doğurmak

"doğurmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 38 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	doğurmak	breed f.
This is the sort of policy that breeds dependence rather than interdependence. Bu tür bir politika karşılıklı bağımlılık yerine bağımlılık doğurur. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	doğurmak	give birth f.
She gave birth on Monday to her first child. Pazartesi günü ilk çocuğunu doğurdu. More Sentences
General
3	Genel	doğurmak	produce f.
We should recognise, however, that the democratic process sometimes produces uncomfortable results. Bununla birlikte, demokratik sürecin bazen rahatsız edici sonuçlar doğurduğunu da kabul etmeliyiz. More Sentences
4	Genel	doğurmak	have a baby f.
My wife is having a baby. Karım bir çocuk doğuruyor. More Sentences
5	Genel	doğurmak	bear f.
She claims she was raped by a friend and subsequently she bore a child. Bir arkadaşı tarafından tecavüze uğradığını ve daha sonra bir çocuk doğurduğunu iddia etmektedir. More Sentences
6	Genel	doğurmak	bring f.
The abandonment of the path of dialogue and negotiations has brought terrible consequences all round. Diyalog ve müzakere yolunun terk edilmesi her açıdan korkunç sonuçlar doğurmuştur. More Sentences
7	Genel	doğurmak	bring about f.
The Council recommendations on the equal participation of men and women have not brought about the expected results. Kadın ve erkeklerin eşit katılımına ilişkin Konsey tavsiyeleri beklenen sonuçları doğurmamıştır. More Sentences
8	Genel	doğurmak	deliver f.
We can deliver within a week. Bir hafta içinde doğurtabiliriz. More Sentences
9	Genel	doğurmak	bring forth f.
10	Genel	doğurmak	generate f.
11	Genel	doğurmak	fawn f.
12	Genel	doğurmak	engender f.
13	Genel	doğurmak	foal f.
14	Genel	doğurmak	litter f.
15	Genel	doğurmak	cause f.
16	Genel	doğurmak	bring a child into the world f.
17	Genel	doğurmak	spawn f.
18	Genel	doğurmak	give birth to f.
19	Genel	doğurmak	procreate f.
20	Genel	doğurmak	teem f.
21	Genel	doğurmak	reproduce f.
22	Genel	doğurmak	have f.
23	Genel	doğurmak	bring into the world f.
24	Genel	doğurmak	ean f.
25	Genel	doğurmak	throw f.
26	Genel	doğurmak	make [obsolete] f.
27	Genel	doğurmak	make [obsolete] f.
28	Genel	doğurmak	birthe f.
29	Genel	doğurmak	have young f.
30	Genel	doğurmak	born [dialect] f.
31	Genel	doğurmak	mother f.
32	Genel	doğurmak	outlead f.
Colloquial
33	Konuşma Dili	doğurmak	faire f.
Idioms
34	Deyim	doğurmak	be brought to bed f.
35	Deyim	doğurmak	to be delivered of f.
36	Deyim	doğurmak	give birth to f.
37	Deyim	doğurmak	give birth to (someone or something) f.
Archaic
38	Eski Kullanım	doğurmak	yean f.

"doğurmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	doğurmak (çocuk/yavru)	give birth to f.
Secondly, this treaty is now to give birth to a research fund. Birincisi, bu anlaşma artık bir araştırma fonu doğuracaktır. More Sentences
2	Genel	sonuç doğurmak	result in f.
This has never, however, resulted in their being enforced under the auspices of the UN. Ancak bu hiçbir zaman BM himayesi altında uygulanmaları sonucunu doğurmadı. More Sentences
3	Genel	sonucunu doğurmak	lead to f.
I would also like to mention that the energy dialogue with Russia has led to concrete results. Rusya ile olan enerji diyaloğunun somut sonuçlar doğurduğunu da belirtmek isterim. More Sentences
4	Genel	sonucunu doğurmak	result in f.
This results in the same tools being cheap in one country and expensive in another. Bu da aynı araçların bir ülkede ucuz, diğerinde pahalı olması sonucunu doğurmaktadır. More Sentences
5	Genel	doğurmak (sorun)	pose f.
At the time it was said that this would pose enormous risks in terms of aircraft safety. O dönemde bunun uçak güvenliği açısından muazzam riskler doğuracağı söylenmişti. More Sentences
6	Genel	(çocuk) doğurmak	bear f.
Our doctor said there might be a chance for me to bear children. Doktorumuz çocuk doğurma şansımın olabileceğini söyledi. More Sentences
7	Genel	sonucunu doğurmak	mean f.
The merger will mean the opening of several offices across the USA. Birleşme, ABD genelinde birkaç ofisin açılması sonucunu doğuracaktır. More Sentences
8	Genel	doğurmak (bebek vb)	give birth to f.
9	Genel	buzağı doğurmak	calve f.
10	Genel	durmadan doğurmak	spawn f.
11	Genel	geyik doğurmak	fawn f.
12	Genel	birden çok yavru doğurmak	litter f.
13	Genel	oğlak doğurmak	kid f.
14	Genel	doğurmak (bebek vb)	give birth f.
15	Genel	erken doğurmak (hayvan)	slink f.
16	Genel	dokuz doğurmak	fret about f.
17	Genel	dokuz doğurmak	fret over f.
18	Genel	tay doğurmak	foal f.
19	Genel	çocuk doğurmak	give birth to a child f.
20	Genel	doğurmak (hayvan)	produce f.
21	Genel	doğurmak (kedi vb)	litter f.
22	Genel	dokuz doğurmak	be frantic while waiting for something f.
23	Genel	kar doğurmak	yield profit f.
24	Genel	kar doğurmak	boost profit f.
25	Genel	kar doğurmak	reap profit f.
26	Genel	kar doğurmak	generate profit f.
27	Genel	kar doğurmak	increase profit f.
28	Genel	tehlike doğurmak	pose danger f.
29	Genel	tehlike doğurmak	cause hazard f.
30	Genel	tehlike doğurmak	pose hazard f.
31	Genel	tehlike doğurmak	cause danger f.
32	Genel	tehlike doğurmak	create hazard f.
33	Genel	ihtiyaç doğurmak	create need f.
34	Genel	sorun doğurmak	bring problem f.
35	Genel	sorun doğurmak	cause a problem f.
36	Genel	(hayvan) doğurmak	breed f.
37	Genel	masraf doğurmak	put somebody to expense f.
38	Genel	(inek) doğurmak	freshen f.
39	Genel	masraf doğurmak	cause expense f.
40	Genel	masraf doğurmak	put someone to expense f.
41	Genel	ikiz doğurmak	twin f.
42	Genel	ikinci çocuğunu doğurmak	give birth to her second child f.
43	Genel	bebek doğurmak	give birth to a child f.
44	Genel	bebek doğurmak	give birth to a baby f.
45	Genel	sonucunu doğurmak	cause f.
46	Genel	(bebek) doğurmak	deliver f.
47	Genel	bebek doğurmak	deliver a baby f.
48	Genel	sorun doğurmak	pose a problem f.
49	Genel	risk doğurmak	pose a risk f.
50	Genel	ikiz doğurmak	give birth to twins f.
51	Genel	hüküm doğurmak	be effective f.
52	Genel	(kediler için) (yavru) doğurmak	kitten f.
53	Genel	korkunç sonuçlar doğurmak	have horrible consequences f.
54	Genel	korkunç sonuçlar doğurmak	have terrible consequences f.
55	Genel	korkunç sonuçlar doğurmak	lead to terrible consequences f.
56	Genel	tekrar doğurmak	rebreed f.
57	Genel	sonucunu doğurmak	equate f.
58	Genel	sonucu doğurmak	mean f.
59	Genel	bebek doğurmak	birth f.
60	Genel	fazla doğurmak	overteem f.
61	Genel	(çocuk) doğurmak	infant [obsolete] f.
62	Genel	şüphe doğurmak	infirm f.
63	Genel	prematüre doğurmak	pick [dialect] f.
64	Genel	erken doğurmak	pick [dialect] f.
65	Genel	doğurmak üzere olan	parturient s.
Phrasals
66	Öbek Fiiller	çocuk doğurmak	lie in f.
67	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) ilgili dokuz doğurmak	fret about (someone or something) f.
68	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) ilgili dokuz doğurmak	fret over (someone or something) f.
69	Öbek Fiiller	(bir şey) doğurmak	gin up (something) [us] f.
Colloquial
70	Konuşma Dili	çok kötü sonuçlar doğurmak	explode in someone's face f.
71	Konuşma Dili	çok kötü sonuçlar doğurmak	blow up in someone's face f.
Idioms
72	Deyim	şüphe doğurmak	call into doubt f.
73	Deyim	dokuz doğurmak	tie oneself in knots f.
74	Deyim	dokuz doğurmak	be on pins and needles f.
75	Deyim	dokuz doğurmak	be tied (up) in knots f.
76	Deyim	şu soruyu doğurmak	beg the question f.
77	Deyim	(bebek/çocuk) doğurmak	bring (someone) into the world f.
78	Deyim	(birini/bir şeyi) doğurmak	give birth (to somebody/something) f.
79	Deyim	birine bir şey masrafı çıkarmak/doğurmak	put somebody to the expense of something/of doing something f.
80	Deyim	dokuz doğurmak	tie in knots f.
81	Deyim	dokuz doğurmak	tie yourself in knots f.
82	Deyim	dokuz doğurmak	tie yourself up in knots f.
Law
83	Hukuk	hukuki sonuç doğurmak	bear legal consequences f.
Veterinary
84	Veterinerlik	(yavruyu) erken doğurmak	slip f.
Zoology
85	Zooloji	(buzağı) doğurmak	calve f.
86	Zooloji	aşırı doğurmak	overpopulate f.
Breeding
87	Hayvancılık	kuzu doğurmak	lamb f.
88	Hayvancılık	kuzu doğurmak	lamb down f.
89	Hayvancılık	erken doğurmak	slink f.
Slang
90	Argo	çocuk doğurmak	sprog [uk] [australia] f.