Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
kadar etmek
"kadar etmek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
kadar etmek
amount to
f.
2
Genel
kadar etmek
make
f.
Phrasals
3
Öbek Fiiller
kadar etmek
run to
f.
"kadar etmek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 138 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
evine kadar eşlik etmek
accompany someone to his/her house
f.
2
Genel
birine evine kadar eşlik etmek
see someone home
f.
3
Genel
birine evine kadar eşlik etmek
accompany someone home
f.
4
Genel
kanının son damlasına kadar mücadele etmek
die game
f.
5
Genel
kanının son damlasına kadar mücadele etmek
die in harness
f.
6
Genel
ölene kadar işkence etmek
die in the pain
f.
7
Genel
yabani arıları uçuş güzergahlarına bakarak yuvalarına kadar takip etmek
line bees
f.
8
Genel
(hayvanı) yuvasına kadar takip etmek
harbour
f.
9
Genel
… miktar kadar etmek
bulk
f.
10
Genel
(geyiği) yuvasına kadar takip etmek
lodge
f.
11
Genel
(hayvanı) inine kadar takip etmek
den
f.
12
Genel
sonuna kadar takip etmek
follow out
f.
13
Genel
sonuçlanana kadar takip etmek
follow out
f.
Phrasals
14
Öbek Fiiller
kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek
fight it out
f.
15
Öbek Fiiller
bir işte (birine) sonuna kadar yardım etmek
see (one) through
f.
16
Öbek Fiiller
bitene kadar sebat etmek
see through
f.
17
Öbek Fiiller
dışarıya kadar eşlik etmek
conduct someone out of something
f.
18
Öbek Fiiller
birine yukarıya kadar eşilik etmek
see someone up to something
f.
19
Öbek Fiiller
birine bir yere kadar eşlik etmek
carry someone somewhere
f.
20
Öbek Fiiller
birine bir yere kadar eşlik etmek
see someone into something
f.
21
Öbek Fiiller
birine bir yere kadar eşlik etmek
usher someone into some place
f.
22
Öbek Fiiller
bir kimseye bir yere/bir kimsenin yanına kadar eşlik etmek
walk someone over to someone or something
f.
23
Öbek Fiiller
birine aşağıya kadar eşlik etmek
see someone down to something
f.
24
Öbek Fiiller
birine bir yere kadar eşlik etmek
usher someone or something in
f.
25
Öbek Fiiller
birine bir yere kadar eşlik etmek
see someone in
f.
26
Öbek Fiiller
birine dışarıya kadar eşlik etmek
walk someone out
f.
27
Öbek Fiiller
içeriye kadar eşlik etmek
accompany someone in
f.
28
Öbek Fiiller
içeriye kadar eşlik etmek
show someone into somewhere
f.
29
Öbek Fiiller
içeriye kadar eşlik etmek
show someone in
f.
30
Öbek Fiiller
karşısına kadar refakat etmek
see someone across something
f.
31
Öbek Fiiller
aşağıya kadar eşlik etmek
see (one) down (to something or some place)
f.
32
Öbek Fiiller
(birine) çıkışa kadar eşlik etmek
escort (one) from (something)
f.
33
Öbek Fiiller
birine/bir şeye çıkışa kadar eşlik etmek
escort someone or something from something
f.
34
Öbek Fiiller
(belli bir tarihe/zamana) kadar devam etmek
go up to (something)
f.
35
Öbek Fiiller
(birine bir şeye/yere) kadar eşlik etmek
show (one) to (something or some place)
f.
36
Öbek Fiiller
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar eşlik etmek
take up to (someone, something, or some place)
f.
37
Öbek Fiiller
birine yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) kadar rehberlik etmek
take up to (someone, something, or some place)
f.
38
Öbek Fiiller
içeri kadar eşlik etmek
see in
f.
39
Öbek Fiiller
içeri kadar eşlik etmek
see into
f.
40
Öbek Fiiller
sonuna kadar devam etmek
last out
f.
41
Öbek Fiiller
(bir şeyin) sonuna kadar devam etmek
stick through (something)
f.
42
Öbek Fiiller
(belli bir zamana) kadar muhafaza etmek
keep until (some point in time)
f.
43
Öbek Fiiller
sonuna kadar tecrübe etmek
live out
f.
44
Öbek Fiiller
birine bir şeyi yaptırana kadar taciz etmek/rahat vermemek
worry something out of someone
f.
45
Öbek Fiiller
birinden bir şeyi alana kadar taciz etmek/rahat vermemek
worry something out of someone
f.
46
Öbek Fiiller
birinden bir şeyi alana kadar onu taciz etmek/rahat vermemek
worry something out of someone
f.
47
Öbek Fiiller
bir şeye kadar ilerlemek/hareket etmek
stop on something
f.
48
Öbek Fiiller
bir şeyin üzerine kadar ilerlemek/hareket etmek
stop on something
f.
49
Öbek Fiiller
bir noktaya kadar ilerlemek/hareket etmek
stop on something
f.
50
Öbek Fiiller
(bir şey) kadar etmek
add up to (something)
f.
51
Öbek Fiiller
bir şey kadar etmek
amount to something
f.
52
Öbek Fiiller
bir şey kadar etmek
amount to something
f.
53
Öbek Fiiller
birine/bir şeye bir şeye kadar eşlik etmek
escort someone or something to something
f.
54
Öbek Fiiller
birine/bir şeye bir şeye kadar refakat etmek
escort someone or something to something
f.
55
Öbek Fiiller
(birine bir şeye) kadar eşlik etmek
escort (one) to (something)
f.
56
Öbek Fiiller
(birine bir şeye) kadar refakat etmek
escort (one) to (something)
f.
57
Öbek Fiiller
-e kadar eşlik etmek
escort to
f.
58
Öbek Fiiller
-e kadar refakat etmek
escort to
f.
59
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) kadar devam etmek
extend to (someone or something)
f.
60
Öbek Fiiller
kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek
fight out
f.
61
Öbek Fiiller
kesin bir sonuç alana kadar kavga etmek
fight something out
f.
62
Öbek Fiiller
birine/bir şeye (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek
guide someone or something across (something)
f.
63
Öbek Fiiller
birine/bir şeye (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek
guide someone or something across (something)
f.
64
Öbek Fiiller
birine/bir şeye (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek
guide someone or something across (something)
f.
65
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) (bir şeyden) geçene kadar eşlik etmek/yol göstermek
guide (someone or something) across
f.
66
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) (bir şeyden) karşıya kadar eşlik etmek
guide (someone or something) across
f.
67
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek
guide (someone or something) across
f.
68
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) kadar idare etmek
last (one) (up) until (something)
f.
69
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) kadar bozulmadan idare etmek
last (one) (up) until (something)
f.
70
Öbek Fiiller
(bir şeye) kadar devam etmek
last (up) until (something)
f.
71
Öbek Fiiller
(bir şeye) kadar bozulmadan idare etmek
last (up) until (something)
f.
72
Öbek Fiiller
(bir şeye) kadar idare etmek
last (up) until (something)
f.
73
Öbek Fiiller
(bir şeye bir yere/bir şeye kadar/doğru) kılavuzluk/pilotluk/kaptanlık etmek
pilot (something) in(to something or some place)
f.
74
Öbek Fiiller
(birine bir yere) kadar eşlik/refakat etmek
see (one) to (some place)
f.
75
Öbek Fiiller
(birine bir şeye) kadar eşlik/refakat etmek
see (one) to (something)
f.
76
Öbek Fiiller
karşısına kadar refakat etmek
see across
f.
77
Öbek Fiiller
aşağıya kadar eşlik etmek
see down to
f.
78
Öbek Fiiller
çıkışa kadar eşlik etmek
see out
f.
79
Öbek Fiiller
kapıya kadar geçirmek/eşlik etmek
see out
f.
80
Öbek Fiiller
yukarıya kadar eşlik etmek
see up to
f.
81
Öbek Fiiller
içeriye kadar eşlik etmek
show into
f.
82
Öbek Fiiller
bir yerin içerisine kadar eşlik/refakat etmek
show into somewhere
f.
83
Öbek Fiiller
-e kadar ilerlemek/hareket etmek
stop on
f.
84
Öbek Fiiller
yukarı kadar rehberlik etmek
take up to
f.
85
Öbek Fiiller
bir yere kadar eşlik etmek
usher into some place
f.
86
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) kadar eşlik etmek
walk over to (someone or something)
f.
87
Öbek Fiiller
alana kadar taciz etmek/rahat vermemek
worry out of
f.
Colloquial
88
Konuşma Dili
odasına kadar eşlik etmek
escort someone to his room
f.
89
Konuşma Dili
bir yere kadar eşlik etmek
carry somewhere
f.
90
Konuşma Dili
-e kadar eşlik etmek
see to some place
f.
Idioms
91
Deyim
kanının son damlasına kadar mücadele etmek
die in the last ditch
f.
92
Deyim
başarana kadar mücadele etmek/pes etmemek
answer the bell
f.
93
Deyim
(heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek
go down to the wire
f.
94
Deyim
(heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek
come (right) down to the wire
f.
95
Deyim
(heyecan, gerilim) son dakikaya kadar devam etmek
go (right) down to the wire
f.
96
Deyim
birine kapıya kadar eşlik etmek
show someone to the door
f.
97
Deyim
birine kapıya kadar eşlik etmek
see someone to the door
f.
98
Deyim
geline damadın yanına kadar eşlik etmek
give the bride away
f.
99
Deyim
kapıya kadar eşlik etmek
see someone to the door
f.
100
Deyim
kapıya kadar eşlik etmek
see someone out
f.
101
Deyim
sonuna kadar mücadele etmek
put up a good fight
f.
102
Deyim
sabaha kadar dans etmek
dance the night away
f.
103
Deyim
yorulana kadar mücadele etmek
fight to a standstill
f.
104
Deyim
sonuna kadar devam etmek
stick it to the end
f.
105
Deyim
birinin zararına olacak kadar yardım etmek
be spoon-fed
f.
106
Deyim
sonuna kadar mücadele etmek
go for the fences
f.
107
Deyim
son raddeye kadar çarpışmak/mücadele etmek
(fight) to the bitter end
f.
108
Deyim
hayatının sonuna kadar çalışmaya devam etmek
die in harness
f.
109
Deyim
sonuna kadar mücadele etmek
stay the distance
f.
110
Deyim
sonuna kadar devam etmek
stay the distance
f.
111
Deyim
son ana kadar devam etmek/sürmek
be down to the wire
f.
112
Deyim
sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek
fight till the bitter end
f.
113
Deyim
sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek
fight until the bitter end
f.
114
Deyim
sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek
(fight) to the bitter end
f.
115
Deyim
(birine bir yere) kadar eşlik etmek
carry (one) (somewhere)
f.
116
Deyim
sonuna kadar mücadele etmek
go the route
f.
117
Deyim
(biri/bir şey) için sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek
go to the mat for (someone or something)
f.
118
Deyim
(biriyle beraber biri/bir şey) için sonuna kadar savaşmak/mücadele etmek
go to the mat (with somebody) (for somebody/something) [us]
f.
119
Deyim
son dakikaya kadar devam etmek
go down to the wire
f.
120
Deyim
son dakikaya kadar devam etmek
come down to the wire
f.
121
Deyim
(en) son dakikaya kadar devam etmek
go (right) down to the wire
f.
122
Deyim
(en) son dakikaya kadar devam etmek
come (right) down to the wire
f.
123
Deyim
(bir şeye) kadar birini idare etmek
keep somebody going
f.
124
Deyim
bir zamana kadar tutmak/muhafaza etmek
keep until some time
f.
125
Deyim
(bir şeyden) sonuna kadar faydalanmak/istifade etmek
play (something) for all (something) is worth
f.
126
Deyim
evine kadar eşlik etmek
see home
f.
127
Deyim
(birine bir yerin) içerisine kadar eşlik etmek
show (one) into (some place)
f.
128
Deyim
(birine bir yerin) içerisine kadar refakat etmek
show (one) into (some place)
f.
129
Deyim
her ne kadar kabul etmek istemesem de
to (one's) cost
expr.
Speaking
130
Konuşma
tahmin etmek o kadar da zor değil
it's not so hard to guess
expr.
Marine
131
Denizcilik
yelken düz oluncaya kadar ıskota halatıyla orsa etmek
sheet home
f.
132
Denizcilik
(yelkeni) düz oluncaya kadar ıskota halatıyla orsa etmek
sheet
f.
Food Engineering
133
Gıda
(gıdaları) temel veya istenen bileşenleri yok olana kadar rafine etmek
devitalize
f.
134
Gıda
(gıdaları) temel veya istenen bileşenleri yok olana kadar rafine etmek
devitalise
f.
Agriculture
135
Tarım
(toprağı) kürek derinliğinin en az iki katı kadar deşip alt üst etmek
trench
f.
Apiculture
136
Arıcılık
(yabani arıları) uçuş rotalarını izleyerek kovanlarına kadar takip etmek
line
f.
Sport
137
Spor
sonuna kadar mücadele etmek
fight to a finish
f.
Archaic
138
Eski Kullanım
öldürene kadar işkence etmek
martyr
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kadar etmek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy