karartıcı - Türkçe İngilizce Sözlük

karartıcı

"karartıcı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç

Türkçe İngilizce
General
karartıcı obscurer i.
Technical
karartıcı toner i.
Computer
karartıcı dimmer i.
Electric
karartıcı dimmer i.
Chemistry
karartıcı obscurant s.

"karartıcı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 74 sonuç

Türkçe İngilizce
General
iç karartıcı dismal s.
Ireland's situation as regards Kyoto targets is, to be honest, fairly dismal.
Dürüst olmak gerekirse, Kyoto hedefleri konusunda İrlanda'nın durumu oldukça iç karartıcıdır.

More Sentences
iç karartıcı sad s.
I think it's sad to not have any friends.
Sanırım hiç arkadaşının olmaması iç karartıcıdır.

More Sentences
iç karartıcı bleak s.
We want more, even though the facts about our seas are bleak.
Denizlerimizle ilgili gerçekler iç karartıcı olsa da biz daha fazlasını istiyoruz.

More Sentences
iç karartıcı depressing s.
What is depressing is that fellow MEPs now want to make a bad proposal still worse.
İç karartıcı olan, diğer AP üyelerinin kötü bir teklifi daha da kötü hale getirmek istemeleridir.

More Sentences
iç karartıcı durum rattrap i.
iç karartıcı olma uncheerfulness i.
iç karartıcı özellik horror i.
iç karartıcı ortam glumness i.
iç karartıcı duygular glums i.
karartıcı şey overshadower i.
iç karartıcı vaka dismality i.
iç karartıcı his dismality i.
karartıcı şey dust i.
görünüşünü iç karartıcı hale getirmek overcloud f.
iç karartıcı dreary s.
iç karartıcı sullen s.
iç karartıcı gloomy s.
iç karartıcı wintry s.
iç karartıcı cheerless s.
iç karartıcı mopey s.
iç karartıcı mopy s.
iç karartıcı disheartening s.
iç karartıcı saddening s.
iç karartıcı daunting s.
iç karartıcı dispiriting s.
iç karartıcı sobering s.
iç karartıcı discouraging s.
iç karartıcı tonlara/renklere sahip sad-coloured s.
iç karartıcı tonlara/renklere sahip sad-colored s.
iç karartıcı acheronian s.
iç karartıcı acherontic s.
iç karartıcı adust s.
iç karartıcı rayless s.
iç karartıcı thrawn [scottish] s.
iç karartıcı uncheerful s.
iç karartıcı unhappy s.
iç karartıcı unmerry s.
iç karartıcı black s.
iç karartıcı gloomy s.
iç karartıcı blue s.
iç karartıcı morne s.
iç karartıcı glummy [obsolete] s.
iç karartıcı dampy [obsolete] s.
iç karartıcı depressant s.
iç karartıcı dern s.
iç karartıcı murksome s.
iç karartıcı oorie [scotland] s.
iç karartıcı infernal s.
iç karartıcı droopy s.
iç karartıcı sloomy s.
iç karartıcı sodden-witted s.
iç karartıcı solemn s.
iç karartıcı surly s.
iç karartıcı bir halde depressingly zf.
iç karartıcı bir şekilde blackly zf.
Colloquial
iç karartıcı humpy [uk] s.
Idioms
iç karartıcı düşünce/fikir a sobering thought i.
ölümün an meselesi olduğu iç karartıcı yer valley of death i.
ölümün an meselesi olduğu iç karartıcı yer valley of the shadow of death i.
iç karartıcı görünmek look bleak f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) korkunç, iç karartıcı bir tablo çizmek paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) f.
(birini/bir şeyi) korkunç, iç karartıcı bir şekilde tasvir etmek/betimlemek paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) f.
iç karartıcı dull as dishwater s.
iç karartıcı dull as ditch water s.
iç karartıcı as dead as mutton expr.
iç karartıcı as dull as dishwater expr.
iç karartıcı as dull as ditch water expr.
Lighting
otomotik karartıcı auto dimmer i.
Military
flaş karartıcı flash suppressor i.
Archaic
iç karartıcı dernful s.
iç karartıcı desolatory s.
Slang
iç karartıcı downer i.
iç karartıcı downie i.
iç karartıcı sad-ass s.