Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Siyasal | gerilim tırmandırma politikası | brinkmanship i. | ||
The two countries engaged in a dangerous game of brinkmanship. İki ülke aralarında tehlikeli bir gerilim tırmandırma politikası uyguluyordu. More Sentences |