expr.
|
çarşamba pazarına dönmüş |
|
Speaking |
|
154 |
Konuşma |
I had my breakfast expr.
|
ben kahvaltı yaptım |
|
155 |
Konuşma |
we went to breakfast expr.
|
biz kahvaltıya gittik |
|
156 |
Konuşma |
I haven't had breakfast today expr.
|
bugün kahvaltı yapmadım |
|
157 |
Konuşma |
what did you have for breakfast when you were a child? expr.
|
çocukken kahvaltıda ne yerdin? |
|
158 |
Konuşma |
here's a breakfast for you expr.
|
işte sana kahvaltı |
|
159 |
Konuşma |
I'll get your breakfast right away expr.
|
kahvaltınızı hemen getiriyorum |
|
160 |
Konuşma |
what do you have for breakfast? expr.
|
kahvaltıda ne var? |
|
161 |
Konuşma |
what do you have for breakfast? expr.
|
kahvaltıda ne yersin? |
|
162 |
Konuşma |
when do you have breakfast? expr.
|
ne zaman kahvaltı yaparsın? |
|
163 |
Konuşma |
when do you have breakfast? expr.
|
ne zaman kahvaltı yaparsınız? |
|
164 |
Konuşma |
I had my breakfast expr.
|
kahvaltı yaptım |
|
165 |
Konuşma |
I'll bring your breakfast right away expr.
|
kahvaltınızı hemen getiriyorum |
|
166 |
Konuşma |
how was your breakfast? expr.
|
kahvaltın nasıldı? |
|
167 |
Konuşma |
I have breakfast in the morning expr.
|
sabah kahvaltı yaparım |
|
168 |
Konuşma |
what time do you eat breakfast? expr.
|
saat kaçta kahvaltı yaparsın? |
|
169 |
Konuşma |
I have breakfast at seven thirty expr.
|
yedi buçukta kahvaltı yaparım |
|
Trade/Economic |
|
170 |
Ticaret/Ekonomi |
bed and breakfast s.
|
vergi tasarrufu amacıyla geceden satılıp sabah geri alınan (hisse) |
|
171 |
Ticaret/Ekonomi |
bed and breakfast s.
|
hissenin mali yılın son gününde satılıp sabah geri alındığı (işlem) |
|
Tourism |
|
172 |
Turizm |
continental breakfast i.
|
continental kahvaltı |
|
173 |
Turizm |
continental breakfast i.
|
küçük ekmek, kahve, tost vs'den oluşan hafif kahvaltı |
|
174 |
Turizm |
bed and breakfast i.
|
oda kahvaltı |
|
175 |
Turizm |
bed and breakfast i.
|
pansiyon |
|
176 |
Turizm |
bed and breakfast hotel i.
|
yataklı ve kahvaltılı otel |
|
177 |
Turizm |
full english breakfast i.
|
tam ingiliz kahvaltısı |
|
178 |
Turizm |
b & b (bed and breakfast) i.
|
oda kahvaltılı konaklama tesisi |
|
179 |
Turizm |
bed–and–breakfast i.
|
oda kahvaltılı konaklama tesisi |
|
Food Engineering |
|
180 |
Gıda |
breakfast cereals i.
|
kahvaltılık tahıl ürünleri |
|
181 |
Gıda |
fortified breakfast cereals i.
|
zenginleştirilmiş kahvaltılık gevrekler/tahıllar |
|
Gastronomy |
|
182 |
Mutfak |
breakfast plate i.
|
kahvaltı tabağı |
|
183 |
Mutfak |
bed and breakfast i.
|
yalnız yatak ve kahvaltı |
|
184 |
Mutfak |
bed and breakfast i.
|
yatak + kahvaltı |
|
185 |
Mutfak |
english breakfast i.
|
yumurta, domuz pastırması, kızarmış ekmek ve çay veya kahve ile yapılan zengin kahvaltı |
|
186 |
Mutfak |
english breakfast tea i.
|
ingiliz kahvaltı çayı |
|
Education |
|
187 |
Eğitim |
breakfast club i.
|
(okulda çocuklara sunulan) kahvaltı servisi |
|
Slang |
|
188 |
Argo |
shoot one's breakfast f.
|
kusmak |
|