bulaşık

"bulaşık" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 10 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	bulaşık	dirty dishes i.
Tom put the dirty dishes in the sink. Tom kirli bulaşıkları lavaboya koydu. More Sentences
General
2	Genel	bulaşık	dishes i.
He will wash dishes. Bulaşıkları o yıkayacak. More Sentences
3	Genel	bulaşık	the dishes i.
4	Genel	bulaşık	blur i.
5	Genel	bulaşık	washing-up i.
6	Genel	bulaşık	daub i.
7	Genel	bulaşık	dirty s.
8	Genel	bulaşık	soiled s.
9	Genel	bulaşık	smeared over s.
10	Genel	bulaşık	grufted s.

"bulaşık" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 118 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	bulaşık suyu	dishwater i.
Tom put the dishes in the dishwater. Tom bulaşıkları bulaşık suyuna koydu. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	bulaşık bezi	dishcloth i.
Tom wiped the glass with a dishcloth. Tom bardağı bulaşık beziyle sildi. More Sentences
General
3	Genel	bulaşık makinesi	dishwasher i.
Could you explain how the dishwasher works? Bulaşık makinesinin nasıl çalıştığını açıklayabilir misiniz? More Sentences
4	Genel	bulaşık makinesi deterjanı	dishwasher detergent i.
I got a rash on my hands from dishwasher detergent. Ellerimde bulaşık makinesi deterjanı döküntüsü var. More Sentences
5	Genel	bulaşık bezi	dishrag i.
I dried the sink with a dishrag and now it's dry. Lavaboyu bulaşık beziyle kuruladım ve şimdi kuru. More Sentences
6	Genel	bulaşık yıkama	washing-up i.
She always got out of washing-up. O, her zaman bulaşık yıkamaktan kaytarırdı. More Sentences
7	Genel	bulaşık deterjanı	washing-up liquid (uk) i.
There are still far too many deaths as a result of children drinking washing-up liquids or cleaning fluids. Çocukların bulaşık deterjanı ya da temizlik sıvısı içmesi sonucu hala çok fazla ölüm vakası yaşanmaktadır. More Sentences
8	Genel	bulaşık yıkamak	do the dishes f.
I usually do the dishes. Genellikle bulaşıkları yıkarım. More Sentences
9	Genel	bulaşık yıkamak	wash up f.
I want to wash up a little. Biraz bulaşık yıkamak istiyorum. More Sentences
10	Genel	bulaşık yıkamak	do the washing-up f.
I haven't done the washing-up. Bulaşıkları yıkamadım. More Sentences
11	Genel	bulaşık bezi	clout i.
12	Genel	bulaşık makinası	dish washer i.
13	Genel	bulaşık damlalığı	dish drainer i.
14	Genel	bulaşık damlalığı	draining board i.
15	Genel	bulaşık suyu	wash i.
16	Genel	bulaşık damlalığı	dish rack i.
17	Genel	bulaşık bezi	swab i.
18	Genel	mutfak yanındaki bulaşık yıkanan ve kap kacak konulan oda	scullery i.
19	Genel	bulaşık yıkama	washing i.
20	Genel	bulaşık teli	wool i.
21	Genel	bulaşık yıkama	dishwashing i.
22	Genel	bulaşık damlalığı	drainboard i.
23	Genel	bulaşık suyu	swill i.
24	Genel	bulaşık makinesi	dish washer i.
25	Genel	bulaşık tası	dishpan i.
26	Genel	bulaşık kabı	dishpan i.
27	Genel	bulaşık teknesi	kitchen sink i.
28	Genel	bulaşık süngeri	scouring pad i.
29	Genel	bulaşık ovma süngeri	scouring pad i.
30	Genel	bulaşık süngeri	scouring sponge i.
31	Genel	bulaşık süngeri	kitchen sponge i.
32	Genel	bulaşık bezi	torchon i.
33	Genel	bulaşık suyu	dish-water i.
34	Genel	bulaşık bezi	washing-up cloth i.
35	Genel	bulaşık tası	washing-up bowl i.
36	Genel	sıvı bulaşık deterjanı	washing-up liquid i.
37	Genel	bulaşık suyu	washing-up water i.
38	Genel	bulaşık yıkama	wash-up i.
39	Genel	bulaşık teli	wire wool i.
40	Genel	bulaşık deterjanı	washing liquid i.
41	Genel	bulaşık makinesi	dishwashing machine i.
42	Genel	dağ gibi bulaşık	a mountain of washing up i.
43	Genel	bulaşık süzgeci	grease trap i.
44	Genel	bulaşık yıkama deterjanı	dish-washing detergent i.
45	Genel	bulaşık temizleyicisi	dish cleaner i.
46	Genel	parlatıcı (bulaşık makinesi)	rinse aid i.
47	Genel	üst sepet (bulaşık makinesinde)	top rack i.
48	Genel	bulaşık deterjanı	dishwashing liquid i.
49	Genel	bulaşık sabunu	dishwashing soap i.
50	Genel	bulaşık deterjanı	dishwashing soap i.
51	Genel	bulaşık sabunu	dish soap i.
52	Genel	bulaşık sabunu	washing-up liquid (uk) i.
53	Genel	bulaşık deterjanı	dish soap i.
54	Genel	bulaşık sabunu	dishwashing liquid i.
55	Genel	(bulaşık) kuruluma bezi	dish towel i.
56	Genel	(bulaşık) kuruluma havlusu	dish towel i.
57	Genel	bulaşık makinesi tuzu	dishwasher salt i.
58	Genel	bulaşık tozu	dishwashing powder i.
59	Genel	bulaşık eldiveni	dishwashing gloves i.
60	Genel	bulaşık eldiveni	dish washing gloves i.
61	Genel	ev işlerinde kullanılan bulaşık/çamaşır eldiveni	rubber gloves i.
62	Genel	bulaşık teli	hand scourer i.
63	Genel	bulaşık makinesi parlatıcısı	rinse aid i.
64	Genel	bulaşık makinası parlatıcısı	rinse aid i.
65	Genel	mutfak yanındaki bulaşık yıkanan ve kap kacak konulan oda	back-kitchen i.
66	Genel	(bulaşık) kurulama bezi	tea towel i.
67	Genel	(bulaşık) kurulama havlusu	tea towel i.
68	Genel	bulaşık bezi	dishclout i.
69	Genel	bulaşık kurulama bezi	dishclout [uk] i.
70	Genel	(çamaşır-bulaşık makinesi) yıkama döngüsü	cycle i.
71	Genel	bulaşık makinesi programı	cycle i.
72	Genel	bulaşık) makine dolusu miktar	load i.
73	Genel	yıkamak (bulaşık)	do f.
74	Genel	bulaşık yıkamak	bubble dance f.
75	Genel	bulaşık makinesini boşaltmak	empty the dishwasher f.
76	Genel	bulaşıkları bulaşık makinesine yerleştirmek	pack the dishwasher f.
77	Genel	bulaşık makinesini boşaltmak	unload the dishwasher f.
78	Genel	bulaşık makinesini doldurmak	load the dishwasher f.
79	Genel	bulaşık suyu gibi	like dish-water s.
80	Genel	bulaşık makinesinde yıkanabilir	dishwasher-safe s.
81	Genel	bulaşık yıkamaya ait	dishwashing s.
82	Genel	bulaşık yıkama ile ilişkili	dishwashing s.
83	Genel	bulaşık yıkamada kullanılan	dishwashing s.
Colloquial
84	Konuşma Dili	bulaşık makinesi	bottlewasher i.
85	Konuşma Dili	bulaşık yıkama işi	dishes i.
Speaking
86	Konuşma	bulaşık mı yıkıyorsun?	are you washing the dishes? expr.
Trade/Economic
87	Ticaret/Ekonomi	ev tipi bulaşık makinelerinin enerji etiketlemesi	energy labelling of household dishwashers i.
Industry
88	Sanayi	bulaşık deterjanı	dishwashing detergent i.
89	Sanayi	bulaşık makinesi deterjanı	dishwashing detergent i.
90	Sanayi	bulaşık makinesinde kullanım için tasarlanmış az köpüren deterjan	dishwashing detergent i.
Technical
91	Teknik	bulaşık su	contaminated water i.
92	Teknik	bulaşık teli	steel wool i.
93	Teknik	bulaşık çözelti	contaminated solution i.
94	Teknik	bulaşık teknesi	kitchen sink i.
95	Teknik	bölmeli bulaşık süzgeci	baffle grease trap i.
96	Teknik	bulaşık yüzey	contaminated surface i.
97	Teknik	bulaşık süzgüsü	drainboard i.
98	Teknik	ev tipi bulaşık makinelerinin enerji etiketlemesi	energy labelling of household dishwashers i.
99	Teknik	rejenerasyon ventili (bulaşık makinesi)	regeneration ventil i.
Furniture
100	Mobilya	ankastre bulaşık makinesi	built-in dishwasher i.
101	Mobilya	suyu üst kısmındaki metal hazneden tedarik eden eski bir tür ahşap bulaşık lavabosu	dry sink i.
Medical
102	Medikal	bulaşık hastalık korkusu	fear of contagious disease i.
Gastronomy
103	Mutfak	bulaşık bezi	dish cloth i.
104	Mutfak	bulaşık leğeni	dish pan i.
105	Mutfak	sabunla doldurulmuş bulaşık telinden yapılan bir tür ovma teli	brillo pad i.
106	Mutfak	sabunla doldurulmuş bulaşık telinden yapılan bir tür ovma teli	brillo i.
107	Mutfak	kısa ahşap çubuğa bağlı pamuklu iplikten oluşan bulaşık yıkama gereci	dish mop i.
108	Mutfak	kısa ahşap çubuğa bağlı pamuklu iplikten oluşan bulaşık yıkama gereci	dishmop i.
109	Mutfak	bulaşık damlalığı	dishrack [us] i.
110	Mutfak	bulaşık kurutma rafı	dishrack [us] i.
111	Mutfak	bulaşık süzgeci	cutlery drainer i.
112	Mutfak	bulaşık yıkamak	wash the dishes f.
113	Mutfak	durulanmamış (bulaşık, mutfak takımı)	unrinsed s.
114	Mutfak	suyla yıkayarak temizlenmemiş (bulaşık, mutfak takımı)	unrinsed s.
Slang
115	Argo	dağ gibi bulaşık	shit load of washing up i.
116	Argo	bulaşık yıkamak	bust some suds f.
117	Argo	bulaşık yıkamak	bust suds f.
British Slang
118	İngiliz Argosu	bulaşık bezi	dwile i.