Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | evli olmak | be married f. | ||
Tom told me you were married. Tom bana evli olduğunu söyledi. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | ile evli olmak | marry to f. | ||
I didn't realize that Tom was married to Mary. Tom'un Mary ile evli olduğunu farketmedim. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | ayrı olmak (evli ise) | be divorced f. | ||
Genel | uygunsuz bir şekilde evli olmak | misyoke f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | sevgilisi/nişanlısı/çıktığı/evli olmak | be spoken for f. |