Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | daha sıcak | hotter s. | ||
Marrakesh is hotter than Paris. Marakeş, Paris'ten daha sıcak. More Sentences |
||||
Genel | daha sıcak | warmer s. | ||
A warmer climate would be nice. Daha sıcak bir ortam olsa iyi olurdu. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | mevcut olandan daha sıcak ve daha kuru iklimli dönem | optimum i. |
Genel | kışın daha sıcak bölgeye giden kimse | snowbird i. |
Genel | daha sıcak ya da soğuk yapmak | attemper f. |
Genel | daha rahat ve sıcak bir hale getirmek | cozy (up) f. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | düşünebileceğinden daha (sıcak, hızlı) olmak | be as (something) as all get-out f. |
Konuşma Dili | daha sıcak ve samimi göstermek | cozy f. |
Technical | ||
Teknik | alfa pirincinden daha fazla çinko içerip daha güçlü olan ve döküm ve sıcak işlenik ürünlerin yapımında kullanılan pirinç | yellow metal i. |
Teknik | alfa pirincinden daha fazla çinko içerip daha güçlü olan ve döküm ve sıcak işlenik ürünlerin yapımında kullanılan pirinç | muntz metal i. |
Astronomy | ||
Gökbilim | daha sıcak yıldız | early-type star i. |
Zoology | ||
Zooloji | sıcakkanlı hayvanların bazı uzuvlarının soğuk iklimlerde sıcak iklimlere kıyasla daha kısa olması | allen's rule i. |
Geography | ||
Coğrafya | tropik kuşaktan daha sıcak | ultratropical s. |