em - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

em

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"em" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 11 sonuç

İngilizce Türkçe
General
em zm. (kısaca) onlar
em ök. (gerileyici ses benzeşmesine uğramış) en-
Colloquial
em i. boş içki şişesi
em i. m harfi
em zm. onlara
em zm. onları
Medical
em i. em
Printery
em i. matbaacılıkta bir font ölçü birimi
em i. em boşluğu
em i. em katrat
em i. uzun boşluk

"em" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
em medicine i.
em remedy i.
Medical
em em i.

"em" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç

İngilizce Türkçe
General
hook 'em horns i. metalci selamı
Proverb
If you can't beat 'em, join 'em! eğer onları yenemiyorsan o zaman onlara katıl!
If you can't lick 'em, join 'em eğer onları yenemiyorsan o zaman onlara katıl
if you can't lick 'em, join 'em bükemediğin bileği öpeceksin
Colloquial
shoot ’em up i. vahşi batı macera filmi
shoot ’em up i. vahşi batı'nın aksiyon filmleri
nail-em-and-jail-em i. polis
nail-em-and-jail-em i. polis memuru
shoot-em-up i. vurdulu kırdılı aksiyon filmi
knock 'em dead f. (performansıyla/başarısıyla) birilerini soluksuz bırakmak
shoot ’em up s. vahşi batı macera filmleriyle bir ilgisi/ilişkisi olan
shoot ’em up s. vahşi batı'nın aksiyon filmleriyle bir ilişkisi olan
up an at 'em expr. canlan
put 'em up! expr. eller yukarı!
up an at 'em expr. hareketlen
stick 'em up! expr. eller yukarı!
stick 'em up! expr. kaldır ellerini!
put 'em up! expr. kaldır ellerini!
don't know sic 'em (from come here) expr. bir şey bildiği yok
don't know sic 'em (from come here) expr. bir bok bilmez
don't know sic 'em (from come here) expr. bir boktan anlamaz
read 'em and weep expr. otur şimdi kendine ağla
read 'em and weep expr. ben yendim
read 'em and weep expr. ben kazandım
read 'em and weep expr. kendi haline yan
shoot 'em up expr. adam öldürme oyunu
shoot 'em up expr. düşmanları öldürmek üzerine kurulu oyun
shoot 'em up expr. savaş oyunu
up and at 'em expr. zamanında uyanmış ve güne başlamaya hazır
up and at 'em expr. uyanmış ve işe başlamaya hazır
up and at 'em expr. zamanında uyanmış ve iş başı yapmış
up and at 'em expr. uyan, kalk ve güne başla
up and at 'em expr. çalışmaya başla
up and at 'em expr. işe koyul
up and at 'em expr. çalışmaya koyul
up and at 'em expr. işe giriş
love 'em and leave 'em expr. bir kadını baştan çıkar ve terk et
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. takip et, yakala ve hapse at
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. takip et suçüstü yap ve hapse at
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. hata yapmasını bekle ve içeri tık
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. sıkı takibe al, suçüstü yap, hapse at
can't win em all expr. her zaman başarılı olamamak
can't win em all expr. her defasında kazanmak mümkün olmamak
can't win 'em all expr. her zaman başarılı olunmaz
can't win 'em all expr. her defasında kazanmak mümkün olmaz
if you can't beat 'em expr. eğer onları yenemiyorsan o zaman onlara katıl
if you can't beat 'em expr. eğer onları yenemiyorsan, onlara katıl
if you can't beat 'em expr. bükemediğin eli öp başına koy
if you can't beat 'em expr. düşmanı yenemiyorsan yanında saf tutacaksın
if you can't beat 'em expr. bükemediğin bileği öpeceksin
ride 'em cowboy expr. sür bakalım kovboy
ride 'em cowboy expr. haydi sür kovboy
ride 'em cowboy expr. göster kendini kovboy
Idioms
up and at 'em zf. vaktinde kalkmış/uyanmış
up and at 'em zf. uyanmış ve harekete hazır
some mothers do 'ave 'em expr. analar neler doğuruyor
you can't win 'em all expr. her zaman başarılı olamazsın
Speaking
go get 'em tiger i. göreyim seni
go get 'em expr. göreyim seni
gotta catch 'em all expr. hepsini yakalamalıyım
If you can't beat 'em, join 'em! expr. eğer onları yenemiyorsan, onlara katıl!
you can't win 'em all expr. her zaman başarılı olamazsın
Computer
em space i. kısa boşluk
em-space i. m-boşluk
em-dash i. tire
em dash i. tire
em-dash i. uzun çizgi
em dash i. uzun tire
em space i. uzun boşluk
em-dash i. uzun tire
shoot-em-up i. vurdulu kırdılı bilgisayar oyunu
Statistics
em algorithm i. em algoritması
Linguistics
em- ök. sağlamak, temin etmek anlamındaki ön ek
Card
texas hold 'em i. yaygın bir poker türü
Printery
three-em space i. matbaacılıkta em biriminin üçte birine denk gelen ölçü
two-em dash i. iki em genişliğinde uzun tire
em quad i. em katrat
em quad i. matbaacılıkta her kenarı yaklaşık bir em (4 mm) ölçüsündeki kareye verilen ad
em rule i. uzun tire
pica em i. baskıda kullanılan bir lineer birim
Slang
fuck 'em i. canları cehenneme
let's get 'em! expr. haklayalım şunları!
knock 'em dead expr. iyi/bol şanslar
doesn't know sic 'em (from come here) expr. bir bok bildiği yok
doesn't know sic 'em (from come here) expr. bir bok bilmez
doesn't know sic 'em (from come here) expr. bir boktan anlamaz
doesn't know sic 'em (from come here) expr. bir boku beceremez
doesn't know sic 'em (from come here) expr. bir şey bildiği yok
doesn't know sic 'em (from come here) expr. bir şeyden anlamaz
doesn't know sic 'em (from come here) expr. bir şey beceremez