| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | employ f. | işe almak | ||
|
He was employed as an advisor to the board. Yönetim kurulunda danışman olarak işe alınmıştı. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | employ f. | çalıştırmak | ||
|
The company employs 500 workers. Şirket 500 işçi çalıştırıyor. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | employ i. | çalıştırma | ||
|
The factory had 250 people in their employ. Fabrikada çalışan 250 kişi vardı. More Sentences |
||||
| Genel | employ f. | sağlamak | ||
|
And the audiovisual industry is an employment sector, employing 950,000 people. Ve görsel-işitsel endüstri 950.000 kişiye istihdam sağlayan bir sektördür. More Sentences |
||||
| Genel | employ f. | istihdam etmek | ||
|
It employs over 2.2 million highly skilled people in the 15 Member States. Bu pazar 15 Üye Devlette 2.2 milyondan fazla yüksek vasıflı kişiyi istihdam etmektedir. More Sentences |
||||
| Genel | employ f. | görevlendirmek | ||
|
While employed at the bank, he taught economics at college. Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti. More Sentences |
||||
| Genel | employ f. | kullanmak | ||
|
Which stained glass method do you employ? Hangi vitray yöntemini kullanıyorsunuz? More Sentences |
||||
| Genel | employ f. | çalıştırmak | ||
|
They employ temporary workers. Geçici işçi çalıştırıyorlar. More Sentences |
||||
| Genel | employ f. | personel çalıştırmak | ||
|
Those large ones employ staff and the small ones do not. Büyük olanlar personel çalıştırıyor, küçük olanlar ise çalıştırmıyor. More Sentences |
||||
| Genel | employ f. | eleman çalıştırmak | ||
|
That store employs twenty clerks. O mağaza 20 tane satış elemanı çalıştırır. More Sentences |
||||
| Genel | employ f. | işe almak | ||
|
If he could speak English, I would employ him right away. İngilizce konuşabilseydi, onu hemen işe alırdım. More Sentences |
||||
| Genel | employ f. | (gün, vakit) geçmek | ||
|
His days were employed in volunteering for the soup kitchen. Günleri aşevinde gönüllü çalışarak geçiyordu. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | employ f. | çalıştırmak | ||
|
He employs a maid. Bir hizmetçi çalıştırıyor. More Sentences |
||||
| Ticaret/Ekonomi | employ f. | istihdam sağlamak | ||
|
The by-products industry employs tens of thousands of people around Europe, mainly in rural districts. Yan ürünler endüstrisi, Avrupa'da, çoğunlukla kırsal bölgelerde olmak üzere on binlerce kişiye istihdam sağlamaktadır. More Sentences |
||||
| Ticaret/Ekonomi | employ f. | istihdam etmek | ||
|
Moreover, companies whose primary activity is waste management employ between 200 000 and 400 000 people. Ayrıca ana faaliyetleri atık yönetimi olan şirketler 200.000 ila 400.000 kişi istihdam etmektedir. More Sentences |
||||
| Ticaret/Ekonomi | employ f. | kullanmak | ||
|
The causes of terrorism should not be confused with the means it employs. Terörizmin nedenleri ile kullandığı araçlar birbirine karıştırılmamalıdır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | employ i. | hizmet | ||
| Genel | employ i. | işveren | ||
| Genel | employ i. | görev | ||
| Genel | employ i. | iş verme | ||
| Genel | employ f. | meşgul etmek | ||
| Genel | employ f. | harcamak | ||
| Genel | employ f. | tutmak | ||
| Genel | employ f. | iş vermek | ||
| Genel | employ f. | bir hizmet veya işte kullanmak | ||
| Genel | employ f. | işe yerleştirmek | ||
| Genel | employ f. | işe kabul etmek | ||
| Genel | employ f. | memur etmek | ||
| Genel | employ f. | görev vermek | ||
| Genel | employ f. | işlendirmek | ||
| Genel | employ f. | benimsemek | ||
| Genel | employ f. | (vaktini, zamanını) faydalı şekilde değerlendirmek | ||
| Genel | employ f. | (kendini bir şeye) adamak | ||
| Genel | employ f. | vakfetmek | ||
| Genel | employ f. | yönelmek | ||
| Genel | employ f. | (ilgiyi, zamanı) kaplamak | ||
| Genel | employ f. | meşgul tutmak | ||
| Genel | employ f. | (ilgiyi, zamanı) almak | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | employ f. | iş edindirmek | ||
| Ticaret/Ekonomi | employ f. | işvermek | ||
| Ticaret/Ekonomi | employ f. | iş vermek | ||
| Ticaret/Ekonomi | employ f. | memuriyete almak | ||
| Ticaret/Ekonomi | employ f. | meslek edindirmek | ||
