Geçmiş

cut with

"cut with" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrasals
1	Öbek Fiiller	cut with f.	ile kesmek
2	Öbek Fiiller	cut with f.	ile inceltmek
3	Öbek Fiiller	cut with f.	ile seyreltmek

"cut with" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 115 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	cut with razor blade f.	jiletlemek
2	Genel	cut an alcoholic drink with water f.	içkiyi sulandırmak
3	Genel	cut with scissors f.	makasla kesmek
4	Genel	cut with scissors f.	makaslamak
5	Genel	cut with shears f.	makaslamak
6	Genel	cut with an axe f.	baltalamak
7	Genel	cut somebody off with a shilling f.	birini mirastan yoksun etmek
8	Genel	cut off communication with f.	iletişimini kesmek
9	Genel	cut off communication with f.	bağlarını koparmak
10	Genel	cut oneself with a razor blade f.	(kendini) jiletlemek
11	Genel	cut oneself with a razor blade f.	(kendine) jilet atmak
12	Genel	cut off relations/communications/ties with f.	bağı kopmak
13	Genel	cut off communication with f.	iletişimi kesmek
14	Genel	cut off communication/contact (with someone) f.	iletişimi kesmek
Phrasals
15	Öbek Fiiller	cut (someone or something) with (something) f.	(birini/bir şeyi bir şeyle) kesmek
16	Öbek Fiiller	cut (someone or something) with (something) f.	(birini/bir şeyi bir şeyle) yarmak
17	Öbek Fiiller	cut (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) doğramak
18	Öbek Fiiller	cut (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) dilmek
19	Öbek Fiiller	cut (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) seyreltmek
20	Öbek Fiiller	cut (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) inceltmek
21	Öbek Fiiller	cut (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) sulandırmak
22	Öbek Fiiller	cut (something) with (something) f.	(bir şeyi bir şeyle) hafifletmek
23	Öbek Fiiller	cut something with something f.	bir şeyi bir şeyle inceltmek
24	Öbek Fiiller	cut something with something f.	bir şeyi bir şeyle seyreltmek
25	Öbek Fiiller	cut something with something f.	bir şeyi bir şeyle sulandırmak
26	Öbek Fiiller	cut something with something f.	bir şeyi bir şeyle hafifletmek
Idioms
27	Deyim	an atmosphere that you could cut with a knife i.	gergin ortam
28	Deyim	an atmosphere that you could cut with a knife i.	stresli ortam
29	Deyim	an atmosphere that you could cut with a knife i.	gergin ortam
30	Deyim	an atmosphere that you could cut with a knife i.	stresli ortam
31	Deyim	cut off with a cent f.	miras olarak sadece bir kuruş bırakmak
32	Deyim	cut off with a cent f.	vasiyetinde bir kuruş bırakıp mirasçılıktan çıkarmak
33	Deyim	cut off with a shilling f.	beş parasız bırakmak
34	Deyim	cut off with a shilling f.	beş kuruş miras bırakmamak
35	Deyim	cut loose with something (a loud scream) f.	bağırmak
36	Deyim	run around like a chicken with its head cut off f.	başı kesik tavuk gibi etrafta dolanmak
37	Deyim	run around like a chicken with its head cut off f.	deli dana gibi dolanmak
38	Deyim	cut off with a shilling f.	dımdızlak bırakmak
39	Deyim	cut loose with something (a loud scream) f.	çığlık atmak
40	Deyim	cut the air with a knife f.	elektriklenmek
41	Deyim	cut the air with a knife f.	gerginleşmek
42	Deyim	run around like a chicken with its head cut off f.	ne yapacağını bilmez şekilde dolanmak
43	Deyim	run around like a chicken with its head cut off f.	ne yapacağını bilmez şekilde bir oraya bir buraya koşuşturmak
44	Deyim	cut ice with (someone) f.	arayı bulmak
45	Deyim	cut ice with (someone) f.	(birisiyle) sıcak bir ilişki kurmak
46	Deyim	cut ice with (someone) f.	uyuşmak
47	Deyim	cut ice with (someone) f.	(bir insanı ya da gurubu) etkilemek
48	Deyim	cut off with a cent [us/south africa] f.	mirastan mahrum bırakılmak
49	Deyim	cut off with a cent [us/south africa] f.	vasiyetten zırnık bırakılmamak
50	Deyim	be running around like a chicken with its head cut off [us] f.	ne yapacağını bilmez şekilde koşuşturmak
51	Deyim	be running around like a chicken with its head cut off [us] f.	deli dana gibi sağa sola dalmak
52	Deyim	be running around like a chicken with its head cut off [us] f.	çıldırmış gibi ortalarda dolanmak
53	Deyim	be running around like a chicken with its head cut off [us] f.	kontrolsüz/düzensiz bir şekilde hareket etmek/davranmak
54	Deyim	cut no ice (with somebody) f.	(birine) sökmemek
55	Deyim	cut no ice (with somebody) f.	(birine) etki etmemek
56	Deyim	cut no ice (with somebody) f.	(birine) işlememek
57	Deyim	cut no ice (with somebody) f.	(birini) etkilememek
58	Deyim	cut no ice (with somebody) f.	(biri) üzerinde bir etki yaratmamak
59	Deyim	cut no ice (with somebody) f.	(biri) üzerinde etkili olmamak
60	Deyim	cut no ice (with somebody) f.	(birinin) fikrini değiştirmemek
61	Deyim	cut no ice with (one) f.	(birine) sökmemek
62	Deyim	cut no ice with (one) f.	(birine) etki etmemek
63	Deyim	cut no ice with (one) f.	(birine) işlememek
64	Deyim	cut no ice with (one) f.	(birini) etkilememek
65	Deyim	cut no ice with (one) f.	(biri) üzerinde bir etki yaratmamak
66	Deyim	cut no ice with (one) f.	(biri) üzerinde etkili olmamak
67	Deyim	cut no ice with (one) f.	(birinin) fikrini değiştirmemek
68	Deyim	cut no ice (with someone) f.	(birine) sökmemek
69	Deyim	cut no ice (with someone) f.	(birine) etki etmemek
70	Deyim	cut no ice (with someone) f.	(birine) işlememek
71	Deyim	cut no ice (with someone) f.	(birini) etkilememek
72	Deyim	cut no ice (with someone) f.	(biri) üzerinde bir etki yaratmamak
73	Deyim	cut no ice (with someone) f.	(biri) üzerinde etkili olmamak
74	Deyim	cut no ice (with someone) f.	(birinin) fikrini değiştirmemek
75	Deyim	cut (one) off with a cent f.	(birini) beş parasız bırakmak
76	Deyim	cut (one) off with a cent f.	(birine) beş kuruş miras bırakmamak
77	Deyim	cut (one) off with a cent f.	(birini) dımdızlak bırakmak
78	Deyim	cut (one) off with a cent f.	(birini) mirastan yoksun/mahrum etmek
79	Deyim	cut (one) off with a cent f.	(birini) mirastan çıkarmak
80	Deyim	cut ties with (someone) f.	(biriyle) bağları koparmak
81	Deyim	cut ties with (someone) f.	(biriyle) ilişkiyi kesmek
82	Deyim	run about like a chicken with its head cut off f.	başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşmak
83	Deyim	run about like a chicken with its head cut off f.	deli dana gibi koşturmak
84	Deyim	run about like a chicken with its head cut off f.	ne yapacağını bilmez şekilde bir oraya bir buraya koşuşturmak
85	Deyim	run about like a chicken with its head cut off f.	kıçı tutuşmak
86	Deyim	run about like a chicken with its head cut off f.	telaşla işleri yetiştirmeye çalışmak
87	Deyim	cut off with a shilling/cent s.	mirastan çıkarılmış/çıkarılan
88	Deyim	cut off with a shilling/cent s.	mirastan mahrum edilmiş/edilen
89	Deyim	cut off with a shilling/cent s.	mirastan beş kuruş/zırnık alamamış/alamayan
90	Deyim	cut off with a shilling/cent s.	mirastan yoksun bırakılmış/bırakılan
91	Deyim	like a chicken with its head cut off expr.	başı kesik tavuk gibi
92	Deyim	that doesn't cut any ice with me expr.	bunlar bana sökmez
93	Deyim	it don't cut no ice (with me) expr.	bana sökmez
94	Deyim	it don't cut no squares (with me) expr.	bana sökmez
95	Deyim	you could cut the atmosphere with a knife expr.	çok gergin (ortam)
96	Deyim	like a chicken with its head cut off expr.	ne yapacağını bilmez şekilde
97	Deyim	you could cut (something) with a knife expr.	(bir şey) çok boğucu
98	Deyim	you could cut (something) with a knife expr.	(bir şey) çok yoğun
99	Deyim	you could cut (something) with a knife expr.	(bir şey) çok belirgin
100	Deyim	you could cut (something) with a knife expr.	(bir şey) çok aşikar
101	Deyim	you could cut (something) with a knife expr.	(bir şey) çok kuvvetli
102	Deyim	you could cut (something) with a knife expr.	(bir şey) neredeyse elle tutulacak/gözle görülecek kadar yoğun
103	Deyim	you could cut (something) with a knife expr.	(bir şey) neredeyse elle tutulacak/gözle görülecek kadar belirgin
104	Deyim	you could cut it with a knife expr.	bunaltıcı (hava, ortam)
105	Deyim	you could cut it with a knife expr.	boğucu (hava, ortam)
106	Deyim	you could cut it with a knife expr.	sıkıntılı (hava, ortam)
107	Deyim	you could cut it with a knife expr.	belirgin (aksan, diksiyon)
108	Deyim	you could cut it with a knife expr.	ağır (aksan, diksiyon)
109	Deyim	you could cut it with a knife expr.	aşırı (aksan, diksiyon)
110	Deyim	you could cut it with a knife expr.	baskın (aksan, diksiyon)
111	Deyim	you could cut it with a knife expr.	gergin (atmosfer, ortam)
112	Deyim	(it) don't cut no ice (with someone) expr.	(birine) sökmez
113	Deyim	(it) don't cut no ice (with someone) expr.	(birine) işlemez
114	Deyim	(it) don't cut no ice (with someone) expr.	(birine) yutturamazsın
Computer
115	Bilgisayar	cut, copy, and sort objects with cells expr.	nesneleri hücrelerle birlikte kes, kopyala ve sırala