Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
keeper
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"keeper"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 41 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
keeper
i.
bakıcı
2
Genel
keeper
i.
bekçi
3
Genel
keeper
i.
sorumlu
4
Genel
keeper
i.
işletmeci
5
Genel
keeper
i.
koruyucu
6
Genel
keeper
i.
muhafız
7
Genel
keeper
i.
gardiyan
8
Genel
keeper
i.
müze müdürü
9
Genel
keeper
i.
sahip
10
Genel
keeper
i.
muhafaza eden
11
Genel
keeper
i.
çalıştıran
12
Genel
keeper
i.
bir şeyi veya bir yeri yöneten
13
Genel
keeper
i.
korucu
14
Genel
keeper
i.
işleten
15
Genel
keeper
i.
kahya
16
Genel
keeper
i.
kenet
17
Genel
keeper
i.
kenetleyen parça
18
Genel
keeper
i.
kilit
19
Genel
keeper
i.
bir şeyi yerine sabitleyen nesne
20
Genel
keeper
i.
kutup başlığı
21
Genel
keeper
i.
balıkçının yasal sınırılar içinde yakalayabileceği en büyük balık
22
Genel
keeper
i.
uzun süre bozulmadan kalabilen yiyecek
23
Genel
keeper
i.
… besleyen
24
Genel
keeper
i.
… yetiştiricisi
25
Genel
keeper
i.
bakıp besleyen kimse
26
Genel
keeper
i.
cı/ci
Colloquial
27
Konuşma Dili
keeper
i.
işe yarar şey
28
Konuşma Dili
keeper
i.
atılmayacak şey
29
Konuşma Dili
keeper
i.
elde tutulacak/kalacak şey
30
Konuşma Dili
keeper
i.
elde tutulabilir şey
Trade/Economic
31
Ticaret/Ekonomi
keeper
i.
işletici
Technical
32
Teknik
keeper
i.
kilit dil karşılığı
33
Teknik
keeper
i.
kilit köprüsü
34
Teknik
keeper
i.
manyetik şönt
35
Teknik
keeper
i.
otomatik kapı kapayıcısı
Electric
36
Elektrik
keeper
i.
mıknatısın kutuplarını bağlayan yumuşak demirden imal edilmiş bir parça
Automotive
37
Otomotiv
keeper
i.
tespit elemanı
38
Otomotiv
keeper
i.
yatırım otomobili
Fishery
39
Balıkçılık
keeper
i.
tutulmaya değer av
Military
40
Askeri
keeper
i.
tüfek kayışı köprüsü
Sport
41
Spor
keeper
i.
kaleci
"keeper"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 157 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
bear keeper
i.
ayıcı
2
Genel
boarding house keeper
i.
pansiyoncu
3
Genel
diary keeper
i.
günlük tutan kimse
4
Genel
diary keeper
i.
günlük tutan
5
Genel
saloon keeper
i.
meyhaneci
6
Genel
saloon keeper
i.
meyhaneci veya bar sahibi
7
Genel
zoo keeper
i.
hayvanat bahçesi bakıcısı
8
Genel
lighthouse keeper
i.
fener bekçisi
9
Genel
canteen keeper
i.
kantin işleten
10
Genel
lighthouse keeper
i.
fenerci
11
Genel
gate keeper
i.
kapıcı
12
Genel
brothel keeper
i.
genelevci
13
Genel
keeper of a coffeehouse
i.
kahveci
14
Genel
keeper of a treasury
i.
haznedar
15
Genel
office keeper
i.
büro müdürü
16
Genel
magnet keeper
i.
manyetik şönt
17
Genel
time keeper
i.
saat
18
Genel
responsibility of hotel keeper
i.
otelcinin mesuliyeti
19
Genel
hotel-keeper
i.
otelci
20
Genel
time keeper
i.
kronometre
21
Genel
game keeper
i.
bekçi
22
Genel
game keeper
i.
kolcu
23
Genel
forest keeper
i.
korucu
24
Genel
tomb keeper
i.
türbe bekçisi
25
Genel
tomb keeper
i.
türbeyi bekleyen kimse
26
Genel
tomb keeper
i.
türbedar
27
Genel
trapper keeper
i.
bir çanta klasör markası
28
Genel
station keeper
i.
nöbetçi polis
29
Genel
tavern keeper
i.
barcı
30
Genel
gate keeper
i.
önleyici önlem
31
Genel
lock keeper
i.
nehir kapağı görevlisi
32
Genel
lock keeper
i.
görevi baraj kapağının kontrolünü yapıp bakımını yürütmek olan kimse
33
Genel
secret keeper
i.
sır tutan
34
Genel
record-keeper
i.
kayıt memuru
35
Genel
keeper ring
i.
yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için önüne takılan ikinci yüzük
36
Genel
spring keeper
i.
yay koruyucu
37
Genel
light keeper
i.
deniz fenerinin veya fener gemisinin sorumluluğunu üstlenen kimse
Colloquial
38
Konuşma Dili
am I my brother's keeper
expr.
başkasının işi beni ilgilendirmez
Idioms
39
Deyim
be not one's brother's keeper
f.
birinin bekçisi olmamak
40
Deyim
be not one's brother's keeper
f.
birinden sorumlu/mesul olmamak
41
Deyim
be not one's brother's keeper
f.
biriyle ilgili bilgisi olmamak
42
Deyim
be not one's brother's keeper
f.
birinin çetelesini tutmamak
43
Deyim
be one's brother's keeper
f.
birinden sorumlu/mesul olmak
44
Deyim
be one's brother's keeper
f.
birinin bekçisi olmak
45
Deyim
be (the) keeper of (something)
f.
(bir şeyin) koruyucusu olmak
46
Deyim
be (the) keeper of (something)
f.
(bir şeyin) bekçisi olmak
47
Deyim
be (the) keeper of (something)
f.
(bir şeyden) sorumlu kimse olmak
48
Deyim
be a keeper
f.
yanında tutmak isteyeceğin biri
49
Deyim
be a keeper
f.
etrafında tutmak isteyeceğin biri
50
Deyim
be a keeper
f.
sürekli etrafında olmasını isteyeceğin biri
51
Deyim
be a keeper
f.
elde tutmaya değer bir şey olmak
52
Deyim
be brother's keeper
f.
bekçisi olmak
53
Deyim
be brother's keeper
f.
birinden sorumlu olmak
54
Deyim
be brother's keeper
f.
bakıcısı olmak
55
Deyim
be one's brother's keeper
f.
birinin bekçisi olmak
56
Deyim
be one's brother's keeper
f.
birinden sorumlu olmak
57
Deyim
be one's brother's keeper
f.
birinin bakıcısı olmak
58
Deyim
be one's brother's keeper
f.
bekçilik yapmak
59
Deyim
be one's brother's keeper
f.
bakıcılık yapmak
60
Deyim
slip one past the goalie/keeper/goaltender
f.
topu kalecinin üzerinden aşırtarak golü bulmak
61
Deyim
slip one past the goalie/keeper/goaltender
f.
birini plansız/yanlışlıkla hamile bırakmak
62
Deyim
am I my brother's keeper
expr.
ben mi onun bekçisiyim
63
Deyim
I am not my brother's keeper
expr.
ben mi onun bekçisiyim
64
Deyim
I am not my brother's keeper
expr.
ben nereden bileyim
65
Deyim
am I my brother's keeper
expr.
ben nereden bileyim
66
Deyim
am I my brother's keeper
expr.
onun bekçisi miyim
67
Deyim
I am not my brother's keeper
expr.
onun bekçisi miyim
68
Deyim
I'm not my brother's keeper
expr.
ben mi onun bekçisiyim
69
Deyim
I'm not my brother's keeper
expr.
ben nereden bileyim
70
Deyim
I'm not my brother's keeper
expr.
onun bekçisi miyim
71
Deyim
not (one's) brother's keeper
expr.
(birinden) sorumlu değil
72
Deyim
not (one's) brother's keeper
expr.
(birinin) bekçisi değil
73
Deyim
not (one's) brother's keeper
expr.
(birinden) mesul değil
74
Deyim
not (one's) keeper
expr.
(birinin) bekçisi değil
75
Deyim
not (one's) keeper
expr.
(birinden) sorumlu/mesul değil
76
Deyim
not someone's keeper
expr.
birinin bekçisi değil
77
Deyim
not someone's keeper
expr.
birinden sorumlu/mesul değil
78
Deyim
not your brother's keeper
expr.
birinden sorumlu değil
79
Deyim
not your brother's keeper
expr.
birinin bekçisi değil
80
Deyim
not your brother's keeper
expr.
birinden mesul değil
Speaking
81
Konuşma
am i my brother's keeper
expr.
beni enayimi sandın
82
Konuşma
am I my brother's keeper?
expr.
bana ne?
Trade/Economic
83
Ticaret/Ekonomi
stock keeper
i.
ardiyeci
84
Ticaret/Ekonomi
store-keeper
i.
ambar görevlisi
85
Ticaret/Ekonomi
warehouse keeper
i.
ambar memuru
86
Ticaret/Ekonomi
store keeper
i.
ambar memuru
87
Ticaret/Ekonomi
store-keeper
i.
ambarcı
88
Ticaret/Ekonomi
stock keeper
i.
ambarcı
89
Ticaret/Ekonomi
ware keeper
i.
antrepocu
90
Ticaret/Ekonomi
store keeper
i.
ardiye memuru
91
Ticaret/Ekonomi
records-keeper
i.
arşiv görevlisi
92
Ticaret/Ekonomi
records-keeper
i.
arşiv kayıt görevlisi
93
Ticaret/Ekonomi
records-keeper
i.
arşiv kayıt memuru
94
Ticaret/Ekonomi
records-keeper
i.
arşiv memuru
95
Ticaret/Ekonomi
records-keeper
i.
arşivci
96
Ticaret/Ekonomi
ware keeper
i.
depo memuru
97
Ticaret/Ekonomi
warehouse keeper
i.
depo memuru
98
Ticaret/Ekonomi
store keeper
i.
dükkancı
99
Ticaret/Ekonomi
shop keeper
i.
dükkan sahibi
100
Ticaret/Ekonomi
shop keeper
i.
dükkancı
101
Ticaret/Ekonomi
market keeper
i.
dükkancı
102
Ticaret/Ekonomi
market keeper
i.
esnaf
103
Ticaret/Ekonomi
records-keeper
i.
evrak memuru
104
Ticaret/Ekonomi
records-keeper
i.
evrak görevlisi
105
Ticaret/Ekonomi
book keeper
i.
finans müdürü
106
Ticaret/Ekonomi
shop keeper
i.
mağaza sahibi
107
Ticaret/Ekonomi
store keeper
i.
mağazacı
108
Ticaret/Ekonomi
book keeper
i.
mali işler müdürü
109
Ticaret/Ekonomi
account keeper
i.
muhasip
110
Ticaret/Ekonomi
market keeper
i.
satıcı
111
Ticaret/Ekonomi
account keeper
i.
sayman
112
Ticaret/Ekonomi
book-keeper
i.
kayıt tutucu
Law
113
Hukuk
keeper of the rolls and records
i.
chancery yüksek mahkemesi istinaf dairesi hakimi
114
Hukuk
keeper of the privy
i.
mührü has muhafızı
Politics
115
Siyasal
peace-keeper
i.
arabulucu
116
Siyasal
peace keeper
i.
arabulucu
117
Siyasal
peace keeper
i.
uzlaştırıcı
118
Siyasal
peace-keeper
i.
uzlaştırıcı
119
Siyasal
keeper of the great seal
i.
birleşik krallık'ın büyük mührünün velayetine sahip devlet adamı
120
Siyasal
keeper of the king's conscience
i.
lordlar kamarası başkanlığı görevi kiliseye bağlıyken verilen bir unvan
121
Siyasal
keeper of the privy seal
i.
ferman mührü emini
122
Siyasal
keeper of the privy seal
i.
ingiliz ferman mührü emininin iskoçya ve cornwall'daki benzeri olan yetkili
123
Siyasal
park keeper
i.
devriye gezerek halka açık bir parkı koruyup denetlemesi için yerel idare tarafından tutulmuş görevli
Tourism
124
Turizm
hotel keeper
i.
otelci
Technical
125
Teknik
magnet keeper
i.
manyetik şönt
126
Teknik
keeper plate
i.
tutma plakası
127
Teknik
keeper of a magnet
i.
iki kutbu bağlayan demir parçası
128
Teknik
keeper of a magnet
i.
armatür
129
Teknik
keeper of a magnet
i.
kutup başlığı
Automotive
130
Otomotiv
valve keeper
i.
supap tırnağı
131
Otomotiv
valve keeper groove
i.
supap tırnak yuvası
132
Otomotiv
valve keeper
i.
supap tespit tırnağı
Railway
133
Demiryolu
crossing keeper
i.
bariyer bekçisi
134
Demiryolu
crossing keeper
i.
geçit bekçisi
Breeding
135
Hayvancılık
poultry keeper
i.
kümes hayvancılığı ile uğraşan kimse
136
Hayvancılık
poultry keeper
i.
kümes hayvancılığı yapan kimse
Forestry
137
Ormancılık
keeper of the forest
i.
ormanın yönetiminden sorumlu baş yetkili
138
Ormancılık
keeper of the forest
i.
korucu
History
139
Tarih
cattle keeper
i.
beylik çoban
140
Tarih
lord keeper
i.
kral'ın mührünü muhafaza eden ve resmi belgelere basma yetkisi bulunan eski bir ingiliz kraliyet görevlisi
Sport
141
Spor
wicket keeper
i.
kaleci (krikette)
142
Spor
wicket keeper
i.
kriket kalecisi
143
Spor
time keeper
i.
saat hakemi
144
Spor
green keeper
i.
golf sahası görevlisi
145
Spor
green keeper
i.
bovling çimenliği görevlisi
Football
146
Futbol
goal keeper
i.
kaleci
147
Futbol
have only the keeper to beat
f.
kaleciyle karşı karşıya kalmak
Boxing
148
Boks
time-keeper
i.
zaman hakemi
Ottoman Turkish
149
Osmanlıca
muwaqqit (time keeper)
i.
namaz vakitlerini belirleyen astronom
150
Osmanlıca
keeper/bearer of the seals
i.
mühürcü/mühürdar
Modern Slang
151
Modern Argo
a keeper
i.
bulunması zor partner
152
Modern Argo
a keeper
i.
mükemmel partner
153
Modern Argo
a keeper
i.
bir kadının aradığı/isteyebileceği her şeye sahip bir partner
154
Modern Argo
a keeper
i.
hayat boyu birlikte olmak istenecek bir partner
Star Wars
155
Star Wars
jedi lore keeper
i.
jedi bilgi sorumlusu
156
Star Wars
lore keeper
i.
bilgi bekçisi
157
Star Wars
shadow keeper
i.
gölge koruyucu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of keeper
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy