fotosentez - Türkçe İngilizce Sözlük

fotosentez

"fotosentez" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
Technical
fotosentez photosynthesis i.
In the environment, account is to be taken of effects upon photosynthesis.
Çevrede, fotosentez üzerindeki etkiler dikkate alınmalıdır.

More Sentences
Automotive
fotosentez photosynthesis i.
In the environment, account is to be taken of effects upon photosynthesis.
Çevre alanında fotosentez üzerindeki etkiler dikkate alınmalıdır.

More Sentences
Food Engineering
fotosentez photosynthesis i.
Green plants carry out photosynthesis.
Yeşil bitkiler fotosentez yapar.

More Sentences
Biology
fotosentez photosynthesis i.
Do all plants carry out photosynthesis?
Bütün bitkiler fotosentez yapar mı?

More Sentences
Botanic
fotosentez photosynthesis i.
Green plants carry out photosynthesis.
Yeşil bitkiler fotosentez yaparlar.

More Sentences
Environment
fotosentez photosynthesis i.
The organism was found to be capable of photosynthesis.
Organizmanın fotosentez yapabildiği tespit edildi.

More Sentences

"fotosentez" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 27 sonuç

Türkçe İngilizce
General
fotosentez yapmak photosynthesize f.
fotosentez yapmak photosynthesise f.
Biology
fotosentez esnasında glukozun karbondioksitten sentezlendiği bir dizi reaksiyon calvin cycle i.
havadaki karbondioksitin fotosentez yoluyla metabolizma için aktif bileşenlere dönüştürülmesi carbon fixation i.
fotosentez ile oluşmuş madde photosynthate i.
fotosentez yoluyla inorganik maddelerden besin oluşturma süreci autotrophy i.
fotosentez yapan canlı photosynthesizer i.
fotosentez yapan canlı photosynthesiser i.
tipik olarak aseksüel tomurcuklanma veya bölünme ile çoğalıp beslenme şekli emilim, fotosentez veya kemosentez olan organizmalar moneron i.
fotosentez yapan organizmaların fotosentetik pigment oranlarında meydana gelen değişim chromatic adaptation i.
karbondioksitin azaldığı fotosentez evresi dark reaction i.
klorofil içeren ve fotosentez yapabilen flagellat hücresi phytoflagellate i.
fotosentez yapmayan nonphotosynthetic s.
fotosentez aracılığıyla photosynthetically zf.
fotosentez yaparak photosynthetically zf.
Zoology
fotosentez ve benzeri bitkisel özelliklerden yoksun kamçılı protozoan zoomastigote i.
fotosentez ve benzeri bitkisel özelliklerden yoksun kamçılı protozoan zooflagellate i.
genellikle fotosentez yapmayan, bazı türlerinin insanlarda ve diğer hayvanlarda hastalık yaptığı, kırbaç benzeri uzantılara sahip parazit olmayan tek hücreli hayvan mastigophore i.
genellikle fotosentez yapmayan, bazı türlerinin insanlarda ve diğer hayvanlarda hastalık yaptığı, kırbaç benzeri uzantılara sahip parazit olmayan tek hücreli hayvan flagellate protozoan i.
genellikle fotosentez yapmayan, bazı türlerinin insanlarda ve diğer hayvanlarda hastalık yaptığı, kırbaç benzeri uzantılara sahip parazit olmayan tek hücreli hayvan flagellated protozoan i.
genellikle fotosentez yapmayan, bazı türlerinin insanlarda ve diğer hayvanlarda hastalık yaptığı, kırbaç benzeri uzantılara sahip parazit olmayan tek hücreli hayvan mastigophoran i.
Botanic
biraz klorofil içerdiği için fotosentez yapabilen parazitik bir bitki hemiparasite i.
biraz klorofil içerdiği için fotosentez yapabilen parazitik bir bitki semiparasite i.
fotosentez yapabilen organizmalara ait autophytic s.
fotosentez yapabilen organizmalara dair autophytic s.
Environment
fotosentez yapan bitkinin aldığı ile verdiği karbondioksit oranının tümüyle dengede olduğu atmosferik karbondioksit yoğunluğu compensation point i.
Geology
fotosentez yapabilen bakteriler cyanobacteria i.