| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | hopeful s. | umutlu | ||
|
I am very hopeful that they will be alongside the original group within the next 12 months. Önümüzdeki 12 ay içinde orijinal grubun yanında yer alacaklarından çok umutluyum. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | hopeful s. | ümitli | ||
|
We're very hopeful. Biz çok ümitliyiz. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | become hopeful f. | umutlanmak | ||
|
It turns out that we became hopeful in vain. Boşuna umutlandığımız ortaya çıktı. More Sentences |
||||
| Genel | become hopeful f. | ümitlenmek | ||
|
It turns out that we became hopeful in vain. Meğer boş yere ümitlenmişiz. More Sentences |
||||
| Genel | hopeful s. | umut verici | ||
|
However, there are some hopeful signs. Bununla birlikte, bazı umut verici işaretler var. More Sentences |
||||
| Genel | hopeful s. | ümitli | ||
|
We're very hopeful. Biz çok ümitliyiz. More Sentences |
||||
| Genel | hopeful s. | umutlu | ||
|
I am very hopeful that they will be alongside the original group within the next 12 months. Önümüzdeki 12 ay içinde orijinal grubun yanında yer alacaklarından çok umutluyum. More Sentences |
||||
| Genel | hopeful i. | umut vaat eden aday | ||
| Genel | be hopeful f. | ümitlenmek | ||
| Genel | feel hopeful about something f. | bir şeyden umutlu olmak | ||
| Genel | feel hopeful about f. | bir şeyden umutlu olmak | ||
| Genel | make hopeful f. | ümitlendirmek | ||
| Genel | be not hopeful f. | ümitli olmamak | ||
| Genel | be hopeful for the future f. | gelecekten umutlu olmak | ||
| Genel | be hopeful f. | ümitli olmak | ||
| Genel | hopeful s. | iyimser | ||
| Genel | hopeful s. | ümit verici | ||
| Genel | hopeful s. | umut veren | ||
| Genel | hopeful s. | umutlandırıcı | ||
| Genel | hopeful s. | ümitvar | ||
| Genel | hopeful s. | umut vaat eden | ||
| Politics | ||||
| Siyasal | presidential hopeful i. | başkanlık aday adayı | ||
