Geçmiş

get in something

"get in something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 162 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrasals
1	Öbek Fiiller	get someone interested in something f.	bir kimsenin bir şeyle ilgilenmesini/ilgi duymasını/alakadar olmasını sağlamak
2	Öbek Fiiller	get ahead (in something) f.	mesafe katetmek
3	Öbek Fiiller	get ahead (in something) f.	(işinde vb.) ilerlemek
4	Öbek Fiiller	get (something) in perspective f.	bir şeyin gerçek değerini/önemini bilmek
5	Öbek Fiiller	get (something) in perspective f.	bir şeye gerçek değerini/önemini vermek
6	Öbek Fiiller	get (something) in perspective f.	bir şeyin gerçek değerini/önemini açıklamak
7	Öbek Fiiller	get/put something in perspective f.	bazı şeyleri önemli olarak algılamak
8	Öbek Fiiller	get/put something in perspective f.	bazı şeyler anlamlı gelmek
9	Öbek Fiiller	get/put something in perspective f.	bazı şeylere anlam kazandırabilmek/anlamlandırabilmek
10	Öbek Fiiller	get behind in (something) f.	(bir şeyin) gerisinde kalmak
11	Öbek Fiiller	get behind in (something) f.	(bir şeyde) geri kalmak
12	Öbek Fiiller	get behind in (something) f.	(birinin/bir şeyin) arkasında kalmak
13	Öbek Fiiller	get behind in (something) f.	(bir şeyden) eksiltmek
14	Öbek Fiiller	get behind in (something) f.	(bir şeyden) yemek
15	Öbek Fiiller	get behind in (something) f.	(bir şeyi) yetirememek/denkleştirememek
16	Öbek Fiiller	get someone or something in something f.	birini/bir şeyi bir şeye sokmak
17	Öbek Fiiller	get someone or something in f.	birini/bir şeyi bir şeye sokmak
18	Öbek Fiiller	get someone in something f.	birini bir şeye sığdırmak
19	Öbek Fiiller	get someone in something f.	birinin bir şeye sığmasını/girmesini sağlamak
20	Öbek Fiiller	get someone in something f.	birini bir şeye kabul ettirmek
21	Öbek Fiiller	get someone in something f.	birini bir okula, kulübe, organizasyona sokmak
22	Öbek Fiiller	get someone in something f.	birini bir şeye yazdırmak/kaydettirmek
23	Öbek Fiiller	get someone in something f.	birini bir şeye (okul, kulüp, organizasyon ) aldırmak
24	Öbek Fiiller	get something in someone f.	birine bir şey vermek (enjekte etmek, yedirmek)
25	Öbek Fiiller	get something in something f.	bir şeyi bir şeye sokmak
26	Öbek Fiiller	get something in something f.	bir şeyi bir şeyin içine koymak/takmak/dahil etmek
27	Öbek Fiiller	help (someone) get a foothold in (something) f.	(birinin bir yerde/şeyde) sağlam yer edinmesine yardım etmek
28	Öbek Fiiller	help (someone) get a foothold in (something) f.	(birinin bir şeyde) yer edinmesine yardım etmek
29	Öbek Fiiller	help (someone) get a foothold in (something) f.	(birinin bir şeydeki) yerini sağlamlaştırmasına yardım etmek
Colloquial
30	Konuşma Dili	get in on something f.	bir şeye katılmak
31	Konuşma Dili	get something in one f.	bir şeyi anında bilmek
32	Konuşma Dili	get something in one f.	bir şeyi ilk denemede bilmek
33	Konuşma Dili	get something in one f.	bir şeyi ilk seferde bilmek
34	Konuşma Dili	get something in one f.	bir şeyi ilk seferde doğru tahmin etmek
35	Konuşma Dili	get something in one f.	bir şeyi hemen çözmek
36	Konuşma Dili	get something in one f.	bir şeyi hemen anlamak
37	Konuşma Dili	get something in one f.	bir şeyi ilk bakışta anlamak
38	Konuşma Dili	get something in one f.	bir şeyi bir bakışta anlamak
39	Konuşma Dili	get (all) up in (one's) (something) f.	(birinin bir şeyine) karışmak
40	Konuşma Dili	get (all) up in (one's) (something) f.	(birinin bir şeyine) müdahale etmek
41	Konuşma Dili	get (all) up in (one's) (something) f.	(birinin bir şeyine) dahil olmak
42	Konuşma Dili	get (all) up in (one's) (something) f.	(birinin bir şeyinin) dibine girmek
43	Konuşma Dili	get (all) up in (one's) (something) f.	(birinin bir şeyinin) aşırı yakınında durmak
44	Konuşma Dili	get (all) up in (one's) (something) f.	(birini) azarlamak
45	Konuşma Dili	get (all) up in (one's) (something) f.	(birini) fırçalamak
46	Konuşma Dili	get (all) up in (one's) (something) f.	(birini) haşlamak
47	Konuşma Dili	get (all) up in (one's) (something) f.	(birinin) canına okumak
48	Konuşma Dili	get clued in (to something) f.	(bir şeyi) öğrenmek
49	Konuşma Dili	get clued in (to something) f.	(bir şeyi) anlamak
50	Konuşma Dili	once you get something in your blood expr.	(bir şey) bir kere kanına girdi mi
Idioms
51	Deyim	get taken in (by someone or something) f.	(biri tarafından) kandırılmak/aldatılmak
52	Deyim	get taken in (by someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) oyununa gelmek
53	Deyim	get taken in (by someone or something) f.	(birine/bir şeye) kanmak/inanmak
54	Deyim	get taken in (by someone or something) f.	(biri tarafından) eve/barınağa alınmak
55	Deyim	get taken in (by someone or something) f.	(biri tarafından) bakılmak/büyütülmek
56	Deyim	get taken in (by someone or something) f.	(biri tarafından)yetiştirilmek/yanına alınmak
57	Deyim	get taken in (by someone or something) f.	evlatlık olarak alınmak
58	Deyim	get knee-deep in something f.	bir şeye boğazına/dizine kadar batmak
59	Deyim	get something in apple-pie order f.	bir şeyi iyice derleyip toplamak (toparlamak)
60	Deyim	get a hand in something f.	bir şeyde payı olmak
61	Deyim	get caught up in something f.	bir şeye kendini kaptırmak
62	Deyim	get a hand in something f.	bir şeyde parmağı olmak
63	Deyim	get a hand in something f.	bir şeyde eli olmak
64	Deyim	get a part in something f.	bir şeyde parmağı olmak
65	Deyim	get something out in the open f.	bir şeyi açığa çıkarmak
66	Deyim	get a part in something f.	bir şeyde payı olmak
67	Deyim	get a part in something f.	bir şeyde eli olmak
68	Deyim	get something in apple-pie order f.	düzgün ve tertipli bir şekilde/muntazaman yerleştirmek
69	Deyim	get something in order f.	düzenli tutmak
70	Deyim	get tangled up in something f.	kötü bir duruma bulaşmış olmak
71	Deyim	get (something) down in black and white f.	(bir şeyi) yazıya dökmek
72	Deyim	get (something) down in black and white f.	(bir şeyi) yazılı hale getirmek
73	Deyim	get (something) down in black and white f.	(bir şeyi) yazarak resmileştirmek
74	Deyim	get (something) in black and white f.	(bir şeyi) yazılı olarak almak
75	Deyim	get (something) in black and white f.	(bir şeyi) yazıyla resmiyete dökmek
76	Deyim	get (something) in black and white f.	(bir şeyi) yazıyla teyit etmek
77	Deyim	get (something) in black and white f.	(bir şeyle) ilgili yazılı belge almak
78	Deyim	get a say (in something) f.	(bir şeyde) söz sahibi olmak
79	Deyim	get a say (in something) f.	(bir şeyde) söz hakkı olmak
80	Deyim	get a say (in something) f.	(bir şeyde) etkisi olmak
81	Deyim	get a say (in something) f.	(bir şeyde) sözü geçmek
82	Deyim	get a voice (in something) f.	(bir şeyde) söz sahibi olmak
83	Deyim	get a voice (in something) f.	(bir şeyde) söz hakkı olmak
84	Deyim	get a voice (in something) f.	(bir şeyde) etkisi olmak
85	Deyim	get a voice (in something) f.	(bir şeyde) sözü geçmek
86	Deyim	get involved (in or with someone or something) f.	(biriyle/bir kuruluşla) ortaklık ilişkisi kurmak
87	Deyim	get involved (in or with someone or something) f.	(biriyle/bir kuruluşla) birleşmek
88	Deyim	get involved (in or with someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) bir bağlantı/ilişki kurmak
89	Deyim	get involved (in or with someone or something) f.	(birinin) planlarına, eylemlerine, gelişimine dahil olmak
90	Deyim	get involved (in or with something) f.	(bir şeye) karışmak
91	Deyim	get involved (in or with something) f.	(bir şeye) burnunu sokmak
92	Deyim	be/get in/into a tizzy/tizz (about something) f.	(bir konuda) telaşlı olmak/telaşa kapılmak
93	Deyim	be/get in/into a tizzy/tizz (about something) f.	(bir konuda) gergin olmak/gerilmek
94	Deyim	be/get in/into a tizzy/tizz (about something) f.	(bir konuda) heyecanlı olmak/heyecanlanmak
95	Deyim	be/get in/into a tizzy/tizz (about something) f.	(bir konuda) etekleri/paçaları tutuşmak
96	Deyim	get in on something f.	bir şeye katılmak
97	Deyim	get in on something f.	bir şeye dahil olmak
98	Deyim	get in on something f.	bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak
99	Deyim	get in on something f.	bir şeyi bilmek
100	Deyim	get mixed up in something f.	bir şeye karışmak
101	Deyim	get mixed up in something f.	bir şeye bulaşmak
102	Deyim	get mixed up in something f.	bir şeye adı karışmak
103	Deyim	get (one's) hand in (something) f.	bir şeyde eli olmak
104	Deyim	get (one's) hand in (something) f.	bir şeyde parmağı olmak
105	Deyim	get (one's) hand in (something) f.	bir şeyde payı olmak
106	Deyim	get (one's) hand in (something) f.	(bir şeyden) elini çekmemek
107	Deyim	get (one's) hand in (something) f.	(bir şeyi) tamamen bırakmamak
108	Deyim	get (one's) start (in something) f.	(bir şeye) giriş yapmak
109	Deyim	get (one's) start (in something) f.	(bir kariyere) başlamak
110	Deyim	get (one's) start (in something) f.	(bir kariyere) başlama/giriş şansı/fırsatı elde etmek
111	Deyim	get a foothold in (something) f.	(bir şeyde) yer edinmek
112	Deyim	get a foothold in (something) f.	(bir şeyde) tutunacak zemin bulmak
113	Deyim	get a start in (something) f.	(bir şeye) atılmak
114	Deyim	get a start in (something) f.	(bir şeye) giriş yapmak
115	Deyim	get a start in (something) f.	(bir şeye) ilk adımı atmak
116	Deyim	get one's hooks in someone or something f.	kancayı birine/bir şeye geçirmek
117	Deyim	get one's hooks in someone or something f.	birine/bir şeye musallat olmak
118	Deyim	get in sync (with someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) senkronize olmak
119	Deyim	get in sync (with someone or something) f.	(birine/bir şeye) ayak uydurmak
120	Deyim	get in sync (with someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) aynı anda hareket etmek
121	Deyim	get in sync (with someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) uyuşmak
122	Deyim	get in sync (with someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) aynı amaçlara, beğenilere, görüşlere sahip olmak
123	Deyim	get in sync (with someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer bakış açısına/fikirlere sahip olmak
124	Deyim	get in the way (of something) f.	(bir şeye) engel olmak
125	Deyim	get in the way (of something) f.	(bir şeyin) önüne geçmek
126	Deyim	get in the way (of something) f.	(bir şeyin) olmasını (araya girerek) engellemek
127	Deyim	get in touch with (something) f.	(bir şeye) karşı duyarlı hale gelmek
128	Deyim	get in touch with (something) f.	(bir şeyin) farkında olmak
129	Deyim	get in touch with (something) f.	(bir şeyle) ilgili hassas olmak
130	Deyim	get in touch with somebody/something f.	biriyle/bir şeyle bağlantı/irtibat kurmak
131	Deyim	get in touch with somebody/something f.	biriyle/bir şeyle temasa geçmek
132	Deyim	get in tune with (someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) uyuşmak
133	Deyim	get in tune with (someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) uyumlu olmak
134	Deyim	get in tune with (someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) mutabık olmak
135	Deyim	get in tune with (someone or something) f.	(biriyle/bir şeyle) aynı telden çalmak
136	Deyim	get in tune with (something) f.	ahengi tutturmak/yakalamak
137	Deyim	get in tune with (something) f.	aynı müzik tonunu tutturmak/yakalamak
138	Deyim	get in step (with someone or something) f.	(birine/bir şeye) uymak
139	Deyim	get in step (with someone or something) f.	(birine/bir şeye) uyum sağlamak
140	Deyim	get in step (with someone or something) f.	(birine/bir şeye) ayak uydurmak
141	Deyim	get in step (with someone or something) f.	(birine/bir şeye) riayet etmek
142	Deyim	get in step (with someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) ritmine uymak
143	Deyim	get in step (with someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
144	Deyim	get in time (with someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) ritmine uymak
145	Deyim	get in time (with someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
146	Deyim	get in the swing (of something) f.	(bir şeye) dahil olmak
147	Deyim	get in the swing (of something) f.	(bir şeye) alışmak
148	Deyim	get in the swing (of something) f.	(bir şeyin) havasına girmek
149	Deyim	get in the swing (of something) f.	(bir şeyden) hoşlanmaya/zevk almaya başlamak
150	Deyim	get/put something in perspective f.	bazı şeyleri önemli olarak algılamak
151	Deyim	get/put something in perspective f.	bazı şeyleri anlamlı görmek
152	Deyim	get/put something in perspective f.	bazı şeyler anlamlı gelmek
153	Deyim	(you've) got to get up pretty early in the morning to (do something) expr.	kırk fırın ekmek yemen lazım
154	Deyim	gotta get up pretty early in the morning to (do something) expr.	kırk fırın ekmek yemen lazım
155	Deyim	(you've) got to get up pretty early in the morning to (do something) expr.	canını dişine katman lazım
156	Deyim	gotta get up pretty early in the morning to (do something) expr.	canını dişine katman lazım
157	Deyim	(you've) got to get up pretty early in the morning to (do something) expr.	sen giderken ben dönüyordum
158	Deyim	gotta get up pretty early in the morning to (do something) expr.	sen giderken ben dönüyordum
159	Deyim	(you've) got to get up pretty early in the morning to (do something) expr.	gidilecek çok yolun var
160	Deyim	gotta get up pretty early in the morning to (do something) expr.	gidilecek çok yolun var
161	Deyim	gotta get up pretty early in the morning to do something expr.	kırk fırın ekmek yemen lazım
Speaking
162	Konuşma	you gotta get up pretty early in the morning to do something expr.	bir şeyler yapmak için erkenden hazırlanmalısın