heels

"heels" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	heels i.	topuklu ayakkabı
2	Genel	heels i.	topuklar

"heels" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 463 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	high heels i.	yüksek topuklu ayakkabı
Mary is wearing high heels. Mary yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor. More Sentences
Idioms
2	Deyim	drag its heels f.	ayak sürümek
The Commission was reluctant for a long time and dragged its heels. Komisyon uzun süre isteksiz davrandı ve ayak sürüdü. More Sentences
3	Deyim	head over heels expr.	sırılsıklam
He's head over heels in love with Mary. Mary'ye sırılsıklam aşık. More Sentences
General
4	Genel	soles and heels i.	ayakkabı tabanları ve topukları
5	Genel	high heels i.	yüksek topuklu pabuç
6	Genel	high heels i.	yüksek topuklar
7	Genel	take to one's heels f.	kirişi kırmak
8	Genel	drag one's heels f.	ayakları geri geri gitmek
9	Genel	take to one's heels f.	koşarak kaçmak
10	Genel	take to one's heels f.	pırlamak
11	Genel	kick up one's heels f.	hoşça vakit geçirmek
12	Genel	kick one's heels waiting for somebody f.	ayaklarına kara su inmek
13	Genel	kick up one's heels f.	eğlenceye dalmak
14	Genel	kick up one's heels f.	canlanmak
15	Genel	kick up one's heels f.	kendini zevke vermek
16	Genel	take to one's heels f.	tabanları yağlamak
17	Genel	drag one's heels f.	istemeyerek gitmek veya kabul etmek
18	Genel	kick up one's heels f.	neşelenmek
19	Genel	cool one's heels f.	ağaç olmak
20	Genel	kick one's heels f.	ağaç olmak
21	Genel	kick up one's heels f.	eğlenmek
22	Genel	fall head over heels f.	tepetaklak düşmek
23	Genel	be down at the heels f.	üstü başı dökülmek
24	Genel	be hard on someone's heels f.	birinin peşini bırakmamak
25	Genel	be hard on the heels of f.	-in hemen ardından gelmek
26	Genel	sit on heels f.	diz çökmek
27	Genel	sit on heels f.	dizleri üzerine oturmak
28	Genel	click your heels f.	topuklarını birbirine vurmak
29	Genel	hit the heels of your heels together f.	topuklarını birbirine vurmak
30	Genel	stamp your heels f.	topuklarını birbirine vurmak
31	Genel	down at heels s.	sefil
32	Genel	down at heels s.	perişan
33	Genel	down at heels s.	düşkün
34	Genel	head over heels zf.	tepetaklak
35	Genel	from bonnet to heels zf.	tepeden tırnağa
36	Genel	head over heels zf.	tepetakla
37	Genel	head over heels zf.	baş aşağı
38	Genel	head over heels zf.	umutsuzca
39	Genel	head over heels zf.	olanca hızıyla
40	Genel	head over heels zf.	telaş içinde
41	Genel	heels over head zf.	düşüncesizce
Phrases
42	İfadeler	upon the heels of expr.	hemen arkasından
43	İfadeler	upon the heels of expr.	'-den hemen sonra
44	İfadeler	upon the heels of expr.	çok geçmeden
45	İfadeler	upon the heels of expr.	akabinde
Colloquial
46	Konuşma Dili	drag one's heels f.	ayak sürümek
47	Konuşma Dili	fall head over heels in love with someone f.	birine sırılsıklam aşık olmak
48	Konuşma Dili	dig one's heels in f.	inat etmek
49	Konuşma Dili	dig one's heels in f.	nuh deyip peygamber dememek
50	Konuşma Dili	drag one's heels f.	oyalanmak
51	Konuşma Dili	hot on one's heels expr.	hemen peşi sıra
52	Konuşma Dili	on the heels of expr.	hemen
53	Konuşma Dili	on the heels of expr.	hemen arkasından
54	Konuşma Dili	on the heels of expr.	hemen ardından
55	Konuşma Dili	close on one's heels expr.	hemen peşi sıra
56	Konuşma Dili	close on one's heels expr.	tam arkasından
57	Konuşma Dili	hot on one's heels expr.	tam arkasından
58	Konuşma Dili	from head to heels expr.	tepeden tırnağa
59	Konuşma Dili	from head to heels expr.	baştan aşağı
60	Konuşma Dili	from head to heels expr.	baştan ayağa
Idioms
61	Deyim	head over heels i.	tepetaklak perende atma
62	Deyim	be at the heels of f.	yakından takip etmek
63	Deyim	be out at the heels f.	perişan olmak
64	Deyim	cool the heels f.	bir dediğini iki etmemek
65	Deyim	go heels over head f.	düşüncesizce hareket etmek
66	Deyim	have the heels of f.	geçmek
67	Deyim	lay by the heels f.	prangaya vurmak
68	Deyim	show the heels f.	kaçarak uzaklaşmak
69	Deyim	take to the heels f.	topuklamak
70	Deyim	throw up another's heels f.	birine çelme takmak
71	Deyim	tread upon one's heels f.	yakından takip etmek
72	Deyim	tread upon the heels of f.	yakından takip etmek
73	Deyim	have the heels of f.	aşmak
74	Deyim	cool the heels f.	etrafında dört dönerek müsaade beklemek
75	Deyim	be out at the heels f.	kötü bir durumda olmak
76	Deyim	take to the heels f.	tabanları yağlamak
77	Deyim	show the heels f.	terk etmek
78	Deyim	lay by the heels f.	zincirlemek
79	Deyim	lay by the heels f.	hapsetmek
80	Deyim	lay by the heels f.	sollamak
81	Deyim	lay by the heels f.	geride bırakmak
82	Deyim	bless the world with (one's) heels f.	asılmak (idam edilmek)
83	Deyim	bless the world with (one's) heels f.	tabanlarıyla dünyayı kutsamak
84	Deyim	rock one back on one's heels f.	şok etmek
85	Deyim	rock one back on one's heels f.	çok şaşırtmak
86	Deyim	lay (one) by the heels [obsolete] f.	tutuklamak
87	Deyim	lay (one) by the heels [obsolete] f.	hapse atmak
88	Deyim	lay (one) by the heels [obsolete] f.	hapsetmek
89	Deyim	lay (one) by the heels [obsolete] f.	prangaya vurmak
90	Deyim	lay (one) by the heels [obsolete] f.	ayaklarına pranga bağlamak
91	Deyim	lay (one) by the heels [obsolete] f.	ellerini ayaklarını kelepçelemek
92	Deyim	lay by the heels f.	tutuklamak
93	Deyim	lay by the heels f.	hapse atmak
94	Deyim	lay by the heels f.	hapsetmek
95	Deyim	lay by the heels f.	prangaya vurmak
96	Deyim	lay by the heels f.	ayaklarına pranga bağlamak
97	Deyim	lay by the heels f.	ellerini ayaklarını kelepçelemek
98	Deyim	show one's heels f.	topukları kıçına vura vura kaçmak
99	Deyim	show one's heels f.	tabanları yağlamak
100	Deyim	show one's heels f.	tüymek
101	Deyim	show one's heels f.	kirişi kırmak
102	Deyim	show one's heels f.	sıvışmak
103	Deyim	be at the heels of f.	yakından takip etmek
104	Deyim	be at the heels of f.	hemen arkasında olmak
105	Deyim	be on the heels of f.	yakından takip etmek
106	Deyim	be on the heels of f.	hemen arkasında olmak
107	Deyim	fall head over heels for someone f.	abayı yakmak
108	Deyim	cool one's heels f.	ağaç olmak
109	Deyim	kick one's heels f.	ağaç olmak
110	Deyim	drag one's heels f.	ağırdan almak
111	Deyim	be head over heels in love f.	aşık olmak
112	Deyim	fall over heels in love f.	aşık olmak
113	Deyim	be head over heels in love f.	ateş bacayı sarmak
114	Deyim	fall over heels in love f.	ateş bacayı sarmak
115	Deyim	dig in one's heels f.	ayak diremek
116	Deyim	dig one's heels in f.	ayak diremek
117	Deyim	show a clean pair of heels f.	birisinden hızla kaçmak
118	Deyim	be head over heels in love with f.	birine sırılsıklam aşık olmak
119	Deyim	drag its heels f.	birşeyi istemeye istemeye yapmak
120	Deyim	kick one's heels f.	bekletilmek
121	Deyim	set one back on one's heels f.	birini çok şaşırtmak
122	Deyim	turn on one's heels f.	birdenbire dönmek
123	Deyim	be head over heels in love with someone f.	birine sırılsıklam aşık olmak
124	Deyim	head over heels in debt f.	borç batağında olmak
125	Deyim	head over heels in debt f.	borç batağına saplanmak
126	Deyim	be head over heels in love with f.	birine ayılıp bayılmak
127	Deyim	cool one's heels f.	beklemek
128	Deyim	head over heels in debt f.	borç içinde yüzmek
129	Deyim	come on the heels of f.	bir şeyin hemen sonrasında gerçekleşmek
130	Deyim	cool one's heels f.	bekletilmek
131	Deyim	set one back on one's heels f.	birini şoke etmek
132	Deyim	set one back on one's heels f.	birini beyninden vurulmuşa döndürmek
133	Deyim	kick one's heels f.	beklemek
134	Deyim	be head over heels in love f.	deli gibi sevmek
135	Deyim	fall head-over-heels in love f.	deliler gibi sevmek
136	Deyim	turn on one's heels f.	dönüp gitmek
137	Deyim	fall over heels in love f.	deli gibi sevmek
138	Deyim	fall head-over-heels in love f.	deliler gibi aşık olmak
139	Deyim	show a clean pair of heels f.	hızla uzaklaşmak
140	Deyim	kick up one's heels f.	felekten bir gün çalmak
141	Deyim	kick up one's heels f.	gününü gün etmek
142	Deyim	fall head over heels for someone f.	gönlünü kaptırmak
143	Deyim	kick one's heels up f.	felekten bir gün çalmak
144	Deyim	kick up one's heels f.	eğlenmek
145	Deyim	come on the heels of f.	hemen peşinden gitmek
146	Deyim	come on the heels of f.	hemen ardından gitmek
147	Deyim	be head over heels in love f.	gönlünü kaptırmak
148	Deyim	take to one's heels f.	hızla kaçmak
149	Deyim	fall over heels in love f.	gönlünü kaptırmak
150	Deyim	come on the heels of f.	izlemek
151	Deyim	be head over heels in love f.	içine aşk ateşi düşmek
152	Deyim	fall over heels in love f.	içine aşk ateşi düşmek
153	Deyim	dig in one's heels f.	inat etmek
154	Deyim	drag one's heels f.	işi yavaşlatmak
155	Deyim	be head over heels in love f.	kara sevdaya düşmek
156	Deyim	dig one's heels in f.	nuh deyip peygamber dememek
157	Deyim	dig in one's heels f.	nuh deyip peygamber dememek
158	Deyim	kick one's heels up f.	kurtlarını dökmek
159	Deyim	fall over heels in love f.	kara sevdaya düşmek
160	Deyim	fall head over heels f.	sırılsıklam aşık olmak
161	Deyim	cool one's heels f.	soluklanmak
162	Deyim	fall over heels in love f.	sevdalanmak
163	Deyim	be head over heels f.	sırılsıklam aşık olmak
164	Deyim	be head over heels in love f.	sırılsıklam aşık olmak
165	Deyim	be head over heels in love f.	sevdalanmak
166	Deyim	take to one's heels f.	topuklamak
167	Deyim	show somebody a clean pair of heels f.	toz yutturmak
168	Deyim	show somebody a clean pair of heels f.	tur bindirmek
169	Deyim	show a clean pair of heels f.	tabanları yağlamak
170	Deyim	fall head over heels f.	tepetaklak düşmek
171	Deyim	take to one's heels f.	tabanları yağlamak
172	Deyim	come on the heels of f.	takip etmek
173	Deyim	show somebody a clean pair of heels f.	(bir yarışta vb.) tozunu attırmak
174	Deyim	set (back) on his heels f.	(birini) şaşkınlığa uğratmak şok etmek
175	Deyim	be at somebody's heels f.	yakından takip etmek
176	Deyim	kick one's heels up f.	vur patlasın çal oynasın eğlenmek
177	Deyim	take to one's heels f.	uçarcasına kaçmak
178	Deyim	kick up one's heels f.	vur patlasın çal oynasın eğlenmek
179	Deyim	show a clean pair of heels f.	uçarcasına kaçmak
180	Deyim	show somebody a clean pair of heels f.	(bir yarışta) birisini geçmek
181	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birini) çok şaşırtmak
182	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birini) beyninden vurulmuşa döndürmek
183	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birini) şoke etmek
184	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birini) şaşkına çevirmek
185	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birini) şaşkına döndürmek
186	Deyim	put (one) back on (one's) heels f.	(birinin) eli ayağı buz kesilmek
187	Deyim	kick up (one's) heels f.	ayaklarını yükseğe uzatıp dinlenmek
188	Deyim	kick up (one's) heels f.	ayaklarını yukarı kaldırıp dinlenmek
189	Deyim	nip on (someone's or something's) heels f.	(birinin/bir şeyin) topuklarını çimdiklemek
190	Deyim	nip on (someone's or something's) heels f.	(birinin/bir şeyin) topuklarına ısırık atmak
191	Deyim	nip on (someone's or something's) heels f.	(birini/bir şeyi) hemen arkasından takip etmek
192	Deyim	nip on (someone's or something's) heels f.	sıralamada (birinin/bir şeyin) çok yakınında/hemen arkasında olmak
193	Deyim	spin on (one's) heels f.	birden dönüp gitmek
194	Deyim	spin on (one's) heels f.	aniden çıkıp gitmek
195	Deyim	tread on (one's) heels f.	(birinin) hemen arkasından yürümek
196	Deyim	tread on (one's) heels f.	(birini) yakından takip etmek
197	Deyim	tread on (one's) heels f.	(birinin) ensesinde olmak
198	Deyim	tread on (one's) heels f.	(birini) adım adım takip etmek
199	Deyim	tread on somebody’s heels f.	birinin hemen arkasından yürümek
200	Deyim	tread on somebody’s heels f.	birini yakından takip etmek
201	Deyim	tread on somebody’s heels f.	birinin ensesinde olmak
202	Deyim	tread on somebody’s heels f.	birini adım adım takip etmek
203	Deyim	be dragging your heels f.	ağırdan almak
204	Deyim	be dragging your heels f.	ayağını sürümek
205	Deyim	be dragging your heels f.	oyalanmak
206	Deyim	be dragging your heels f.	işi yavaşlatmak
207	Deyim	cool your heels f.	ağaç olmak
208	Deyim	cool your heels f.	çok beklemek
209	Deyim	cool your heels f.	bekletilmek
210	Deyim	kick your heels [uk] f.	ağaç olmak
211	Deyim	kick your heels [uk] f.	çok beklemek
212	Deyim	kick your heels [uk] f.	bekletilmek
213	Deyim	dig heels in f.	inat etmek
214	Deyim	dig heels in f.	nuh deyip peygamber dememek
215	Deyim	dig heels in f.	ayak diremek
216	Deyim	dig in heels f.	inat etmek
217	Deyim	dig in heels f.	nuh deyip peygamber dememek
218	Deyim	dig in heels f.	ayak diremek
219	Deyim	dig in your heels f.	inat etmek
220	Deyim	dig in your heels f.	nuh deyip peygamber dememek
221	Deyim	dig in your heels f.	ayak diremek
222	Deyim	dig your heels in f.	inat etmek
223	Deyim	dig your heels in f.	nuh deyip peygamber dememek
224	Deyim	dig your heels in f.	ayak diremek
225	Deyim	drag your heels f.	ayağını sürümek
226	Deyim	drag your heels f.	ağırdan almak
227	Deyim	drag your heels f.	oyalanmak
228	Deyim	drag your heels f.	yavaş hareket etmek
229	Deyim	drag your heels f.	ayakları geri geri gitmek
230	Deyim	fall head over heels in love f.	deliler gibi sevmek
231	Deyim	fall head over heels in love f.	deliler gibi aşık olmak
232	Deyim	fall head over heels in love f.	sırılsıklam aşık olmak
233	Deyim	kick heels up f.	felekten bir gün çalmak
234	Deyim	kick heels up f.	kurtlarını dökmek
235	Deyim	kick heels up f.	vur patlasın çal oynasın eğlenmek
236	Deyim	kick up heels f.	eğlenceye dalmak
237	Deyim	kick up heels f.	hoşça vakit geçirmek
238	Deyim	kick up heels f.	neşelenmek
239	Deyim	kick up heels f.	canlanmak
240	Deyim	kick up heels f.	kendini zevke vermek
241	Deyim	kick up heels f.	eğlenmek
242	Deyim	kick up heels f.	felekten bir gün çalmak
243	Deyim	kick up heels f.	gününü gün etmek
244	Deyim	kick up heels f.	kurtlarını dökmek
245	Deyim	kick up heels f.	vur patlasın çal oynasın eğlenmek
246	Deyim	kick up heels f.	ayaklarını yükseğe uzatıp dinlenmek
247	Deyim	kick up heels f.	ayaklarını yukarı kaldırıp dinlenmek
248	Deyim	kick up your heels [uk] f.	eğlenceye dalmak
249	Deyim	kick up your heels [uk] f.	hoşça vakit geçirmek
250	Deyim	kick up your heels [uk] f.	neşelenmek
251	Deyim	kick up your heels [uk] f.	canlanmak
252	Deyim	kick up your heels [uk] f.	kendini zevke vermek
253	Deyim	kick up your heels [uk] f.	eğlenmek
254	Deyim	kick up your heels [uk] f.	felekten bir gün çalmak
255	Deyim	kick up your heels [uk] f.	gününü gün etmek
256	Deyim	kick up your heels [uk] f.	kurtlarını dökmek
257	Deyim	kick up your heels [uk] f.	vur patlasın çal oynasın eğlenmek
258	Deyim	set someone back on their heels f.	birini çok şaşırtmak
259	Deyim	set someone back on their heels f.	birini beyninden vurulmuşa döndürmek
260	Deyim	set someone back on their heels f.	birini şoke etmek
261	Deyim	rock someone back on their heels f.	birini çok şaşırtmak
262	Deyim	rock someone back on their heels f.	birini beyninden vurulmuşa döndürmek
263	Deyim	rock someone back on their heels f.	birini şoke etmek
264	Deyim	set you back on your heels f.	çok şaşırtmak
265	Deyim	set you back on your heels f.	beyninden vurulmuşa döndürmek
266	Deyim	set you back on your heels f.	şoke etmek
267	Deyim	rock you back on your heels f.	çok şaşırtmak
268	Deyim	rock you back on your heels f.	beyninden vurulmuşa döndürmek
269	Deyim	rock you back on your heels f.	şoke etmek
270	Deyim	show someone or something a clean pair of heels f.	birine/bir şeye tur bindirmek
271	Deyim	show someone or something a clean pair of heels f.	birinden/bir şeyden açık ara önde olmak
272	Deyim	show someone or something a clean pair of heels f.	birine/bir şeye toz yutturmak
273	Deyim	show someone or something a clean pair of heels f.	birinin/bir şeyin tozunu attırmak
274	Deyim	show someone or something a clean pair of heels f.	birinden/bir şeyden olabildiğince hızlı kaçmak
275	Deyim	show someone or something a clean pair of heels f.	birinden/bir şeyden tüymek
276	Deyim	take to heels f.	pırlamak
277	Deyim	take to heels f.	koşarak kaçmak
278	Deyim	take to heels f.	kirişi kırmak
279	Deyim	take to heels f.	tabanları yağlamak
280	Deyim	take to heels f.	hızla kaçmak
281	Deyim	take to heels f.	topuklamak
282	Deyim	take to heels f.	uçarcasına kaçmak
283	Deyim	take to your heels f.	topuklamak
284	Deyim	take to your heels f.	tabanları yağlamak
285	Deyim	nip at someone's heels f.	(birini/bir şeyi) hemen arkasından takip etmek
286	Deyim	show one's heels to f.	daha hızlı koşmak
287	Deyim	show one's heels to f.	(yarışta) geçmek
288	Deyim	show one's heels to f.	geride bırakmak
289	Deyim	show one's heels to f.	tabana kuvvet koşmak
290	Deyim	snap at someone's heels f.	yetişmek (rekabet/mücadele)
291	Deyim	down at the heels s.	perişan kılıklı
292	Deyim	out at the heels s.	çorabı delik
293	Deyim	out at the heels s.	ayakkabısı delik
294	Deyim	out at the heels s.	eski püskü
295	Deyim	out at the heels s.	yırtık pırtık
296	Deyim	out at the heels s.	hırpani
297	Deyim	out at the heels s.	pejmürde
298	Deyim	out at the heels s.	giysileri eski püskü olan
299	Deyim	out at the heels s.	yırtık pırtık kıyafetler giyinen
300	Deyim	out at the heels s.	üstü başı pejmürde olan
301	Deyim	out at the heels s.	hırpani kılıklı
302	Deyim	out at the heels s.	fakir
303	Deyim	out at the heels s.	yoksul
304	Deyim	out at the heels s.	fukara
305	Deyim	out at the heels s.	perişan
306	Deyim	out at the heels s.	kötü durumda
307	Deyim	out at the heels s.	parası az
308	Deyim	out at the heels s.	züğürt
309	Deyim	hot on (one's) heels s.	(birinin) ensesinde
310	Deyim	hot on (one's) heels s.	(birini) geçmek üzere
311	Deyim	hot on (one's) heels s.	(birinin) hemen arkasında/peşinde
312	Deyim	hot on the heels of (someone or something) s.	(birini/bir şeyi) yakın takipte
313	Deyim	hot on the heels of (someone or something) s.	(birinin/bir şeyin) ensesinde
314	Deyim	hot on the heels of (someone or something) s.	(birinin/bir şeyin) hemen arkasında/arkasından
315	Deyim	hot on the heels of (someone or something) s.	(birinin/bir şeyin) hemen ardında/ardından
316	Deyim	hot on the heels of (someone or something) s.	(birinin/bir şeyin) hemen dibinde/dibinden
317	Deyim	hot on the heels of (someone or something) s.	(birinin/bir şeyin) peşinde/peşinden
318	Deyim	hot on the heels of (someone or something) s.	(birini/bir şeyi) geçmeye çok yakın
319	Deyim	hot on the heels of (someone or something) s.	(birini/bir şeyi) sollamaya çok yakın
320	Deyim	hot on the heels of (someone or something) s.	(birini/bir şeyi) geçmek/geride bırakmak üzere
321	Deyim	hot on the heels of (someone or something) s.	(birini/bir şeyi) sollamak üzere
322	Deyim	hot on the heels of s.	-in hemen arkasında/arkasından
323	Deyim	hot on the heels of s.	'-in hemen ardında/ardından
324	Deyim	hot on the heels of s.	'-i yakın takipte
325	Deyim	hot on the heels of s.	'-in ensesinde
326	Deyim	hot on the heels of s.	'-i geçmek/geride bırakmak üzere
327	Deyim	cool heels s.	ağaç olmuş (kimse)
328	Deyim	down at the heels s.	(ayakkabı) topuğu aşınmış
329	Deyim	down at the heels s.	(ayakkabı) topuğu erimiş
330	Deyim	down at the heels s.	üstü başı yırtık pırtık
331	Deyim	down at the heels s.	hırpani
332	Deyim	down at the heels s.	kılıksız
333	Deyim	down at the heels s.	pejmürde
334	Deyim	down at the heels s.	eski püskü giyinmiş
335	Deyim	down at the heels s.	sefil
336	Deyim	down at the heels s.	perişan durumda
337	Deyim	down-at-heels s.	üstü başı yırtık pırtık
338	Deyim	down-at-heels s.	hırpani
339	Deyim	down-at-heels s.	kılıksız
340	Deyim	down-at-heels s.	pejmürde
341	Deyim	down-at-heels s.	eski püskü giyinmiş
342	Deyim	down-at-heels s.	sefil
343	Deyim	down-at-heels s.	perişan durumda
344	Deyim	down-at-the-heels s.	üstü başı yırtık pırtık
345	Deyim	down-at-the-heels s.	hırpani
346	Deyim	down-at-the-heels s.	kılıksız
347	Deyim	down-at-the-heels s.	pejmürde
348	Deyim	down-at-the-heels s.	eski püskü giyinmiş
349	Deyim	down-at-the-heels s.	sefil
350	Deyim	down-at-the-heels s.	perişan durumda
351	Deyim	neck and heels zf.	tümüyle
352	Deyim	neck and heels zf.	olduğu gibi
353	Deyim	neck and heels zf.	güvenli bir şekilde
354	Deyim	head over heels expr.	adamakıllı
355	Deyim	head over heels expr.	baştan başa
356	Deyim	right on someone's heels expr.	hemen ardından/peşi sıra
357	Deyim	hard on someone's heels expr.	hemen ardından/peşi sıra
358	Deyim	hard/hot on somebody's heels expr.	hemen peşi sıra
359	Deyim	down at the heels expr.	hırpani
360	Deyim	hot on someone's heels expr.	hemen ardından/peşi sıra
361	Deyim	down the heels expr.	kılıksız
362	Deyim	down heels expr.	kılıksız
363	Deyim	down heels expr.	pejmürde
364	Deyim	hot on someone's heels expr.	peşini bırakmadan
365	Deyim	hard on someone's heels expr.	peşini bırakmadan
366	Deyim	down at heels expr.	pejmürde
367	Deyim	down at the heels expr.	pejmürde
368	Deyim	down at the heels expr.	perişan bir durumda
369	Deyim	right on someone's heels expr.	peşini bırakmadan
370	Deyim	head over heels in love expr.	sırılsıklam aşık
371	Deyim	down the heels expr.	pejmürde
372	Deyim	down at the heels expr.	perişan bir halde
373	Deyim	head over heels expr.	tamamen
374	Deyim	hard/hot on somebody's heels expr.	tam/hemen arkasından
375	Deyim	head over heels expr.	tepeden tırnağa
376	Deyim	head over heels expr.	tepetaklak
377	Deyim	at (one's) heels expr.	dizinin/ayağının dibinde
378	Deyim	at (one's) heels expr.	ayağına dolanmış
379	Deyim	at (one's) heels expr.	ayağına dolaşmış
380	Deyim	at (one's) heels expr.	arkasında dolaşan/gezen
381	Deyim	at (one's) heels expr.	arkasından takip eden
382	Deyim	at (one's) heels expr.	hemen arkasında
383	Deyim	at (one's) heels expr.	hemen ardından gelen
384	Deyim	at (one's) heels expr.	yakından takip eden
385	Deyim	at someone's heels expr.	dizinin/ayağının dibinde
386	Deyim	at someone's heels expr.	ayağına dolanmış
387	Deyim	at someone's heels expr.	ayağına dolaşmış
388	Deyim	at someone's heels expr.	arkasında dolaşan/gezen
389	Deyim	at someone's heels expr.	arkasından takip eden
390	Deyim	at someone's heels expr.	hemen arkasında
391	Deyim	at someone's heels expr.	hemen ardından gelen
392	Deyim	at someone's heels expr.	yakından takip eden
393	Deyim	at (one's) heels expr.	(birinin) dizinin dibinde
394	Deyim	at (one's) heels expr.	(birinin) peşinde
395	Deyim	at (one's) heels expr.	(birini) geçmek üzere
396	Deyim	at (one's) heels expr.	(birinin) hemen arkasında/peşinde
397	Deyim	at your heels expr.	arkandan takip eden
398	Deyim	at your heels expr.	ayağına dolanmış
399	Deyim	at your heels expr.	peşinde
400	Deyim	at your heels expr.	hemen arkanda
401	Deyim	at your heels expr.	ensende
402	Deyim	at your heels expr.	yakın takipte
403	Deyim	at/on somebody's heels expr.	birini yakın takipte
404	Deyim	at/on somebody's heels expr.	birinin peşinde
405	Deyim	at/on somebody's heels expr.	birinin hemen arkasında
406	Deyim	hard on the heels expr.	hemen ardından/peşi sıra
407	Deyim	hard on the heels expr.	ensesinde
408	Deyim	hard on the heels expr.	hemen arkasından/peşinden
409	Deyim	hard on (one's) the heels expr.	(birinin) hemen ardından/peşi sıra
410	Deyim	hard on (one's) the heels expr.	(birinin) ensesinde
411	Deyim	hard on (one's) the heels expr.	(birinin) hemen arkasından/peşinden
412	Deyim	hard on the heels of (someone or something) expr.	(birinin/bir şeyin) hemen ardından
413	Deyim	hard on the heels of (someone or something) expr.	(birinin/bir şeyin) peşi sıra
414	Deyim	hard on the heels of (someone or something) expr.	(birinin/bir şeyin) hemen arkasından
415	Deyim	hard on the heels of (someone or something) expr.	(birinin/bir şeyin) peşinden
416	Deyim	hard on the heels of something expr.	birinin/bir şeyin hemen ardından
417	Deyim	hard on the heels of something expr.	birinin/bir şeyin peşi sıra
418	Deyim	hard on the heels of something expr.	birinin/bir şeyin hemen arkasından
419	Deyim	hard on the heels of something expr.	birinin/bir şeyin peşinden
420	Deyim	hot on the heels of something expr.	birinin/bir şeyin hemen ardından
421	Deyim	hot on the heels of something expr.	birinin/bir şeyin peşi sıra
422	Deyim	hot on the heels of something expr.	birinin/bir şeyin hemen arkasından
423	Deyim	hot on the heels of something expr.	birinin/bir şeyin peşinden
424	Deyim	hard on your heels expr.	hemen ardında
425	Deyim	hard on your heels expr.	hemen peşinde
426	Deyim	hard on your heels expr.	geçmek üzere
427	Deyim	hard on your heels expr.	ensesinde
428	Deyim	hard on your heels expr.	peşinde
429	Deyim	hot on your heels expr.	hemen ardında
430	Deyim	hot on your heels expr.	hemen peşinde
431	Deyim	hot on your heels expr.	geçmek üzere
432	Deyim	hot on your heels expr.	ensesinde
433	Deyim	hot on your heels expr.	peşinde
434	Deyim	on (one's) heels expr.	(birinin) peşinde
435	Deyim	on (one's) heels expr.	(birinin) kuyruğunda
436	Deyim	on (one's) heels expr.	(birinin) eteklerinde
437	Deyim	on (one's) heels expr.	(birinin) dibinde
438	Deyim	on (one's) heels expr.	(birinin) hemen arkasında/peşinde
439	Deyim	on (one's) heels expr.	(birinin) ensesinde
440	Deyim	on (one's) heels expr.	(birini) geçmek üzere
441	Deyim	on (one's) heels expr.	(birinin) hemen ardından/peşi sıra
442	Deyim	on heels expr.	peşi sıra
443	Deyim	on heels expr.	arkasında
444	Deyim	on heels expr.	ensesinde
445	Deyim	on heels expr.	yakın takipte
446	Deyim	on the heels of (someone or something) expr.	(birinin/bir şeyin) hemen ardında/ardından
447	Deyim	on the heels of (someone or something) expr.	(birinin/bir şeyin) hemen arkasında/arkasından
448	Deyim	on the heels of (someone or something) expr.	(birini/bir şeyi) yakın takipte
449	Deyim	on the heels of (someone or something) expr.	(birinin/bir şeyin) peşinde/peşinden
Veterinary
450	Veterinerlik	cracked heels i.	bukağılık deri yangısı
Slang
451	Argo	round heels [dated] i.	rastgele cinsel ilişkide bulunmaya meyilli olma
452	Argo	round heels [dated] i.	önüne gelenle yatma
453	Argo	round heels [dated] i.	önüne gelenle düşüp kalkma
454	Argo	round heels [dated] i.	gelişigüzel herkesle yatıp kalkma
455	Argo	round heels [dated] i.	kolay teslim olma
456	Argo	round heels [dated] i.	karşı çıkmadan suyuna gitme
457	Argo	round heels [dated] i.	karşı çıkmadan her şeyi kabul etmeye meyilli olma
458	Argo	round heels [dated] i.	yumuşak yüzlü olma
459	Argo	round heels s.	rastgele cinsel ilişkide bulunan
460	Argo	round heels s.	herkesle yatıp kalkan
461	Argo	round heels s.	önüne gelenle düşüp kalkan
462	Argo	round heels s.	önüne gelenle yatan
463	Argo	round heels s.	gelişigüzel herkesle yatıp kalkan