içinde olan

"içinde olan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	içinde olan	implicit in s.
2	Genel	içinde olan	ingredient s.

"içinde olan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 182 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bir araba içinde seyahat etmek için bir araya gelmiş olan insanlar	carpool i.
2	Genel	saklı olan anlam (bir şeyin içinde)	implication i.
3	Genel	bir insanın içinde olan cin ruhu	familiar spirit i.
4	Genel	içinde gerçek payı olan kısa alegorik hikaye	parable i.
5	Genel	ihtiyaç içinde olan	needer i.
6	Genel	dünya içinde olan	intramundane i.
7	Genel	çocuklara içinde sürpriz hediyeler olan toplar veren makine	gacha i.
8	Genel	bir kutlama ya da yıldönümü için içinde not olan bir kutu dolusu şeker veya çikolata	candygram i.
9	Genel	içinde kibrit yakmaya yarayan kav olan kutu	touch-box i.
10	Genel	içinde kibrit yakmaya yarayan kav olan kutu	touchbox i.
11	Genel	el işi projelerinde göz olarak kullanılan içinde oynar bir göz bebeği parçası olan plastik diskler	googly eyes i.
12	Genel	özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar üzerine yazılmış bilimsel eser	megafauna i.
13	Genel	genellikle içinde küçük bir hediye veya şeker olan bir noel oyuncağı	cracker bonbon i.
14	Genel	genellikle içinde küçük bir hediye veya şeker olan bir noel oyuncağı	snapper i.
15	Genel	(blastuladan gastrula oluşumunda) önceden katı olan yapının içinde boşluk oluşacak şekilde katlanmak	invaginate f.
16	Genel	gözyaşları içinde olan	tearful s.
17	Genel	darlık içinde olan	narrow s.
18	Genel	düğüm içinde olan	tangly s.
19	Genel	içinde balık tadı olan	fishy s.
20	Genel	yıpranmış giysiler içinde olan	threadbare s.
21	Genel	acele içinde olan	hurried s.
22	Genel	gölgeler içinde olan	shadowy s.
23	Genel	ev içinde olan	indoor s.
24	Genel	merak içinde olan	worried s.
25	Genel	içinde var olan	built in s.
26	Genel	içinde nikel olan	nickeliferous s.
27	Genel	içinde civciv olan	hatchable s.
28	Genel	içinde var olan	inbuilt s.
29	Genel	içinde var olan	in-built s.
30	Genel	büyük bir üzüntü içinde olan	grief-stricken s.
31	Genel	güç arayışı içinde olan	power-seeking s.
32	Genel	büyük acele içinde olan	tearing s.
33	Genel	beklenti içinde olan	anticipative s.
34	Genel	beklenti içinde olan	prevenient s.
35	Genel	sükûnet içinde olan	asleep s.
36	Genel	bir dizinin içinde olan	en suite s.
37	Genel	bir dizinin içinde olan	en suite s.
38	Genel	uyum içinde olan	unisonant s.
39	Genel	değişim içinde olan	vicissitudinary s.
40	Genel	değişim içinde olan	vicissitudinous s.
41	Genel	içinde boşluk olan	hollow-hearted s.
42	Genel	içinde bozulmuş bir nokta olan	hollow-hearted s.
43	Genel	düzen içinde olan	right-side up s.
44	Genel	düzen içinde olan	right-side-up s.
45	Genel	uyum ve bütünlük içinde olan	one s.
46	Genel	karışıklık içinde olan	disordered s.
47	Genel	gizli bir çalışma içinde olan	closet s.
48	Genel	manevi tatminsizlik veya eziyet içinde olan	faustian s.
49	Genel	ihtilaf içinde olan	dichotomous s.
50	Genel	işbirliği içinde olan	cooperant s.
51	Genel	ipek giysiler içinde olan	silken s.
52	Genel	utanç içinde olan	smarting s.
53	Genel	su içinde olan	streamful s.
54	Genel	zihin dışında var olan bir şeyin içinde	in re zf.
55	Genel	zihin dışında var olan bir şeyin içinde	in rebus zf.
Proverb
56	Atasözü	işin aslını içinde olan bilir	only the wearer knows where the shoe pinches
57	Atasözü	işin içinde olan daha iyi bilir	only the wearer knows where the shoe pinches
Colloquial
58	Konuşma Dili	işin içinde olan	down-and-dirty s.
Idioms
59	Deyim	içinde tavuk kanı olan torba	cackle-bladder i.
60	Deyim	kısa zaman içinde ölecek durumda olan sıska at ya da inek	crow bait i.
61	Deyim	hristiyanlık mezhepleriyle fikir ayrılığı içinde olan kişi	autem cackler [obsolete] i.
62	Deyim	hristiyanlık mezhepleriyle fikir ayrılığı içinde olan kişi	autem prickear [obsolete] i.
63	Deyim	içinde kötülük olan kimse	a rotten egg i.
64	Deyim	içinde bit yeniği olan	fishy s.
65	Deyim	birinin avucunun içinde olan	putty in someone's hands s.
66	Deyim	varlık içinde olan	rolling in the dough expr.
67	Deyim	gergin/kaygılı bir bekleyiş içinde olan	on the anxious seat expr.
68	Deyim	önemli olan insanın içinde sahip olduğudur	it's what's inside that counts [cliché] expr.
69	Deyim	önemli olan insanın içinde sahip olduğudur	it's what's on the inside that counts [cliché] expr.
Poetic/Literary
70	Yazınsal	gölgeler içinde olan	adumbral s.
Trade/Economic
71	Ticaret/Ekonomi	çeşitli alıcıların bir satıcıya olan ve bir yıl içinde tahsil edilmesi beklenen borçların toplamı	accounts receivable i.
72	Ticaret/Ekonomi	durgunluk içinde enflasyona neden olan durum	stagflation i.
73	Ticaret/Ekonomi	hala durgunluk/kriz içinde olan ekonomi	still-depressed economy i.
74	Ticaret/Ekonomi	içinde vergisi olan fiyat	price inclusive of tax i.
75	Ticaret/Ekonomi	yapılış özelliği dolayısıyla zaman içinde her an geçerli olan bir özdeşlik	accounting identity i.
76	Ticaret/Ekonomi	durgunluk içinde enflasyona neden olan	stagflationary s.
77	Ticaret/Ekonomi	ev içinde olan	indoor s.
78	Ticaret/Ekonomi	para sıkıntısı içinde olan	embarrassed s.
79	Ticaret/Ekonomi	mümkün olan en kısa süre içinde	as promptly as practicable expr.
Law
80	Hukuk	füru hısımlığı içinde olan (aile)	in the descending line expr.
Politics
81	Siyasal	kendi içinde yeni üye seçme hakkına sahip olan meclis	self-perpetuating board i.
82	Siyasal	sistem içinde önemi olan gelişmiş ülkeler	systemically important advanced countries i.
83	Siyasal	belirli günlere yayılmış olan tasarı görüşmesinin belirlenen gün içinde bitmesi gereken bölümünün gün sonunda müzakereye kapanması	closure by compartment i.
84	Siyasal	içinde anarşi olan	anarchal s.
85	Siyasal	içinde anarşi olan	anarchial s.
86	Siyasal	içinde anarşi olan	anarchistic s.
Tourism
87	Turizm	belirli bir dönem içinde seyahat için geçerli olan bilet	season ticket i.
88	Turizm	içinde banyo olan oda	ensuite shower i.
Technical
89	Teknik	dişli grubu ve üretici bölümü tek bir komponent içinde olan ve uçak motorundan aldığı dönüyle elektrik üreten jeneratör	integrated drive generator i.
90	Teknik	saat mekanizmasında içinde zemberek olan silindir	barrel i.
91	Teknik	sıvı içinde batma eğiliminde olan	non-buoyant s.
Informatics
92	Bilişim	içinde hesap numaraları ve şifreler olan belgeleri çöp kutusunda arama	dumptruck i.
Mechanic
93	Mekanik	gaz konteynerleri kabin, gondol ve motorları içeren sabit kumaş kaplı çerçeve içinde olan	rigid s.
Construction
94	İnşaat	içinde boşluk olan	hollow s.
Lighting
95	Aydınlatma	içinde metalik tungsten filamanı olan akkor lamba	tungsten lamp i.
Furniture
96	Mobilya	içinde biri kötü hava koşulları diğeri ise iyi hava koşullarını bildiren iki insan olan bir maket ev	weather house i.
Automotive
97	Otomotiv	içinde uzunlamasına oturma yerleri olan, üstü açık gezi aracı	char-a-bancs i.
98	Otomotiv	içinde oturma bankları olan uzun, iki yanı açık araç	chars–á-bancs i.
Railway
99	Demiryolu	içinde restoranı olan tren vagonu	diner i.
Aeronautic
100	Havacılık	dişli grubu ve üretici bölümü tek bir komponent içinde olan ve uçak motorundan aldığı dönüyle elektr	integrated drive generator i.
Marine
101	Denizcilik	içinde su olan havuz	wet dock i.
Mining
102	Maden	içinde fosil, metal, değerli taş, kristal veya çakıl gömülü olan doğal madde	matrix i.
Medical
103	Medikal	karın içinde biriken fazladan olan sıvı	acites i.
104	Medikal	gastrointestinal kanalın içinde olan	enteral s.
Anatomy
105	Anatomi	lenf damarının içinde olan	endolymphangial s.
Dentistry
106	Diş Hekimliği	kökleri alveol kemiği içinde dişleri olan	thecodont i.
Physiology
107	Fizyoloji	vücut hücreleri içinde saklı olan antijenlere bağlı enfeksiyonları ortadan kaldırarak organizmayı koruyan bağışıklık yanıtı	cell-mediated immune response i.
108	Fizyoloji	vücut hücreleri içinde saklı olan antijenlere bağlı enfeksiyonları ortadan kaldırarak organizmayı koruyan bağışıklık yanıtı	cellular immune response i.
109	Fizyoloji	göz içinde olan	entoptic s.
Pathology
110	Patoloji	bir şeye karşı hassas olan kimsede teması takiben dakikalar içinde ortaya çıkan alerjik reaksiyon	type I allergic reaction i.
111	Patoloji	bir şeye karşı hassas olan kimsede teması takiben dakikalar içinde ortaya çıkan alerjik reaksiyon	immediate allergy i.
112	Patoloji	bir şeye karşı hassas olan kimsede teması takiben dakikalar içinde ortaya çıkan alerjik reaksiyon	atopic allergy i.
113	Patoloji	bir şeye karşı hassas olan kimsede teması takiben dakikalar içinde ortaya çıkan alerjik reaksiyon	atopy i.
114	Patoloji	kist içinde olan	cysted s.
Gastronomy
115	Mutfak	içinde kuru meyveler olan, somun şeklinde kek	teabread i.
116	Mutfak	içinde kuru meyveler olan, somun şeklinde kek	tea bread i.
117	Mutfak	içinde frenk üzümü, kuş üzümü ve şekerleme olan, üzerine çapraz şekil verilen hamur işi	banbury cake i.
118	Mutfak	içinde çin mantısı olan çorba	won ton i.
119	Mutfak	içinde çin mantısı olan çorba	wonton i.
120	Mutfak	içinde çin mantısı olan çorba	wonton soup i.
121	Mutfak	genellikle içinde küçük bir hediye veya şeker olan noel oyuncağı	cracker i.
Math
122	Matematik	aynı daire içinde olan	concyclic s.
123	Matematik	aynı daire içinde olan	cocyclic s.
Biology
124	Biyoloji	bazı birgözelilerde içinde kıl benzeri iğne olan küçük kese	trichocyst i.
125	Biyoloji	topluluk halinde yaşayıp üreme ve yavru bakımında işbirliği içinde olan	eusocial s.
126	Biyoloji	hücre çekirdeğinin boyanabilen biyolojik esas maddesi içinde olan proteinlerin (histone) niteliğinde olmayan	nonhistone s.
127	Biyoloji	belirli bir bölgede veya dönemde yaşamış, özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde bulunup çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlar ile ilişkili	megafaunal s.
Marine Biology
128	Deniz Biyolojisi	balığın suyun içinde dengede durabilmesini sağlayan içinde gaz dolu olan organ	air bladder i.
129	Deniz Biyolojisi	balığın suyun içinde dengede durabilmesini sağlayan içinde gaz dolu olan organ	swim bladder i.
130	Deniz Biyolojisi	çift kabuklu bir kabuk içinde karides benzeri gövdesi olan küçük tuzlu ve tatlı su kabukluları	mussel shrimp i.
131	Deniz Biyolojisi	çift kabuklu bir kabuk içinde karides benzeri gövdesi olan küçük tuzlu ve tatlı su kabukluları	seed shrimp i.
Astronomy
132	Gökbilim	içinde ikili yıldız sistemi olan gaz	common envelope i.
133	Gökbilim	merkür yörüngesi içinde olan	intramercurial s.
134	Gökbilim	merkür yörüngesi içinde olan	intramercurian s.
Zoology
135	Zooloji	vücut ısısı içinde bulunduğu ortama tabi olan canlı	poikilotherm i.
136	Zooloji	vücut ısısı içinde bulunduğu ortama tabi olan canlı	ectotherm i.
137	Zooloji	özellikle toprağın içinde, toprak üstünde veya denizin dibinde yaşayıp çıplak gözle görülebilen ve genellikle 2 mm'den uzun olan hayvanlara verilen ad	megafauna i.
Botanic
138	Botanik	mercan kırmızısı taç yaprakları içinde küme halinde sarı ercikleri olan güney afrika bitkisi	cape tulip (haemanthus coccineus) i.
139	Botanik	sarı kapsüllerin içinde parlak kırmızı tohumları olan kuzey amerika'ya özgü bir bitki	climbing bittersweet i.
140	Botanik	sarı kapsüllerin içinde parlak kırmızı tohumları olan kuzey amerika'ya özgü bir bitki	false bittersweet i.
141	Botanik	sarı kapsüllerin içinde parlak kırmızı tohumları olan kuzey amerika'ya özgü bir bitki	shrubby bittersweet i.
142	Botanik	sarı kapsüllerin içinde parlak kırmızı tohumları olan kuzey amerika'ya özgü bir bitki	staff vine i.
143	Botanik	sarı kapsüllerin içinde parlak kırmızı tohumları olan kuzey amerika'ya özgü bir bitki	bittersweet i.
144	Botanik	ot öbekleri içinde büyüyen ve yumuşak yaprakları olan bir amerikan yem bitkisi	redtop (calamagrostis canadensis) i.
145	Botanik	devon döneminden triyasik dönemine kadar olan türleri içinde bulunduran geniş bir fosilleşmiş eğrelti otu cinsi	neuropteris i.
146	Botanik	avrupa'da bulunan, yuvarlak yaprakları ve küçük mor renkli çiçekleri olan genellikle asılı sepetler içinde yetiştirilen aromatik bir bitki	alehoof (nepeta hederaceae) i.
147	Botanik	avrupa'da bulunan, yuvarlak yaprakları ve küçük mor renkli çiçekleri olan genellikle asılı sepetler içinde yetiştirilen aromatik bir bitki	runaway robin i.
148	Botanik	avrupa'da bulunan, yuvarlak yaprakları ve küçük mor renkli çiçekleri olan genellikle asılı sepetler içinde yetiştirilen aromatik bir bitki	ground ivy i.
149	Botanik	avrupa'da bulunan, yuvarlak yaprakları ve küçük mor renkli çiçekleri olan genellikle asılı sepetler içinde yetiştirilen aromatik bir bitki	glechoma hederaceae i.
150	Botanik	avrupa'da bulunan, yuvarlak yaprakları ve küçük mor renkli çiçekleri olan genellikle asılı sepetler içinde yetiştirilen aromatik bir bitki	gill-over-the-ground i.
151	Botanik	avrupa'da bulunan, yuvarlak yaprakları ve küçük mor renkli çiçekleri olan genellikle asılı sepetler içinde yetiştirilen aromatik bir bitki	field balm i.
152	Botanik	avrupa'da bulunan, yuvarlak yaprakları ve küçük mor renkli çiçekleri olan genellikle asılı sepetler içinde yetiştirilen aromatik bir bitki	creeping charlie i.
153	Botanik	doğu hindistan'a özgü bir ağacın pamuk kıyafet yapımında kullanılan ve içinde siyahımsı reçineli suyu olan kabuklu yemişi	marking nut i.
154	Botanik	erkeklik organı pistil içinde olan bitki	gynander i.
155	Botanik	erkeklik organı pistil içinde olan bir bitki sınıfı	gynandria i.
156	Botanik	tohum ve sporları kapsül içinde olan	capsulate s.
157	Botanik	tohum ve sporları kapsül içinde olan	capsulated s.
158	Botanik	erkeklik organı pistil içinde olan	gynandrian s.
Breeding
159	Hayvancılık	içinde hayvan beslenebilen ve kapısı olan üstü kapalı ahır	loosebox i.
Forestry
160	Ormancılık	içinde solucanlarca açılan küçük tüneller olan (ağaç)	wormy s.
161	Ormancılık	içinde yapay olarak açılmış küçük tüneller olan (ağaç)	wormy s.
Social Sciences
162	Sosyal Bilimler	bilgi açlığı içinde olan ve sürekli anlamda bilgi tüketen organizma	informavore i.
History
163	Tarih	19. yüzyılda popüler olan içinde şiir ve düzyazı parçaları ile gravür barındıran bir tür edebi albüm	keepsake i.
Archaeology
164	Arkeoloji	içinde önemli bir kişinin gömüt bölmesi olan	chambered s.
Religious
165	Dini	tam görüş birliği içinde olan itibar sahibi kilise üyeleri	faithful i.
Philosophy
166	Felsefe	doğal bir düzende uyum içinde yaşamaya karşı olan	antilife s.
Geography
167	Coğrafya	içinde çok ada olan deniz	archipelago i.
168	Coğrafya	içinde az bitki ve organizma bulunup derin kısımları oksijen bakımından zengin olan (göl)	oligotrophic s.
Geology
169	Jeoloji	katılaşmış lav içinde olup aynı püskürük kayacın parçası olan (volkanik parçacık)	cognate s.
Military
170	Askeri	içinde keskin nişancının saklandığı, kamufle edilmiş bir kapağı veya örtüsü olan tek kişilik siper	spider hole i.
Hunting
171	Silah/Atıcılık	namlu içinde dönmemesi için çıkıntılı demir cıvatası olan yuvarlak mermi	nail ball i.
Basketball
172	Basketbol	aynı sene içinde hem ülkesinin liginde şampiyon olan hem ulusal basketbol kupasını kazanan hem de avrupa'da euroleague'i kazanıp üçleme yapan basketbol takımı	triple crown i.
Art
173	Sanat	içinde resim malzemeleri olan küçük kutu	thumb box i.
Archaic
174	Eski Kullanım	(edebiyat) içinde gerçek payı olan kısa alegorik hikaye	similitude i.
175	Eski Kullanım	karşılıklı ilişki içinde olan	relative s.
Entomology
176	Böcek Bilimi	larvaları şarap, elma şarabı ve diğer fermente içkilerin içinde yaşayan, piophila cinsinden olan iki kanatlı küçük bir sinek	wine fly i.
177	Böcek Bilimi	corrodentia şubesinden olan ağaç kabuklarının altında, duvarların içinde ve eski kitap ve kağıtların arasında yaşayan küçük kanatsız böcekler	wood louse i.
178	Böcek Bilimi	corrodentia şubesinden olan, ağaç kabuklarının altında, duvarların içinde ve eski kitap ve kağıtların arasında yaşayan küçük kanatsız böcekler	woodlouse i.
179	Böcek Bilimi	kanatlarında içinde farklı renkte iki nokta bulunan göz benzeri bir benek olan (kelebek)	bipupillate s.
Slang
180	Argo	pokerde içinde iki 9 olan ilk el	german virgin i.
181	Argo	içinde eroin olan krek/taş kokain	moonrock i.
British Slang
182	İngiliz Argosu	üstü başı pislik içinde olan kimse	mucky pup i.