Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
kaçınılmaz
"kaçınılmaz"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 45 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
kaçınılmaz
inevitable
s.
General
2
Genel
kaçınılmaz
inescapable
s.
3
Genel
kaçınılmaz
ineluctable
s.
4
Genel
kaçınılmaz
irremissible
s.
5
Genel
kaçınılmaz
certain
s.
6
Genel
kaçınılmaz
fated
s.
7
Genel
kaçınılmaz
urgent
s.
8
Genel
kaçınılmaz
imperious
s.
9
Genel
kaçınılmaz
fateful
s.
10
Genel
kaçınılmaz
fatal
s.
11
Genel
kaçınılmaz
necessary
s.
12
Genel
kaçınılmaz
cold
s.
13
Genel
kaçınılmaz
inextricable
s.
14
Genel
kaçınılmaz
unavoidable
s.
15
Genel
kaçınılmaz
inevitable
s.
16
Genel
kaçınılmaz
foregone
s.
17
Genel
kaçınılmaz
imperative
s.
18
Genel
kaçınılmaz
necessitous
s.
19
Genel
kaçınılmaz
unavoided
s.
20
Genel
kaçınılmaz
avoidless
s.
21
Genel
kaçınılmaz
undispensable
s.
22
Genel
kaçınılmaz
unescapable
s.
23
Genel
kaçınılmaz
unscapable
s.
24
Genel
kaçınılmaz
obligate
s.
25
Genel
kaçınılmaz
obliged
s.
26
Genel
kaçınılmaz
destinable
s.
27
Genel
kaçınılmaz
destinal
s.
28
Genel
kaçınılmaz
inevasible
s.
29
Genel
kaçınılmaz
inexplicable [obsolete]
s.
30
Genel
kaçınılmaz
irresistible
s.
31
Genel
kaçınılmaz
invincible
s.
32
Genel
kaçınılmaz
dead
s.
33
Genel
kaçınılmaz
scapeless
s.
34
Genel
kaçınılmaz
shunless
s.
Colloquial
35
Konuşma Dili
kaçınılmaz
all but certain
expr.
Idioms
36
Deyim
kaçınılmaz
a one-way ticket to something
i.
37
Deyim
kaçınılmaz
death and taxes
i.
38
Deyim
kaçınılmaz
as certain as death and taxes
expr.
39
Deyim
kaçınılmaz
certain as death and taxes
expr.
40
Deyim
kaçınılmaz
a one-way ticket
expr.
Trade/Economic
41
Ticaret/Ekonomi
kaçınılmaz
unavoidable
s.
Technical
42
Teknik
kaçınılmaz
inevitable
s.
43
Teknik
kaçınılmaz
mandatory
s.
Literature
44
Edebiyat
kaçınılmaz
vorpal
s.
Archaic
45
Eski Kullanım
kaçınılmaz
unevitable
s.
"kaçınılmaz"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 106 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
hak edilen ve kaçınılmaz ceza
nemesis
i.
2
Genel
kaçınılmaz akıbet
foregone conclusion
i.
3
Genel
kaçınılmaz olay
fateful event
i.
4
Genel
kaçınılmaz son
doom
i.
5
Genel
yenilginin kaçınılmaz olduğu mücadele
losing battle
i.
6
Genel
kaçınılmaz kaza
unavoidable accident
i.
7
Genel
kaçınılmaz gerçek
unavoidable fact
i.
8
Genel
kaçınılmaz durum
unavoidable situation
i.
9
Genel
kaçınılmaz sona inanma
determinism
i.
10
Genel
kaçınılmaz şey
inevitable
i.
11
Genel
kaçınılmaz ceza
doom
i.
12
Genel
kaçınılmaz son
doom
i.
13
Genel
kaçınılmaz olmak
become unavoidable
f.
14
Genel
kaçınılmaz yapmak
cause to be unavoidable
f.
15
Genel
kaçınılmaz bir hale getirmek
cause to be unavoidable
f.
16
Genel
kaçınılmaz bir hal almak
become unavoidable
f.
17
Genel
kaçınılmaz hale getirmek
make something inevitable
f.
18
Genel
kaçınılmaz kılmak
make something unavoidable
f.
19
Genel
kaçınılmaz hale getirmek
make something unavoidable
f.
20
Genel
kaçınılmaz kılmak
make something inevitable
f.
21
Genel
kaçınılmaz kılmak
make something ineluctable
f.
22
Genel
düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak
unleash an attack against the enemy
f.
23
Genel
düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak
unleash an attack on the enemy
f.
24
Genel
düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak
unleash an attack upon the enemy
f.
25
Genel
doğal/kaçınılmaz/mahkum olmak
be bound
f.
26
Genel
kaçınılmaz olmak
fate
f.
27
Genel
kaçınılmaz bir biçimde güçlü
unmistakably powerful
s.
28
Genel
bir olay veya durumun dolaylı fakat kaçınılmaz sonucu olan
knock-on
s.
29
Genel
sonu kaçınılmaz
fated
s.
30
Genel
dolaylı fakat kaçınılmaz netice olan
flow-on [australia/new zealand]
s.
31
Genel
kaçınılmaz bir şekilde
indispensably
zf.
32
Genel
kaçınılmaz biçimde
unavoidably
zf.
33
Genel
kaçınılmaz şekilde
inevitably
zf.
34
Genel
kaçınılmaz bir şekilde
inescapably
zf.
35
Genel
kaçınılmaz şekilde
fatally
zf.
36
Genel
kaçınılmaz biçimde
ineluctably
zf.
37
Genel
kaçınılmaz bir şekilde
fatefully
zf.
38
Genel
kaçınılmaz olarak
inevitably
zf.
39
Genel
kaçınılmaz bir şekilde
necessarily
zf.
40
Genel
kaçınılmaz olarak
willy
zf.
41
Genel
kaçınılmaz bir şekilde
desperately
zf.
42
Genel
kaçınılmaz olarak
destinably
zf.
43
Genel
kaçınılmaz bir şekilde
of force
zf.
44
Genel
kaçınılmaz bir şekilde
inexorably
zf.
Phrasals
45
Öbek Fiiller
(bir şeyi biri için) kaçınılmaz kılmak
destine (someone) for (something)
f.
46
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) doğru kaçınılmaz bir şekilde yaklaşmak
run up on (someone or something)
f.
Proverb
47
Atasözü
ölüm de yaşam kadar kaçınılmaz
dying is as natural as living
Colloquial
48
Konuşma Dili
kaçınılmaz son
foregone conclusion
i.
49
Konuşma Dili
kaçınılmaz son
matter of course
i.
50
Konuşma Dili
kaçınılmaz görev
incumbent upon someone
i.
51
Konuşma Dili
kaçınılmaz sonuç
foregone conclusion
i.
52
Konuşma Dili
kaçınılmaz sonuç
an inevitable ending
i.
53
Konuşma Dili
kaçınılmaz son
an inevitable ending
i.
54
Konuşma Dili
kaçınılmaz sonuç
matter of course
i.
55
Konuşma Dili
kaçınılmaz kaza
unavoidable casualty
i.
56
Konuşma Dili
kaçınılmaz olmak
in for
f.
57
Konuşma Dili
kaçınılmaz bir tehlikeye/zor duruma girmek
be cooked
f.
58
Konuşma Dili
ölümü kaçınılmaz olmak
be as good as gone
f.
59
Konuşma Dili
(biri) için kaçınılmaz olmuş
upon (one)
s.
60
Konuşma Dili
kaçınılmaz sorunlara ya da sıkıntılara hazırlıklı ol
bend over, here it comes again
expr.
61
Konuşma Dili
kaçınılmaz sorunlara ya da sıkıntılara hazırlıklı ol
bohIca (bend over, here it comes again)
expr.
Idioms
62
Deyim
kaçınılmaz son/sonuç
all hollow [obsolete]
i.
63
Deyim
hiç arzulanmayan ama kaçınılmaz olarak katlanılan durum
a necessary evil
i.
64
Deyim
kaçınılmaz şey
it's just one of those things
i.
65
Deyim
kaçınılmaz son
foregone conclusion
i.
66
Deyim
kaçınılmaz olmasına rağmen inatla değişim ve reformlara direnen kişi
dame partington and her mop
i.
67
Deyim
hayatın kaçınılmaz bir yanı
a fact of life
i.
68
Deyim
kaçınılmaz olarak sonu (bir yerde/bir şeyle) bitecek bir yol/durum
a one-way ticket to (somewhere or something)
i.
69
Deyim
kaçınılmaz sona adım adım yaklaşmak
circle the drain
f.
70
Deyim
kaçınılmaz olmak
be looking (one) in the face
f.
71
Deyim
kaçınılmaz olmak
be a question of time
f.
72
Deyim
kaçınılmaz son olmak
be a question of time
f.
73
Deyim
bir şeyin kaçınılmaz bir yanı/özelliği/parçası olmak
be part and parcel of something
f.
74
Deyim
kaçınılmaz hale gelmek
be staring (one) in the face
f.
75
Deyim
için kaçınılmaz kılmak
destine for
f.
76
Deyim
bir şeyi kaçınılmaz olarak yapmak
must needs do something
f.
77
Deyim
kaçınılmaz bir şekilde
of necessity
zf.
78
Deyim
kaçınılmaz son/durum
all hollow [obsolete]
expr.
79
Deyim
kaçınılmaz son/durum
all hollow [obsolete]
expr.
80
Deyim
hiçbir masraftan kaçınılmaz/kaçınılmamıştır
no expense is spared [uk/australia]
expr.
81
Deyim
(bir şey) kaçınılmaz
there's no help for (something)
expr.
82
Deyim
(bir şey) kaçınılmaz
there's no helping (something)
expr.
Trade/Economic
83
Ticaret/Ekonomi
kaçınılmaz durum
force majeure
i.
84
Ticaret/Ekonomi
kaçınılmaz gecikme
unavoidable delay
i.
85
Ticaret/Ekonomi
kaçınılmaz maliyet
unavoidable cost
i.
86
Ticaret/Ekonomi
kaçınılmaz masraf
unavoidable cost
i.
Law
87
Hukuk
kaçınılmaz hal
unavoidable circumstance
i.
88
Hukuk
kaçınılmaz kaza
inevitable accident
i.
Technical
89
Teknik
kaçınılmaz ödeme
backwardation
i.
90
Teknik
kaçınılmaz olmayan
facultative
s.
Traffic
91
Trafik
kaçınılmaz çarpışma
accidental collision
i.
Medical
92
Medikal
kaçınılmaz kanama
unavoidable hemorrhage
i.
Psychology
93
Psikoloji
parça ve bütünün kaçınılmaz olarak birbirine bağlı olduğunu belirten yapısal aile terapisi terimi
holon
i.
History
94
Tarih
olaylarda gerici güçlere karşı kesintisiz bir ilerleyiş örüntüsü bulan ve bugünü geçmişin kaçınılmaz bir sonucu olarak gören tarihi yoruma ait veya ilgili
whig
s.
95
Tarih
tarihin kaçınılmaz bir şekilde ilerleme ve gelişme yolunda gittiğini öne sürüp geçmişi bugünün ışığında değerlendiren bir görüşe ait
whiggish
s.
96
Tarih
tarihin kaçınılmaz bir şekilde ilerleme ve gelişme yolunda gittiğini öne sürüp geçmişi bugünün ışığında değerlendiren bir görüşle ilgili
whiggish
s.
97
Tarih
tarihin kaçınılmaz bir şekilde ilerleme ve gelişme yolunda gittiğini öne sürüp geçmişi bugünün ışığında değerlendiren bir görüşün özelliği taşıyan
whiggish
s.
Philosophy
98
Felsefe
tüm olayların, önceki sebeplerinin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu iddia eden bir felsefi görüş
necessarianism
i.
99
Felsefe
tüm olayların, önceki sebeplerinin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu iddia eden felsefi görüş
necessitarianism
i.
Environment
100
Çevre
kaçınılmaz yıllık gerçek kayıp
unavoidable annual real loss
i.
Military
101
Askeri
gerçekleşmesi kaçınılmaz terörist hareket
threat condition charlie
i.
102
Askeri
temas kaçınılmaz
contact imminent
i.
Slang
103
Argo
kaçınılmaz olmak
be in (one's) face
f.
104
Argo
kaçınılmaz olmak
be in your face
f.
105
Argo
(biri için) kaçınılmaz olan
in (one's) face
s.
106
Argo
birlikte olması kaçınılmaz olmak
(someone) is endgame
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kaçınılmaz
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy