demands

"demands" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	demands i.	talepler
The core European demands will, though, also be included in the new round of negotiations. Bununla birlikte, Avrupa'nın temel talepleri de yeni müzakere turunda yer alacaktır. More Sentences

"demands" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 46 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Politics
1	Siyasal	legitimate demands i.	meşru talepler
However, in politics conformity of interests is a valuable means of achieving legitimate demands. Ancak siyasette çıkarların uyumu, meşru taleplerin elde edilmesi için değerli bir araçtır. More Sentences
General
2	Genel	satisfying demands i.	talepleri karşılama
3	Genel	meeting the demands i.	taleplerin karşılanması
4	Genel	demands of customers i.	müşterilerin talepleri
5	Genel	place great demands on f.	kapasitesini zorlamak
6	Genel	meet the demands f.	talepleri karşılamak
7	Genel	satisfy the demands f.	talepleri karşılamak
8	Genel	bow to someone's demands f.	taleplerine boyun eğmek
9	Genel	in line with the demands from the sector zf.	sektörden gelen talepler doğrultusunda
Colloquial
10	Konuşma Dili	make demands on f.	birisine baskı yapmak
11	Konuşma Dili	make demands upon f.	birisine baskı yapmak
Idioms
12	Deyim	bow to (one's) demands f.	(birisinin) isteklerine boyun eğmek
13	Deyim	bow to (one's) demands f.	(birisinin) taleplerini karşılamak
14	Deyim	bow to (one's) demands f.	(birisinin) her istediğini yerine getirmek
15	Deyim	make demands of someone f.	acilen bir şey istemek/talep etmek
16	Deyim	make demands on someone f.	acilen bir şey istemek/talep etmek
17	Deyim	make demands on someone f.	birisini meşgul etmek
18	Deyim	make demands of someone f.	birisini meşgul etmek
19	Deyim	make demands on someone f.	birinden taleplerde bulunmak
20	Deyim	make demands of someone f.	birinden taleplerde bulunmak
21	Deyim	make demands of someone f.	taleplerde bulunmak
22	Deyim	make demands on someone f.	taleplerde bulunmak
23	Deyim	bow to (one's) demands f.	(birinin) isteklerine boyun eğmek
24	Deyim	bow to (one's) demands f.	(birinin) taleplerini yerine getirmek
25	Deyim	bow to (one's) demands f.	(birisi) ne derse yapmak
26	Deyim	bow to someone's demands f.	birinin isteklerine boyun eğmek
27	Deyim	bow to someone's demands f.	birinin taleplerini yerine getirmek
28	Deyim	bow to someone's demands f.	birisi ne derse yapmak
29	Deyim	bow to demands f.	taleplere/isteklere boyun eğmek
30	Deyim	bow to demands f.	talepleri/istekleri karşılamak
31	Deyim	bow to demands f.	talepleri/istekleri yerine getirmek
32	Deyim	make demands of f.	-den taleplerde bulunmak
33	Deyim	make demands of f.	'-i meşgul etmek
34	Deyim	make demands of f.	'-i baskı altında bırakmak
35	Deyim	make demands of f.	'-den çok şey istemek/beklemek
36	Deyim	make demands of f.	'-e baskı yapmak
37	Deyim	make demands of (one) f.	(birini) baskı altında bırakmak
38	Deyim	make demands of (one) f.	(birinden) çok şey istemek/beklemek
39	Deyim	make demands of (one) f.	(birine) baskı yapmak
40	Deyim	make demands on (someone or something) f.	(birini/bir şeyi) baskı altında bırakmak
41	Deyim	make demands on (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) çok şey istemek/beklemek
42	Deyim	make demands on (someone or something) f.	(birine/bir şeye) baskı yapmak
Trade/Economic
43	Ticaret/Ekonomi	offers and demands i.	arz ve talep
44	Ticaret/Ekonomi	competing demands i.	birbiriyle yarışan talepler
Technical
45	Teknik	internal demands i.	iç istemler
Computer
46	Bilgisayar	internal demands i.	iç istemler