kötüye - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kötüye



"kötüye" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Slang
kötüye into the toilet expr.

"kötüye" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 394 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kötüye gitme deterioration i.
görevi kötüye kullanma malpractice i.
kötüye kullanma abuse i.
görevi kötüye kullanma suçlaması impeachment i.
kötüye kullanmak abuse f.
kötüye gitmek relapse f.
adı kötüye çıkmış infamous s.
kötüye kullanan abusive s.
General
kötüye kullanma delinquency i.
güveni kötüye kullanma breach of faith i.
görevi kötüye kullanma misconduct i.
kötüye kullanma manipulation i.
ilacın kötüye kullanımı drug abuse i.
kötüye kullanan desecrater i.
görevi kötüye kullanma abuse i.
vazifeyi kötüye kullanma misfeasance i.
kötüye kullanma abuse i.
hakkın kötüye kullanılması abuse of rights i.
görevini kötüye kullanma jobbery i.
kötüye kullanma exploitation i.
hakkı kötüye kullanma abuse i.
kötüye kullanma deceit i.
kötüye kullanan desecrator i.
güveni kötüye kullanma misappropriation i.
uçucu maddelerin kötüye kullanımı volatile substance abuse i.
idari yetkinin kötüye kullanılması abuse of administrative power i.
madde kötüye kullanımı substance abuse i.
kötüye kullanma defiling i.
görevi kötüye kullanma misprision i.
yetkisini kötüye kullanma misconduct i.
kötüye işaret boding i.
kötüye işaret portent i.
kötüye kullanma malfeasance i.
kötüye kullanma misappropriation i.
kötüye gitme relapse i.
adı kötüye çıkmış kumarbaz blackleg i.
adı kötüye çıkmış kumarbaz notorious gambler i.
güvenin kötüye kullanılması abuse of trust i.
kötüye kullanma misuse i.
kötüye işaret handwriting on the wall i.
kötüye alamet handwriting on the wall i.
görevi kötüye kullanma wrongdoing i.
görevi kötüye kullanma wrongful conduct i.
güveni kötüye kullanma embezzlement i.
haklarını kötüye kullanma misuse of rights i.
kötüye kullanma misemployment i.
inancı kötüye kullanma misuse of faith i.
inancın kötüye kullanılması misuse of faith i.
inancı kötüye kullanma abuse of faith i.
inancın kötüye kullanılması abuse of faith i.
kötüye çıkmış adını temizlemek maksadıyla bir kurumda yeniliğe gitme deinstitutionalisation i.
kötüye çıkmış adını temizlemek maksadıyla bir kurumda yeniliğe gitme deinstitutionalization i.
özgürlüğün kötüye kullanılması license i.
görevi kötüye kullanma malpractise i.
kötüye kullanan kimse abuser i.
kötüye kullanma rape i.
kötüye gitme recidivation i.
yeniden kötüye gitme recrudescence i.
kötüye gitme relapsing i.
durumu kötüye gitme relapsing i.
adı kötüye çıkmış olma nefariousness i.
kötüye kullanım ill-usage i.
görevini kötüye kullanma job i.
kötüye kullanma malefeasance [obsolete] i.
görevi kötüye kullanma malepractice i.
görevin haksız kazanç için kötüye kullanılması venality i.
kötüye kullanan kimse wronger [obsolete] i.
görevi kötüye kullanma misgovernance [obsolete] i.
kötüye kullanma misimprovement i.
kötüye meyletme obfirmation [obsolete] i.
kötüye kullanma deploitation i.
kötüye gitme depravation i.
kötüye kullanma ill-use i.
görevin kötüye kullanıldığına ilişkin kanaat impeachment i.
görevin kötüye kullanıldığına ilişkin hüküm impeachment i.
gidişatı devamlı kötüye giden özellikler disimprovement i.
görevi kötüye kullanma disorder i.
kötüye giden durum distemperance [obsolete] i.
kötüye giden durum distemperature i.
kötüye giden durum distemperment [obsolete] i.
ilaçları kötüye kullanan kimse drug abuser i.
kötüye gitme pejoration i.
kötüye kullanmak misappropriate f.
adı kötüye çıkmak fall into disrepute f.
kötüye kullanmak encroach f.
kötüye gitmek (durum) slip f.
kötüye gitmek (hastanın durumu) lose ground f.
görevi kötüye kullanmak misconduct f.
kötüye kullanmak trespass on something f.
kötüye gitmek retrogress f.
kötüye gitmek worsen f.
kötüye kullanmak exploit f.
kötüye gitmek go downhill f.
durumu kötüye gitmeye başlamak take a turn for the worse f.
iyi niyetini kötüye kullanmak take advantage of f.
kötüye kullanmak impose f.
adı kötüye çıkmak get a bad reputation f.
kötüye kullanmak make a draft on f.
kötüye kullanmak presume on f.
kötüye kullanmak misuse f.
kötüye kullanmak trespass on f.
kötüye kullanmak (yetkiyi/görevi) abuse f.
kötüye gitmek go sour f.
kötüye kullanmak misemploy f.
kötüye gitmek go from bad to worse f.
kötüye gitmek suffer f.
kötüye kullanmak defile f.
kötüye gitmek deteriorate f.
kötüye kullanmak betray f.
işler kötüye gitmeye başlamak take a turn for the worse f.
kötüye kullanmak trespass up f.
kötüye işaret olmak portend f.
kötüye işaret olmak bode f.
adını kötüye çıkarmak infamize f.
sağlığı kötüye gitmek (one's health) to deteriorate f.
kötüye gitmek go to the dogs f.
kötüye gitmek get worse f.
kötüye gitmek relapse f.
durumu kötüye gitmek get worse f.
durumu kötüye gitmek deteriorate f.
durumu kötüye gitmek relapse f.
kötüye gitmek tail away f.
kötüye gitmek tail off f.
kötüye kullanmak trespass upon f.
adını kötüye çıkartmak bring into disrepute f.
birisinin iyiliğini kötüye kullanmak trespass on someone's kindness f.
yetkilerini kötüye kullanmak abuse one's power f.
yetkilerini kötüye kullanmak misuse one's authority f.
yetkilerini kötüye kullanmak misuse one's power f.
kötüye gitmek devolve f.
daha kötüye gitmek have become much worse f.
adını kötüye çıkarmak infamise f.
güvenini kötüye kullanmak abuse one's trust f.
kötüye kullanmak caperclaw f.
kötüye kullanmak rape f.
yeniden kötüye gitmek recrudesce f.
kötüye kullanmak transpose [obsolete] f.
kötüye kullanmak trench f.
görevini kötüye kullanmak job f.
şahsi kazanç elde etmek için resmi işi kötüye kullanmak job f.
kötüye kullanmak maletreat [obsolete] f.
kötüye kullanmak misguide [scotland] f.
kötüye kullanmak misimprove f.
kötüye kullanmak misname f.
kötüye gitmek degenerate f.
kötüye gitmek degrade f.
kötüye gitmek degringolade f.
kötüye kullanmak overrun f.
kötüye gitmek drop away f.
kötüye gitmek curdle f.
kötüye kullanmak intervert [obsolete] f.
adını kötüye çıkarmak post f.
kötüye kullanmak rort f.
kötüye gitmek decline f.
adı kötüye çıkmış disreputable s.
kötüye kullanma eğiliminde olan abusive s.
kötüye giden retrogressive s.
kötüye giden retrograde s.
kötüye işaret presaging s.
kötüye kullanma hiç kullanılmamasını gerektirmez wrong use does not preclude proper use s.
kötüye kullanılabilir abusable s.
kötüye kullanma eğiliminde olan abuseful s.
kötüye kullanan abuseful s.
yeniden kötüye giden recrudescent s.
kötüye kullanılmamış unabused s.
kötüye kullanmayan unabusive s.
kötüye kullanılmamış unafiled s.
kötüye kullanılmamış unwemmed s.
kötüye kullanan maleficial s.
adı kötüye çıkmış opprobrious s.
kötüye işaret eden infortunate s.
kötüye işaret eden doomful s.
kötüye doğru downward zf.
kötüye kullanarak defilingly zf.
daha kötüye backwards zf.
adı kötüye çıkacak şekilde nefariously zf.
kötüye kullanmadan inabusively zf.
genellikle görevi kötüye kullanma içeren siyasi skandal anlamı katan son ek -gate snk.
Phrasals
kötüye gitmek recoil on f.
kötüye gitmek recoil upon f.
(bir şeyi) çarpıtarak/kötüye kullanarak bir grubu hedef almak slant something against someone f.
Phrases
kötüye kullanma hiç kullanılmamasını gerektirmez abuse/misuse does not remove use expr.
Proverb
en iyiyi umut et en kötüye hazırlıklı ol hope for the best but expect the worst
en iyiyi umut et en kötüye hazırlıklı ol hope for the best and prepare for the worst
kötüye bir şey olmaz devil looks after his own
Colloquial
adı kötüye çıkmış kimse a marked man i.
görevini kötüye kullanan polis memuru bent cop i.
görevini kötüye kullanan polis memuru corrupt cop i.
güveni kötüye kullanma breach of faith i.
yetkisini kötüye kullanan polis memuru bent cop i.
yetkisini kötüye kullanan polis memuru corrupt cop i.
güveni kötüye kullanmak breach of confidence f.
kötüye gitmek change for the worse f.
kötüye delalet etmek augur ill f.
kötüye işaret olmak augur ill f.
kötüye doğru gitmek change for the worse f.
kötüye dönmek get/turn nasty f.
kötüye gitmek get/turn nasty f.
ödeneği kötüye kullanmak shoe (one's) mule f.
kötüye gitmek be going to hell f.
durumu kötüye gitmek be going to hell f.
kötüye kullanmak chuck off at [australia/new zealand] f.
kötüye bir şey olmaz evil never dies expr.
işler tamamen kötüye giderse if worst comes to worst expr.
işler tamamen kötüye giderse if worse comes to worst expr.
Idioms
adı kötüye çıkmış yer a black spot i.
ayrıcalıkların kötüye kullanılması abuse of privileges i.
kötüye gitme/gidiş jumping the shark i.
kötüye kullanılan/haksız kazanılmış zenginlik the mammon of unrighteousness i.
kötüye kullanılan/haksız kazanılmış servet the mammon of unrighteousness i.
kötüye kullanılan/haksız kazanılmış para the mammon of unrighteousness i.
kötüye kullanılan/haksız kazanılmış varlık the mammon of unrighteousness i.
birinin adının kötüye çıkması black mark beside one's name i.
kötüye gideceğinin göstergesi dark cloud on the horizon i.
işlerin/durumun (daha da) kötüleşmesi/kötüye gitmesi a turn of the screw i.
kötüye işaret writing on the wall i.
kötüye alamet writing on the wall i.
kötüye kullanmak ride roughshod over f.
kötüye kullanmak cast in one's teeth f.
adı kötüye çıkmak fall into disrepute f.
adını kötüye çıkarmak give a bad name f.
daha da kötüye gitmek go from bad to worse f.
hızla kötüye gitmek go into a nosedive f.
hızla kötüye gitmek go to hell in a handbasket f.
hızla kötüye gitmek take a nosedive f.
hızla kötüye gitmek go to hell in a handcart f.
kötüye gitmek hit the skids f.
kötüye gitmek break bad f.
kötüye kötülükle cevap vermemek turn the other cheek f.
kötüye gitmek go south f.
kötüye gitmek go south f.
(hızla) kötüye gitmek go into a tailspin f.
(kariyeri/sağlığı) hızla kötüye gitmek go into freefall f.
kötüye gitmek go to the pack [australia/new zealand] f.
kötüye gitmek head south f.
durum iyice kötüye gitmeden bırakmak/vazgeçmek quit while the going is good f.
(birinin/bir şeyin) başarısını/popülerliğini kötüye kullanmak make ground on (someone or something) f.
(bir şeyi) kötüye kullanmak whistle (something) down the wind [old-fashioned] f.
kötüye gitmek jump the shark f.
görevi kötüye kullandığı için avukatlık mesleğini/hukuki görevini yapmaktan men edilmek strike someone off the rolls f.
sahtekarlık/görevi kötüye kullanma nedeniyle hukuki görevinden atılmak strike someone off the rolls f.
görevi kötüye kullandığı için avukatlık mesleğini/hukuki görevini yapmaktan men edilmek strike someone off the roll f.
sahtekarlık/görevi kötüye kullanma nedeniyle hukuki görevinden atılmak strike someone off the roll f.
kötüye gitmek be downhill all the way f.
kötüye gitmek be slipping f.
(biri/bir şey için) kötüye işaret olmak bode ill (for somebody/something) f.
(biri/bir şey için) kötüye alamet olmak bode ill (for somebody/something) f.
(biri/bir şey için) kötüye işaret etmek bode ill (for somebody/something) f.
(biri/bir şey için) kötüye delalet olmak bode ill (for somebody/something) f.
(biri/bir şey) için kötüye işaret olmak bode ill for (someone or something) f.
(biri/bir şey) için kötüye alamet olmak bode ill for (someone or something) f.
(biri/bir şey) için kötüye işaret etmek bode ill for (someone or something) f.
(biri/bir şey) için kötüye delalet olmak bode ill for (someone or something) f.
kötüye alamet olmak bode ill f.
kötüye işaret olmak bode ill f.
kötüye delalet olmak bode ill f.
(birinin/bir şeyin) adını kötüye çıkarmak bring (someone or something) into disrepute f.
kötüye gitmek come/fall apart at the seams f.
(birinin/bir şeyin) adını kötüye çıkarmak give (someone or something) a bad name f.
adını kötüye çıkarmak give a bad name to f.
adını kötüye çıkarmak give someone a bad name f.
(birinin/bir şeyin) adını kötüye çıkarmak give a bad name to (someone or something) f.
kötüye gitmek go to the dogs f.
kötüye gitmek be going to the dogs f.
kötüye gitmek go (all) to pot f.
durumu hızla kötüye giden sinking fast s.
daha iyi olması gerekirken daha da kötüye gitme one step forward two steps back expr.
en iyiden en kötüye from the sublime to the ridiculous expr.
işler tamamen kötüye gittiğinde if the worst comes to the worst expr.
kötüye bir şey olmaz the devil looks after his own expr.
(ekonomik) durumu kötüye doğru giden on the high-road to needham [uk] expr.
kötüye huzur/rahat yok (there's) no rest for the wicked expr.
daha da kötüye from bad to worse expr.
iyice kötüye from bad to worse expr.
git gide daha kötüye from bad to worse expr.
en iyiden en kötüye sublime to the ridiculous expr.
kötüye gitme to hell in a handbasket expr.
Speaking
adı kötüye çıkmış he has a bad name i.
umarım bu bir şeylerin kötüye gideceğine işaret etmiyordur hope this doesn't mean something bad's going to happen expr.
Trade/Economic
güveni kötüye kullanma embezzlement i.
güveni kötüye kullanma abuse of confidence i.
kaynakların kötüye kullanımı waste of resources i.
kötüye kullanma misappropriation i.
kötüye kullanma abuse i.
kötüye kullanma malfeasance i.
kötüye kullanma malversation i.
kötüye kullanma riski misconduct risk i.
piyasanın kötüye kullanılması direktifi market abuse directive i.
piyasanın kötüye kullanılması market abuse i.
şirketin kötüye gitmesi corporate deterioration i.
yetkiyi kötüye kullanma misfeasance i.
ödeneğin kötüye kullanımı misappropriate of fund i.
(ekonomik dönemde) kötüye gidiş down-cycle i.
maliyet tasarrufu sağlamak için nitelikli çalışanların işten çıkarılması sonucu şirkette işlerin kötüye gitmesi corporate anorexia i.
kötüye kullanmak abuse f.
Law
ayrıcalığın kötüye kullanılması breach of privilege i.
bilerek isteyerek görevi kötüye kullanma wanton misconduct i.
bilerek isteyerek görevi kötüye kullanma reckless misconduct i.
bilerek isteyerek görevi kötüye kullanma willful misconduct i.
dava hakkının kötüye kullanılması abuse of procedure i.
dava hakkının kötüye kullanılması abuse of process i.
dokunulmazlığın kötüye kullanılması breach of privilege i.
dilekçe hakkının kötüye kullanılması abuse of the right of petition i.
güveni kötüye kullanma abusing trust i.
görevi kötüye kullanma misfeasance i.
görevi kötüye kullanma actus reus i.
görevin kötüye kullanılması abuse of authority i.
görevini kötüye kullanma malfeasance i.
görevi kötüye kullanma professional misconduct i.
güveni kötüye kullanma breach of faith i.
güveni kötüye kullanma embezzlement i.
görevi kötüye kullanma nedeniyle hazırlanmış ithamname articles of impeachment i.
güveni kötüye kullanma abuse of confidence i.
güveni kötüye kullanma betrayal of a trust i.
görevi kötüye kullanma corruption i.
güveni kötüye kullanma perfidy i.
görevi kötüye kullanma gross misconduct i.
güvenin kötüye kullanılması abuse of confidence i.
görevin kötüye kullanılması abuse of office i.
görevi kötüye kullanma misconduct i.
haczedilen hayvanın veya taşınır malın kötüye kullanımı abuse of distress i.
görevi kötüye kullanma misfeasance in public office i.
görevi kötüye kullanma misfeasance in office i.
görevi kötüye kullanma misconduct in office i.
güveni kötüye kullanma misuse of trust i.
güveni kötüye kullanma misappropriation i.
hakkın kötüye kullanılması abuse of right i.
hâkim durumdaki teşebbüslerin dışlayıcı kötüye kullanma niteliğindeki davranışlarının değerlendirilmesine i̇lişkin kılavuz guidelines on the assessment of exclusionary abusive conduct by dominant undertakings i.
hapis hakkının kötüye kullanılması abuse of distress i.
hakkın kötüye kullanılması abuse of a right i.
hapis hakkının kötüye kullanılması wrongful distress i.
hakkın kötüye kullanılması abuse of right i.
inancı kötüye kullanma sigortası fidelity guarantee insurance i.
ihmal ve görevi kötüye kullanma negligence and misconduct i.
itimadı kötüye kullanma breach of confidence i.
idari yetkinin kötüye kullanılması abuse of administrative power i.
kasten kötüye kullanma wilful misconduct i.
kötüye kullanan misuser i.
kötüye kullanma abuse i.
kötüye kullanma misuse i.
kötüye kullanma abuse i.
kötüye kullanma misuser i.
memuriyetin kötüye kullanımı fraud on a power i.
nüfuzunu kötüye kullanma graft i.
nüfuzun kötüye kullanımı fraud on a power i.
nüfuzunu kötüye kullanma fraud on a power i.
nüfuzu kötüye kullanma undue influence i.
resmi bir görevde görevi kötüye kullanma official misconduct i.
takdir hakkının kötüye kullanılması abuse of discretion i.
uyuşturucunun kötüye kullanımının önlenmesi yasası anti-drug abuse act i.
görevi kötüye kullanma malfaisance i.
devlet memurunun yetkisini kötüye kullanarak hak yemesi malfaisance i.
devlet memuriyetinde görevi kötüye kullanma malversation i.
kamu görevini kötüye kullanma misconduct in public office i.
görevi kötüye kullanma malfeasance in office i.
güveni kötüye kullanma breach of trust with fraudulent intent i.
görevi kötüye kullanma suçunu işlemiş kimse misfeasor i.
görevi kötüye kullanma suçlaması impeach [obsolete] i.
savcılık yetkisini kötüye kullanma prosecutorial misconduct i.
görevi kötüye kullanmak malpractise f.
görevi kötüye kullanmak malpractice f.
kötüye kullanmak misuse f.
kötüye kullanmak abuse f.
yetkisini kötüye kullanan malfeasant s.
görevi kötüye kullanmaya ait malfeasant s.
görevi kötüye kullanma ile ilgili malfeasant s.
Politics
ekonominin kötüye gitmesi economic downturn i.
ekonominin kötüye gittiği dönemler downturns i.
görevi kötüye kullanma soruşturması impeachment inquiry i.
hakim durumun kötüye kullanılması abuse of dominant position i.
kötüye kullanma misuse i.
yetkilerin kötüye kullanılması misuse of powers i.
Computer
bilgisayarın kötüye kullanımı computer abuse i.
bilgisayarın kötüye kullanımı information system abuse i.
tıklamaların kötüye kullanımı click fraud i.
Informatics
bilgi sisteminin kötüye kullanımı information system abuse i.
Telecom
bilgi sisteminin kötüye kullanımı information system abuse i.
hakim durumun kötüye kullanılması abuse of dominant position i.
Medical
ilacın kötüye kullanımı drug abuse i.
ilacın kötüye kullanılma (alışkanlık yaratma) olasılığı/yatkınlığı abuse liability of drugs i.
reçetelendirilmiş ilacın kötüye kullanım riski risk of prescription drug abuse i.
sağlık durumu kötüye gitme deterioration i.
steroidlerin kötüye kullanımı steroid abuse i.
Psychology
madde kötüye kullanım bozukluğu substance abuse i.
Food Engineering
kötüye gitme retrograde i.
Social Sciences
kötüye gitme degeneration i.
Latin
görevi kötüye kullanmadığı sürece hayat boyu ad vitam aut culpam i.
görevi kötüye kullanmadığı sürece hayat boyu ad vitam aut culpam zf.
kötüye kullanma hiç kullanılmamasını gerektirmez abusus non tollit usum expr.
Archaic
yeniden kötüye gitme recrudency i.
görevi kötüye kullanma misgovernment i.
British Slang
kötüye gitmek go to pot f.
kötüye gitmek go to the dogs f.
Modern Slang
toplum bilincini ve sevgisini kötüye kullanıp prim yapmak angelmask f.