gün içinde - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

gün içinde



"gün içinde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
gün içinde today zf.
gün içinde within today zf.

"gün içinde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
General
tıraştan sonraki bir iki gün içinde uzayan sakal stubble i.
yıl içinde bazı ödemelerin yapıldığı dört gün quarter day i.
gün içinde gerekli olacak eşyaların taşındığı küçük bir sırt çantası daysack i.
gün içinde çalışan day s.
bir iki gün içinde in a day or two zf.
birkaç gün içinde within a few days zf.
birkaç gün içinde a few days zf.
birkaç gün içinde in a few days zf.
tek bir gün içinde within a single day zf.
itibaren birkaç gün içinde within a few days from zf.
son birkaç gün içinde in the last few days zf.
en geç on gün içinde in ten days at the latest zf.
on dört gün içinde in a fortnight zf.
iki gün içinde in 2 days zf.
iki gün içinde in two days zf.
Phrases
aynı gün içinde in the same day expr.
aynı gün içinde within the same day expr.
iki gün içinde within the next two days expr.
o gün içinde within that day expr.
o gün içinde during that day expr.
Colloquial
gün içinde sürekli değişen hava şartları four seasons in one day i.
on dört gün içinde in a fortnight expr.
Idioms
gün içinde yapılan kısa şekerleme forty winks i.
Speaking
beş altı gün içinde döneceğim I'll be back in five or six days expr.
üç gün içinde öleceksin you will die within three days expr.
Trade/Economic
hızlı kar amacıyla aynı gün içinde alış satış yapma day-trade i.
on beş gün içinde within a fortnight expr.
Politics
bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! if some day you are compelled to defend your independence and your republic, you must not tarry to weigh the possibilities and circumstances of the situation before taking up your duty i.
belirli günlere yayılmış olan tasarı görüşmesinin belirlenen gün içinde bitmesi gereken bölümünün gün sonunda müzakereye kapanması closure by compartment i.
Computer
gün içinde izin ver days expr.
Literature
eserin tek bir olay örgüsünün olması, bir gün içinde ve tek bir yerde geçmesi gerektiği görüşü unity i.
Military
her biri en az dört saat süren ve tek bir gün içinde tamamlanan iki gayri faal görev eğitimi multiple inactive duty training periods i.
Theatre
oyunun tek bir olay örgüsünün olması, bir gün içinde ve tek bir yerde geçmesi gerektiği görüşü unity i.
Photography
içinde bir fotoğrafın gün ışığında işlenebildiği ışık geçirmez kap tank i.