İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | carry (oneself) f. | dik, kambur vs. yürümek |
Deyim | carry (oneself) f. | dik, kambur vs. durarak hareket etmek |
Deyim | carry (oneself) f. | belli bir duruşla yürümek |
Deyim | carry (oneself) f. | başını, gövdesini vs. belli bir şekilde tutarak hareket etmek |
Deyim | carry (oneself) f. | konuşmasına, hareketine dikkat etmek |
Deyim | carry (oneself) f. | oturup kalkmasına dikkat etmek |
Deyim | carry (oneself) f. | belli bir tavır takınmak |
Deyim | carry (oneself) f. | belli bir duruşu olmak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | carry someone around (with oneself) f. | kucağında/sırtında taşımak |
Öbek Fiiller | carry someone around (with oneself) f. | hatırasını taşımak |
Öbek Fiiller | carry someone around (with oneself) f. | beraberinde taşımak |
Öbek Fiiller | carry someone around (with oneself) f. | varlığını hissetmek |
Öbek Fiiller | carry someone around (with oneself) f. | her yere yanında taşımak |
Öbek Fiiller | carry someone around (with oneself) f. | her yere kucağında taşımak |
Öbek Fiiller | carry someone around (with oneself) f. | her yere yanında gezdirmek |
Öbek Fiiller | carry someone around (with oneself) f. | her yere kucağında gezdirmek |
Öbek Fiiller | carry someone around with oneself f. | (bir kimseyi/bebek vb) beraberinde taşımak |