fancy! - Türkçe İngilizce Sözlük

fancy!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"fancy!" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
fancy! expr. hayret bir olay!

"fancy!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
fancy s. süslü
When I check out, I want to be buried in a fancy coffin.
Öldüğümde süslü bir tabutla gömülmek istiyorum.

More Sentences
General
fancy i. fantezi
Love is just a fancy.
Aşk sadece bir fantezidir.

More Sentences
fancy i. merak
He has a great fancy for travelling.
Onun seyahat için büyük bir merakı var.

More Sentences
flight of fancy i. hayal
Therefore, please will you forgive me my customary digression, for I cannot stop my flights of fancy.
Bu nedenle, lütfen alışılagelmiş konu dışına çıkışımı bağışlayın, zira hayallerime engel olamıyorum.

More Sentences
fancy i. hayal
She sometimes mixes up fancies with realities.
O bazen hayal ve gerçeği karıştırır.

More Sentences
fancy f. sevmek
All the girls fancied him.
Tüm kızlar onu seviyordu.

More Sentences
fancy f. sanmak
I fancy it will snow this week.
Sanırım bu hafta kar yağacak.

More Sentences
fancy f. bayılmak (sevmek vb)
All the girls fancied him.
Tüm kızlar ona bayılıyordu.

More Sentences
fancy f. beğenmek
He bought that house because his wife took a fancy to it.
O evi karısı çok beğendiği için satın aldı.

More Sentences
fancy f. istemek
Fancy going out to see a movie tonight?
Bu akşam sinemaya gitmek ister misin?

More Sentences
fancy f. hayal etmek
The United States fancies itself the world's freest nation.
Amerika Birleşik Devletleri, kendisini dünyanın en özgür ülkesi olarak hayal ediyor.

More Sentences
fancy f. düşünmek
There was one particular one that caught my fancy, which I thought I might like to buy.
Özellikle dikkatimi çeken bir tanesi vardı ki onu satın almak isteyebileceğimi düşündüm.

More Sentences
fancy f. hoşlanmak
All the guys in her class fancied her.
Sınıftaki bütün erkekler ondan hoşlanıyordu.

More Sentences
fancy f. olma ihtimalini yüksek görmek
I don't fancy our chances of finding a table in this crowded restaurant.
Bu kalabalık restoranda masa bulma şansımızı pek yüksek görmüyorum.

More Sentences
fancy s. çok süslü
It's not too fancy.
Çok süslü değil.

More Sentences
fancy s. lüks
My car isn't fancy, but it gets me from point A to point B.
Arabam lüks değildir ama beni A noktasından B noktasına götürür.

More Sentences
fancy s. güzel
Fancy seeing you here.
Seni burada görmek ne güzel.

More Sentences
fancy dress i. maskeli balo elbisesi
fancy dress ball i. kıyafet balosu
fancy i. beğeni
fancy dress ball i. maskeli balo
fancy i. düş
fancy i. kuruntu
fancy i. mefhum
fancy woman i. acayip kadın
fancy woman i. metres
fancy i. moda
fancy i. heves
fancy i. hayal gücü
fancy words i. süslü sözler
fancy i. imgelem
fancy man i. sevgili
fancy i. zevk
strange fancy i. kuruntu
fancy i. imge
fancy price i. fahiş fiyat
fancy i. düşgücü
fancy ball i. maskeli balo
fancy i. sevgi
fancy i. muhayyile
fancy i. düşünce
fancy i. düşlem
fancy i. kanı
fancy i. meyil
fancy man i. acayip adam
fancy i. hulya
fancy i. tahayyül
fancy man i. aşık
fancy i. kapris
flight of fancy i. hayal kurma
fancy i. geçici arzu
fancy woman i. fahişe
fancy goods i. fantezi eşya
passing fancy i. geçici sevgi
a passing fancy i. geçici heves
fancy i. hoşlanma
fancy i. istek
fancy-dress ball i. maskeli balo
fancy dress-ball i. maskeli balo
fancy-dress party i. kıyafet balosu
fancy names i. süslü püslü isimler
fancy lady i. fahişe
fancy dress party (british english) i. kıyafet balosu
fancy paper i. el işi kağıdı
the fancy [obsolete] i. spor veya hobi meraklısı kitle
fancy restaurant i. havalı restoran
fancy restaurant i. lüks ve pahalı restoran
fancy restaurant i. şatafatlı restoran
fancy dress i. kostüm
fancy dress i. etkinlik kıyafeti
fancy i. hayal dünyası
fancy i. hayal ürünü
fancy i. zihinde canlandırılan fantastik öğe
fancy i. fikir
fancy i. (birinden) hoşlanma
fancy i. özel ilgi duyma
fancy i. aşık olma
fancy i. takım
fancy i. taraftar
fancy i. destekçi
fancy i. hayran
fancy i. fan
fancy i. takım sporu
fancy i. takım faaliyeti
fancy i. hayran aktivitesi
fancy i. aşk
fancy i. (özel anlamda) bağlılık
fancy i. arzu
fancy i. izlenim
fancy i. hayali görüntü
fancy i. hayali icat
fancy i. fantastik tasarım
fancy i. fantezi pırlanta
fancy i. olağandışı rengi olan pırlanta
fancy i. illüzyon
fancy i. göz yanılması
fancy i. fantastik ortam
fancy i. fantastik yaratı
fancy i. görüş
fancy i. kanaat
fancy i. yargı
fancy i. renkli çiçekleri olan bitki
fancy i. renkli çiçek
fancy i. boks takipçisi
fancy i. hayvansever
fancy i. bir alana yoğun ilgi duyan kimse
fancy ball i. kostüm balosu
fancy ball i. kıyafet balosu
fancy dress [uk] i. kimliği gizleyen giysi
fancy dress i. resmi kıyafet
fancy dress i. gece elbisesi
fancy dress i. abiye
fancy fair i. yardım fuarı
fancy fair i. takı ve süs eşyalarının satıldığı fuar
fancy man [obsolete] i. bir kadının desteklediği erkek
fancy man [uk] i. bir kadının aşığı
fancy man [obsolete] i. erkek arkadaş
fancy man [obsolete] i. (erkek) sevgili
fancy man i. pasta dekorcusu
fancy man i. dekoratör
fancy store i. tuhafiye dükkanı
fancy store i. süs eşyaları satan dükkan
fancy store i. incik boncuk dükkanı
fancy-dress ball i. kıyafet balosu
fancy-dress ball i. kostümlü balo
fancy ball i. kıyafet balosu
fancy ball i. kostümlü balo
fancy-pants i. aptal kimse
fancy-pants i. çekici kimse
fancy-pants [us] i. elit kimse
fancy-pants [us] i. gösterişli tarzı olan kimse
fancy-pants i. görünümüne önem veren kimse
fancy f. tasavvur etmek
catch the fancy of f. hoşuna gitmek
have a fancy for f. heves etmek
fancy f. meyletmek
fancy up f. süslenmek
take a fancy to f. gözü tutmak
take a fancy to f. hoşlanmak
take a fancy to f. hoşlanmaya başlamak
fancy f. tahayyül etmek
fancy f. zannetmek
fancy up f. süslemek
fancy f. düşlemek
fancy f. hayal kurmak
have a fancy for something f. içi çekmek
fancy f. fantezi kurmak
fancy oneself f. hayallerinde kendini şöyle veya böyle görmek
fancy up f. allayıp pullamak
fancy f. arzu etmek
fancy f. kurmak
fancy f. çok sevmek
fancy f. imgelemek
fancy oneself as something f. kendini bir şey sanmak
fancy up f. giyinip kuşanmak
fancy f. tasarlamak
fancy f. aklında canlandırmak
fancy each other f. flört etmek
fancy each other f. birbirlerinden hoşlanmak
take a fancy to someone f. kanı ısınmak
take a fancy to something f. kanı kaynamak
take a fancy to something f. kanı ısınmak
take a fancy to someone f. kanı kaynamak
fancy each other f. birbirinden hoşlanmak
fancy f. canı çekmek
fancy f. hayalini kurmak
fancy f. farz etmek
fancy [obsolete] f. memnun etmek
fancy [obsolete] f. tatmin etmek
fancy [obsolete] f. hoş tutmak
fancy [obsolete] f. aşık olmak
fancy [obsolete] f. arzulamak
fancy f. (ıslah etmek için) hayvan yetiştirmek
fancy f. kazanacağını düşünmek
fancy free s. aşktan azade
fancy s. üstün kaliteli (gıda maddeleri)
fancy s. fahiş
fancy s. keyfi
fancy s. aşırı
fancy s. süslü püslü
fancy s. garip
fancy s. fantazi
fancy s. pahalı ve üst sınıf
fancy-free s. gamsız
fancy-free s. kaygısız
fancy-free s. dertsiz
fancy-free s. tasasız
fancy s. alengirli
fancy s. fazla dekore edilmiş
fancy s. donatılmış
fancy s. karmaşık
fancy s. çetrefilli
fancy s. kompleks
fancy s. sofistike
fancy s. zarif
fancy s. modaya uygun
fancy s. asil tarzda
fancy s. üstün nitelikli
fancy s. kaliteli
fancy s. hoş
fancy s. aşırı
fancy s. fahiş
fancy s. abartılı
fancy s. görsel amaçlı yetiştirilen
fancy s. eşsiz
fancy s. özel
fancy s. üstün nitelikleri için beslenen
fancy dress s. kostümlü (balo)
fancy-free s. hayal edebilir
fancy-free s. düşüncesinde özgür
fancy-free s. merakı dizginlenmemiş
fancy-free s. kimseye bağlanmayan
fancy-free s. gönül ilişkileri kurmayan
fancy-free s. tek şeye odaklanmayan
fancy-free s. farklı ilgi alanları peşinde koşan
fancy-free s. duygusuz
fancy-free s. duygusal etki altında kalmayan
fancy-free s. bağımsız
fancy-free s. kısıtlanmayan
fancy-free s. sınırsız
fancy-free s. bekar
fancy-free s. yalnız
fancy-free s. yükümlülüklerden muaf
fancy-free s. sorumluluğu olmayan
fancy-sick s. kara sevdalı
fancy-sick s. mecnun
fancy-sick s. platonik aşk yaşayan
fancy-sick s. aşk acısı çeken
fcy (fancy) kısalt. süslü
fcy (fancy) kısalt. hoş
Phrasals
fancy up f. aşırı şık giyinmek
fancy up f. çok şık giyinmek
fancy up f. giyinip kuşanmak
fancy up f. süslenip püslenmek
fancy (someone or oneself) as (something) f. (birini/kendini bir şey) olarak görmek
fancy (someone or oneself) as (something) f. (birini/kendini bir şey) olarak düşünmek
fancy (someone or oneself) as (something) f. (birini/kendini bir şey) olarak tasavvur etmek
fancy (someone or oneself) as (something) f. (birini/kendini bir şey) olarak zihninde canlandırmak
fancy someone as someone or something f. birini biri/bir şey olarak görmek
fancy someone as someone or something f. birini biri/bir şey olarak düşünmek
fancy someone as someone or something f. birini biri/bir şey olarak tasavvur etmek
fancy someone as someone or something f. birini biri/bir şey olarak zihninde canlandırmak
fancy as f. olarak görmek
fancy as f. olarak düşünmek
fancy as f. olarak tasavvur etmek
fancy as f. olarak zihninde canlandırmak
fancy up f. dekore etmek
fancy up f. yenilemek
fancy up f. bezemek
fancy up f. donatmak
Colloquial
flight of fancy i. gerçekliği olmayan hayal mahsulü fikir
fancy footwork i. süslü ayak figürü
fancy footwork i. dansta ustaca yapılan ayak figürü
fancy footwork i. dansta gösterişli ayak figürü
fancy footwork i. dansçının yaptığı zor bir ayak figürü
fancy footwork i. kıvrak ayak figürü
fancy footwork i. kıvrak düşünce
fancy footwork i. kıvrak zeka
fancy footwork i. kıvrak çözüm
fancy footwork i. akıllıca bir hareket
fancy footwork i. zekice ve karmaşık dans adımları
fancy footwork i. kıvrak dans adımları
fancy footwork i. zor ve karmaşık ayak figürleri
fancy footwork i. ustaca yapılan ayak figürü
fancy footwork i. hünerli ayak figürü
fancy footwork i. dengeli/sağlam ayak figürü
fancy footwork i. birini bir problemden kurtaracak karmaşık strateji
fancy footwork i. karmaşık bir strateji
fancy footwork i. akıllıca kurulmuş bir strateji
fancy footwork i. zekice yapılan plan
catch the fancy-of f. beğenmek
fancy f. çekici olmak
catch the fancy-of f. çekici gelmek
catch the fancy-of f. hoşuna gitmek
strike one's fancy f. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
strike one's fancy f. hoşuna gitmek
catch the fancy-of f. ilgisini çekmek
fancy-pants s. havalı
fancy-pants s. burnu havada
fancy-pants s. fazla kibar
fancy-pants s. zarif
fancy-pants s. çıtkırıldım
fancy that! expr. hayret bir olay!
fancy seeing you here! expr. kimleri görüyorum!
I don't fancy yours (much) [uk] expr. seninki pek güzel değil
I don't fancy yours (much) [uk] expr. pek beğenmedim
I don't fancy yours (much) [uk] expr. pek bayılmadım
I don't fancy yours (much) [uk] expr. pek hoşlanmadım
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. hayret doğrusu
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. hayret bir olay
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. bak sen şu işe
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. yok artık
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. vay canına
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. bir yaşıma daha girdim
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. hadi ya
Idioms
fancy price i. ateş pahası
fancy price i. astronomik fiyat
fancy price i. çok tuzlu fiyat
fancy price i. çok yüksek fiyat
flight of fancy imagination i. düş ürünü
flight of fancy imagination i. düşsel
a flight of fancy i. hayal mahsulü
flight of fancy/imagination/fantasy i. hayal mahsülü düşünceler/fikirler
flight of fancy i. hayal mahsulü
a flight of fancy i. hayal ürünü
flight of fancy imagination i. hayal ürünü
fancy someone f. birisini hoş bulmak
be footloose and fancy-free f. bekar olmak
take a fancy to f. birisine ısınmak
fancy someone f. birisini çekici bulmak
take a fancy to f. beğenmek
take a fancy to someone f. birisinden elektrik almak
take a fancy to f. cazibesine kapılmak
be footloose and fancy-free f. çapkın olmak
take a fancy to f. çekici gelmek
suit someone's fancy f. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
take a fancy to f. hoşlanmak
catch somebody's fancy f. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
strike somebody's fancy f. hoşuna gitmek
catch somebody's fancy f. hoşuna gitmek
take a fancy to f. hoş gelmek
be footloose and fancy-free f. gününü gün etmek
take a fancy to f. hoş bulmak
strike someone's fancy f. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
take somebody's fancy f. hoşuna gitmek
take a fancy to f. etkilenmek
strike somebody's fancy f. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
catch somebody's fancy f. ilgisini çekmek
tickle somebody's fancy f. ilgisini çekmek
tickle someone's fancy f. iç gıcıklamak
tickle someone's fancy f. içini kemirmek
tickle one's fancy f. iç gıcıklamak
strike somebody's fancy f. ilgisini çekmek
tickle somebody's fancy f. ilgisini çekmeye başlamak
take somebody's fancy f. ilgisini çekmeye başlamak
take somebody's fancy f. ilgisini çekmek
fancy oneself as f. kendini bir şey zannetmek
fancy oneself as f. kendini bir şey olarak görmek
fancy oneself as f. kendini bir şey sanmak
take a fancy to f. kanı kaynamak
fancy oneself as f. kendini bir bok sanmak
take a fancy to f. sempati duymak
fancy someone's chances f. şansına güvenmek
be footloose and fancy-free f. özgür olmak
be footloose and fancy-free f. istediğini yapabilmek
be footloose and fancy-free f. kafasına göre yaşamak
be footloose and fancy-free f. sorumlulukları olmamak
be footloose and fancy-free f. sorumluluklardan uzak olmak
catch (someone's) fancy f. (birine) hitap etmek
catch (someone's) fancy f. (birinin) ilgisini çekmek
catch (someone's) fancy f. (birinin) hoşuna gitmek
catch (someone's) fancy f. (birinde) merak uyandırmak
catch (someone's) fancy f. (birini) çekmek
catch (someone's) fancy f. (birini) cezbetmek
catch/take/tickle somebody's fancy f. birinin ilgisini çekmek
catch/take/tickle somebody's fancy f. birine hitap etmek
catch/take/tickle somebody's fancy f. birinin hoşuna gitmek
catch/take/tickle somebody's fancy f. birinde merak uyandırmak
catch/take/tickle somebody's fancy f. birini çekmek
catch/take/tickle somebody's fancy f. birini cezbetmek
fancy (one's) chances f. şansına güvenmek
fancy (one's) chances f. başaracağından emin olmak
fancy chances f. şansına güvenmek
fancy chances f. başaracağından emin olmak
fancy your chances f. şansına güvenmek
fancy your chances f. başaracağından emin olmak
fancy someone's chances f. şansına güvenmek
fancy someone's chances f. başaracağından emin olmak
fancy somebody's chances f. irinin şansına güvenmek
fancy somebody's chances f. birinin başaracağından emin olmak
strike fancy f. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
strike fancy f. hoşa gitmek
suit fancy f. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
take a fancy to (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) hoşlanmaya başlamak
take a fancy to (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) hoşlanmak
take a fancy to (someone or something) f. (birini/bir şeyi) beğenmek
take a fancy to (someone or something) f. (birine/bir şeye) ısınmak
take a fancy to (someone or something) f. (birine/bir şeye) sempati duymak
tickle fancy f. ilgisini çekmek
tickle fancy f. iç gıcıklamak
tickle fancy f. içini kemirmek
tickle fancy f. cezbetmek
footloose and fancy free s. avare
fancy free s. bağımsız
fancy free s. bekar
footloose and fancy free s. istediğini yapan kişi
footloose and fancy free s. kafasına göre takılan
fancy free s. özgür
footloose and fancy free s. kayıtsız
fancy free s. kafasına göre takılan
footloose and fancy free s. (bekar) özgür
footloose and fancy free s. (bekar olduğu için) bağımsız
whenever the fancy takes (one) expr. ne zaman canın isterse/çekerse
as the fancy takes you expr. istediğin gibi
whenever the fancy takes you expr. istediğin gibi
whenever the fancy takes (one) expr. istediği gibi
whenever the fancy takes (one) expr. canı ne zaman isterse
as the fancy takes you expr. ne zaman canın isterse/çekerse
whenever the fancy takes you expr. ne zaman canın isterse/çekerse
whenever the fancy takes (one) expr. ne zaman canı isterse/çekerse
as the fancy takes you expr. canının istediği/çektiği gibi
whenever the fancy takes you expr. canının istediği/çektiği gibi
whenever the fancy takes (one) expr. canının istediği/çektiği gibi
as the fancy takes you expr. gönlünce
whenever the fancy takes you expr. gönlünce
whenever the fancy takes (one) expr. gönlünce
footloose and fancy free expr. istediğini yapan
fancy free expr. istediğiyle gönül eğlendiren
whenever the fancy takes (one) expr. istediği zaman
whenever the fancy takes (one) expr. kafasına göre
whenever the fancy takes (one) expr. kafasına esince
whenever the fancy takes (one) expr. kafasına ne zaman eserse
Speaking
do you fancy going to the cinema with me? expr. benimle sinemaya gelmek ister misin?
do you fancy joining us? expr. bize katılmak ister misiniz?
fancy that! expr. hayret doğrusu!
fancy meeting you here expr. seni burada göreceğime dünyada inanmazdım
fancy meeting you here expr. seni burada göreceğim aklımın ucundan geçmezdi
don't fancy your chances! expr. şansına pek güvenme!
fancy exclam. yok artık
fancy exclam. deme be
Trade/Economic
fancy fair i. moda fuarı
fancy goods i. dekoratif lüks ürünler
fancy goods i. ıvır zıvır
fancy goods i. küçük ev süsleri
fancy goods i. biblolar
fancy goods i. fantezi kumaş
fancy goods i. modaya uygun kumaş
fancy goods i. son moda kıyafet
fancy goods i. süs eşyaları
fancy goods i. incik boncuk
fancy goods i. değersiz ziynet eşyaları
fancy goods i. frapan ürünler
fancy goods i. göz alıcı ürünler
fancy stocks i. (borsada) büyük kazanç yaratan sanal hisse senetleri
fancy stocks i. değersiz hisseler
fancy stocks i. değersiz menkul kıymetler
Industry
fancy i. uzun dişleri olan taraklama silindiri
fancy roller i. uzun dişleri olan taraklama silindiri
Technical
fancy yarn equipment i. fantazi iplik donanımı
fancy thread i. fantezi iplik
fancy yarn i. fantezi iplik
fancy goods i. fantezi mallar
fancy dress i. karnaval giysisi
Textile
fancy braid i. fantezi örgü
fancy fabrics i. fantazi kumaşlar
fancy thread i. fantezi iplik
fancy fabric i. fantezi kumaş
fancy edge i. fantezi kenar
fancy article i. fantezi artikel
fancy fabric i. fantazi kumaş
fancy goods i. fantezi mallar
fancy yarn i. fantezi iplik
fancy seam i. süs dikişi
fancy i. fantezi kumaş
fancy i. modaya uygun kumaş
fancy i. modaya uygun kıyafet
Woodworking
fancy woods i. (pahalı ve özel) mobilya ahşabı
fancy woods i. kontrplak
Marine
fancy line i. gemi güvertesinde (lumbuzların kontrolü için kullanılan) kısa ip
Gastronomy
fancy-cake i. turta
Fishery
fancy line i. bir tür misina
fancy line i. olta ipi
Social Sciences
fancy dance i. kızılderililere özgü hızlı bir tür powwow dansı
Sport
fancy i. boksörlük
fancy i. boks sanatı
Basketball
fancy dan i. seyircinin gözüne hoş gelecek oyun ve atışları yapan oyuncu
Art
fancy i. (şair veya ressamın) hayal gücü
fancy i. (şair veya ressamın yarattığı) imge
Music
fancy i. bağımsız beste
fancy dance i. fantezi dans
fancy i. (16 ve 17. yüzyıllarda) enstrümantal solo beste
Archaic
fancy [obsolete] i. fantastik nitelik
fancy [obsolete] i. olağandışılık
fancy [obsolete] i. gerçek dışılık
fancy [obsolete] i. kibir
fancy [obsolete] i. kendini beğenmişlik
fancy man [obsolete] i. bir gruba üye erkek
Slang
fancy woman i. fahişe
fancy-pants i. göz boyayan
fancy-schmancy words i. janjanlı sözler
fancy woman i. orospu
fancy man i. pezevenk
fancy-pants i. sahte
fancy-pants i. züppe
fancy man i. kadın satıcısı
fancy man i. jigolo
fancy woman i. adı çıkmış kadın
fancy woman i. hafif kadın
fancy girl i. adı çıkmış kadın
fancy girl i. hafif kadın
fancy girl i. fahişe
fancy girl i. orospu
fancy lady i. adı çıkmış kadın
fancy lady i. hafif kadın
fancy lady i. orospu
fancy oneself as f. kendini bir bok sanmak
fancy-schmancy s. janjanlı
fancy-schmancy s. özenilmiş
fancy-schmancy s. süslü
fancy-schmancy s. şatafatlı