Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | devralan kişi | grantee i. | ||
The grantee of the estate now had legal ownership. Araziyi devralan kişi artık yasal mülkiyete sahipti. More Sentences |
||||
Genel | devralan kişi | transferee i. | ||
The transferee of the property was responsible for the paperwork. Mülkü devralan kişi, evrak işlerinden sorumluydu. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | nöbeti devralan kişi | relief i. | ||
They are sending out a relief crew. Nöbeti devralması için bir ekip gönderiyorlar. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | bir şirketin alacaklarını devralan aracı kişi veya komisyoncu | factor i. | ||
Ticaret/Ekonomi | malı/hizmeti devralan kişi ya da kurum | grantee i. | ||
Ticaret/Ekonomi | ana faaliyet alanını sürdürmek için büyük bir konglomera devralan ve iştiraklerin bazılarını devralma işlemini finanse etmek için satan kişi veya kuruluş | unbundler i. | ||
Law | ||||
Hukuk | yargıcın yokluğunda geçici olarak yargıçlık görevini devralan kişi | acting judge i. |