Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
kötü yapmak
"kötü yapmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Idioms
1
Deyim
kötü yapmak
make a poor fist of (something)
f.
"kötü yapmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 61 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
kötü iş yapmak
botch
f.
2
Genel
daha kötü yapmak
make worse
f.
3
Genel
bir şeyi kötü yapmak
botch
f.
4
Genel
kötü bir şeyler yapmak
do something bad
f.
5
Genel
kötü vuruş yapmak
mishit
f.
6
Genel
daha kötü yapmak
appair [obsolete]
f.
7
Genel
kötü niyetli yorum yapmak
meow
f.
8
Genel
daha az kötü yapmak
help
f.
9
Genel
kötü niyetle rol yapmak
misfeign
f.
10
Genel
kötü şekilde yapmak
mismake
f.
11
Genel
kötü hamle yapmak
mismove
f.
12
Genel
kötü planlama yapmak
misplan
f.
13
Genel
kötü iş yapmak
muck
f.
14
Genel
kötü etki yapmak
disagree
f.
15
Genel
(pool veya snooker oyununda) kötü atış yapmak
slop
f.
Phrasals
16
Öbek Fiiller
iyi/kötü yapmak
come out on
f.
Colloquial
17
Konuşma Dili
kötü iş yapmak
do a bad job
f.
18
Konuşma Dili
kötü bir durumda yapabileceğinin en iyisini yapmak
make the best of it
f.
Idioms
19
Deyim
kötü/başarısız bir başlangıç (yapmak)
(make) a false start
i.
20
Deyim
piyasaya iyi/kötü/hızlı/yavaş vs. giriş yapmak
come out of the box [us]
f.
21
Deyim
(bir şeye) iyi/kötü/hızlı/yavaş vs. başlangıç/çıkış yapmak
come out of the box [us]
f.
22
Deyim
piyasaya iyi/kötü/hızlı/yavaş giriş yapmak
come out of the box [us]
f.
23
Deyim
(bir şeye) iyi/kötü/hızlı/yavaş giriş/başlangıç/çıkış yapmak
come out of the box [us]
f.
24
Deyim
birinin kötü veya başarısız bir taklidini yapmak
ape someone
f.
25
Deyim
bir şeyi kötü yapmak ya da planlamak
up to no good
f.
26
Deyim
bir şeyi berbat etmek/çok kötü yapmak
make a dog's breakfast of something
f.
27
Deyim
işini kötü yapmak
lie down on the job
f.
28
Deyim
işini kötü yapmak
lay down on the job
f.
29
Deyim
kötü bir başlangıç yapmak
get off on the wrong foot
f.
30
Deyim
kötü/yanlış bir başlangıç yapmak
start off on the wrong foot
f.
31
Deyim
kötü bir başlangıç yapmak
be off to a bad start
f.
32
Deyim
kötü bir başlangıç yapmak
catch on the wrong foot
f.
33
Deyim
kötü bir başlangıç yapmak (ilişkide vb)
get off on the wrong foot
f.
34
Deyim
kötü bir başlangıç yapmak
be off on the wrong foot
f.
35
Deyim
kötü bir başlangıç yapmak (ilişkide vb)
start off on the wrong foot
f.
36
Deyim
kötü bir başlangıç yapmak
get off to a bad start
f.
37
Deyim
kötü/yanlış bir başlangıç yapmak
step off on the wrong foot
f.
38
Deyim
kötü/başarısız bir başlangıç yapmak
get off to a false start
f.
39
Deyim
kötü rol yapmak
couldn't act (one's) way out of a paper bag
f.
40
Deyim
(kötü bir şey yapmak için) kendini küçültmek
stoop so low (as to do something)
f.
41
Deyim
(kötü bir şey yapmak için) kendini alçaltmak
stoop so low (as to do something)
f.
42
Deyim
(kötü bir şey yapmak için) kendi seviyesini düşürmek
stoop so low (as to do something)
f.
43
Deyim
(kötü bir şey yapmak için) etik/ahlaki değerlerini hiçe saymak
stoop so low (as to do something)
f.
44
Deyim
kötü bir başlangıç yapmak
be off to a false start
f.
45
Deyim
kötü rol yapmak
couldn't act (one's) way out of a wet paper bag
f.
46
Deyim
kötü atış yapmış olmak/yapmak
couldn't hit the side of a barn
f.
47
Deyim
kötü iş yapmak
do a bad job
f.
48
Deyim
yapabileceğin en kötü şeyi yapmak
do your worst
f.
49
Deyim
(biriyle) kötü bir başlangıç yapmak
get off on the wrong foot (with somebody)
f.
50
Deyim
(biriyle) kötü bir başlangıç yapmak
start off on the wrong foot (with somebody)
f.
51
Deyim
(biriyle) kötü bir başlangıç yapmak (ilişkide)
get/start off on the wrong foot (with somebody)
f.
52
Deyim
(bir şeyi) kötü yapmak
make a bad fist of (something)
f.
Speaking
53
Konuşma
en kötü şeyi yapmak
do the worst thing
f.
Trade/Economic
54
Ticaret/Ekonomi
kötü işler yapmak
make bad business
f.
Computer
55
Bilgisayar
hızlı ve kötü bir yama (çözüm) yapmak
kludge
f.
56
Bilgisayar
hızlı ve kötü bir yama (çözüm) yapmak
kluge
f.
57
Bilgisayar
hızlı ve kötü bir yama (çözüm) yapmak
a quick-and-dirty solution
f.
Sport
58
Spor
kötü vuruş yapmak
miskick
f.
59
Spor
(kriket vurucusu) kötü vuruş yapmak
cock (up)
f.
60
Spor
(golfte) kötü vuruş yapmak
dub
f.
Slang
61
Argo
eline yüzüne bulaştırmak/çok kötü yapmak
be (totally) fucked up
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kötü yapmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy