Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
chart recorders
glued to
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"glued to"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Idioms
1
Deyim
glued to
s.
-e çakılı kalmış
2
Deyim
glued to
s.
'-e yapışık
3
Deyim
glued to
s.
'-e yapışıp kalmış
4
Deyim
glued to
s.
'-e mıhlanmış
"glued to"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 79 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Idioms
1
Deyim
be glued to (something)
f.
(bir şeye) yapışmak
Everyone
was glued to
the TV set as the election results came in.
Seçim sonuçları geldiğinde herkes televizyona
yapışmıştı.
More Sentences
General
2
Genel
be glued to
f.
mıhlanıp kalmak
3
Genel
be glued to the book
f.
kitabı elinden düşürmemek
Idioms
4
Deyim
be glued to (someone or something)
f.
yapışıp kalmak
5
Deyim
be glued to (someone or something)
f.
elinden düşürmemek/bırakmamak
6
Deyim
be glued to (someone or something)
f.
dibinden ayrılmamak
7
Deyim
be glued to (someone or something)
f.
önünde/başında mıhlanıp/çakılıp kalmak
8
Deyim
be glued to (someone or something)
f.
yapışık ikiz gibi olmak
9
Deyim
be glued to (someone or something)
f.
önünden/başından ayrılmamak
10
Deyim
be glued to (someone or something)
f.
bir şeye yapışıp kalmak
11
Deyim
be glued to one's seat
f.
koltuğuna çivilenmek
12
Deyim
have (one's) eyes glued to (something)
f.
(bir şeyden) gözlerini ayırmamak
13
Deyim
have (one's) eyes glued to (something)
f.
gözlerini (bir şeye) kilitlemek
14
Deyim
have (one's) eyes glued to (something)
f.
gözlerini (bir şeye) kenetlenmek
15
Deyim
have (one's) eyes glued to (something)
f.
(bir şeyden) kafasını kaldırmamak
16
Deyim
have (one's) eyes glued to (something)
f.
(bir şeyin) içine düşmek
17
Deyim
have (one's) eyes glued to (something)
f.
(bir şeyden) gözlerini alamamak
18
Deyim
have (one's) eyes glued to (something)
f.
tüm dikkatini (bir şeye) vermek
19
Deyim
have (one's) eyes glued to (something)
f.
(bir şeye) dikkat kesilmek
20
Deyim
have one's eyes glued to (something)
f.
içine düşmek
21
Deyim
have one's eyes glued to (something)
f.
kafasını kaldırmamak
22
Deyim
have one's eyes glued to (something)
f.
gözlerini kenetlemek
23
Deyim
have one's eyes glued to (something)
f.
gözlerini alamamak
24
Deyim
have one's eyes glued to (something)
f.
gözlerini ayırmamak
25
Deyim
have one's eyes glued to (something)
f.
tüm dikkatini vermek
26
Deyim
have one's eyes glued to (something)
f.
dikkat kesilmek
27
Deyim
be glued to (one)
f.
(birinin) dibinden ayrılmamak
28
Deyim
be glued to (one)
f.
(birine) yapışıp kalmak
29
Deyim
be glued to (something)
f.
(bir şeyi) elinden düşürmemek/bırakmamak
30
Deyim
be glued to (something)
f.
(bir şeyin) önünden/başından ayrılmamak
31
Deyim
be glued to (something)
f.
(bir şeye) yapışıp kalmak
32
Deyim
be glued to (something)
f.
(bir şeyin) dibinden ayrılmamak
33
Deyim
be glued to something
f.
bir şeyi elinden düşürmemek/bırakmamak
34
Deyim
be glued to something
f.
bir şeyin önünden/başından ayrılmamak
35
Deyim
be glued to something
f.
bir şeyin başında çakılıp kalmak
36
Deyim
be glued to something
f.
bir şeyden dikkatini alamamak
37
Deyim
be glued to something
f.
tüm dikkatini bir şeye vermek
38
Deyim
be glued to something
f.
bir şeye yapışıp kalmak
39
Deyim
be glued to something
f.
bir şeyin dibinden ayrılmamak
40
Deyim
be glued to something
f.
bir şeye takılıp kalmak
41
Deyim
be glued to (someone)
f.
(birine) musallat olmak
42
Deyim
be glued to (someone)
f.
(birine) yapışıp kalmak
43
Deyim
be glued to (someone)
f.
(birinin) yanından/peşinden/dibinden ayrılmamak
44
Deyim
be glued to (something)
f.
(bir şeye) kilitlenmek
45
Deyim
be glued to (something)
f.
(bir şeyi) elinden düşürmemek/bırakmamak
46
Deyim
be glued to (something)
f.
(bir şeyin) önünde/başında mıhlanıp/çakılıp kalmak
47
Deyim
be glued to (something)
f.
(bir şeyin) önünden/başından ayrılmamak
48
Deyim
be glued to (something)
f.
(bir şeye) yapışıp kalmak
49
Deyim
glued to the spot
s.
bir yere çakılı kalmış
50
Deyim
glued to someone
s.
bir şeye tutkallanmış gibi yapışıp kalmış
51
Deyim
glued to the spot
s.
bir yere çakılıp kalmış
52
Deyim
glued to the spot
s.
bir yere mıhlanmış
53
Deyim
glued to someone
s.
dibinden ayrılmayan
54
Deyim
glued to someone
s.
göbeği beraber kesilmiş
55
Deyim
glued/rooted to the spot
s.
bir noktaya mıhlanmış
56
Deyim
glued/rooted to the spot
s.
bir noktada çakılı kalmış
57
Deyim
glued/rooted to the spot
s.
bir noktaya çakılıp kalmış
58
Deyim
glued/rooted to the spot
s.
bir noktaya kök salmış
59
Deyim
glued/rooted to the spot
s.
(korkudan/şaşkınlıktan) bir noktaya mıhlanmış
60
Deyim
glued/rooted to the spot
s.
donakalmış
61
Deyim
(with) (one's) eyes glued to (something)
zf.
içine düşerek
62
Deyim
(with) (one's) eyes glued to (something)
zf.
kafasını kaldırmayarak
63
Deyim
(with) (one's) eyes glued to (something)
zf.
gözleri kenetlenerek
64
Deyim
(with) (one's) eyes glued to (something)
zf.
gözünü alamayarak
65
Deyim
(with) (one's) eyes glued to (something)
zf.
gözlerini ayırmadan
66
Deyim
glued to the spot
expr.
donakalmış
67
Deyim
glued to someone
expr.
yapışık ikizler gibi
68
Deyim
(with) (one's) eyes glued to (something)
expr.
(bir şeyden) gözlerini ayırmadan
69
Deyim
(with) (one's) eyes glued to (something)
expr.
tüm dikkatini (bir şeye) vererek
70
Deyim
(with) (one's) eyes glued to (something)
expr.
(bir şeye) dikkat kesilmiş şekilde
71
Deyim
your eyes glued to something
expr.
gözlerini ayırmadan
72
Deyim
your eyes glued to something
expr.
gözlerini bir şeye kilitlenmiş şekilde
73
Deyim
your eyes glued to something
expr.
gözlerini bir şeye kenetlenmiş şekilde
74
Deyim
your eyes glued to something
expr.
bir şeyden kafanı kaldırmadan
75
Deyim
your eyes glued to something
expr.
bir şeyin içine düşerek
76
Deyim
your eyes glued to something
expr.
bir şeyden gözlerini alamayarak
77
Deyim
your eyes glued to something
expr.
tüm dikkatini bir şeye vererek
78
Deyim
your eyes glued to something
expr.
bir şeye dikkat kesilmiş şekilde
Speaking
79
Konuşma
be glued to her/his cell phone
expr.
telefonu elinden düşürmemek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of glued to
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy