Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | iyi organize edilmiş | well-organized s. | ||
Benjamin Harrison's campaign was well-organized. Benjamin Harrison'ın kampanyası iyi organize edilmişti. More Sentences |
||||
Genel | iyi organize edilmiş | well-organised s. | ||
Well-organised, sole responsibility is the key word. İyi organize edilmiş, tek sorumluluk anahtar kelimedir. More Sentences |
||||
Genel | iyi organize edilmiş | well-composed s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | iyi organize edilmiş grup/yer/kuruluş | a tight ship i. |
Computer | ||
Bilgisayar | iyi organize edilmiş dosya ve klasör blokları öbeği | file system i. |