Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | dolu olmayan | clear s. |
Genel | dolu olmayan | unfraught s. |
Genel | dolu olmayan | vacant s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | aşırı dolu bir mekanın boşluk olmayan bölümü | overflow i. |
Genel | hoş olmayan bir şeyle dolu olmak | bristle with f. |
Genel | yaşam dolu olmayan | unbouncy s. |
Genel | neşe dolu olmayan | uncheerful s. |
Genel | su dolu olmayan | unwatery s. |
Genel | intikam dolu olmayan | wreakless s. |
Genel | su yüzeyinden bakınca belli olmayan sığlık veya resiflerle dolu | shelvy s. |
Genel | aşk dolu olmayan bir şekilde | unlovingly zf. |
Formal | ||
Resmi | (belirli bir nitelik ile) dolu olmayan | unimbued s. |
Technical | ||
Teknik | içi sıkışmaz viskoz olmayan akışkanla dolu elastik tüp | elastic tube filled with an incompressible inviscid fluid i. |
Telecom | ||
Telekom | zaman dilimli olmayan kipteki dolu olmayan hücrelerarası aktarım | idle handoff in non-slotted mode i. |
Telekom | zaman dilimli kipteki dolu olmayan hücrelerarası aktarım | idle handoff in slotted mode i. |
Hunting | ||
Silah/Atıcılık | dolu olmayan (silah) | uncharged s. |