Geçmiş

loose (something)

"loose (something)" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 86 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	work something loose f.	bir şeyi yavaş yavaş gevşetmek
2	Genel	pry something loose f.	kanırtmak
Phrasals
3	Öbek Fiiller	let loose of someone or something f.	bırakmak
4	Öbek Fiiller	let loose of someone or something f.	tutmaktan vazgeçmek
Idioms
5	Deyim	cut loose with something (a loud scream) f.	bağırmak
6	Deyim	let loose with something (a loud scream) f.	bağırmak
7	Deyim	cut loose with something (a loud scream) f.	çığlık atmak
8	Deyim	let loose with something (a loud scream) f.	çığlık atmak
9	Deyim	let (someone) loose (on something) f.	(birini bir konuda) serbest/özgür bırakmak
10	Deyim	let (someone) loose (on something) f.	(birini bir konuda) kendi haline bırakmak
11	Deyim	let (someone) loose (on something) f.	(birini bir konuda) salıvermek
12	Deyim	let (someone) loose (on something) f.	(birinin bir konuda) istediğini yapmasına izin vermek
13	Deyim	let loose of (something) f.	(bir şeyin) kontrolünü kaybetmek
14	Deyim	let loose of (something) f.	(bir şeyin) kontrolünü elden bırakmak
15	Deyim	let loose of (something) f.	bazı duyguları serbest bırakmak
16	Deyim	let loose of (something) f.	içindekileri/içinde tuttuklarını serbest bırakmak
17	Deyim	let loose of (something) f.	içindekileri özgür bırakmak
18	Deyim	let loose of (something) f.	hislerini serbest bırakmak
19	Deyim	let loose of (something) f.	dağıtmak
20	Deyim	break something loose from something f.	bir şeyi bir şeyden koparmak
21	Deyim	break something loose from something f.	bir şeyi bir şeyden ayırmak
22	Deyim	break something loose from something f.	bir şeyi bir şeyden kurtarmak
23	Deyim	break/cut/tear (something) loose from somebody/something f.	kendini/birini/bir şeyi (bir şeyden) ayırmak
24	Deyim	break/cut/tear (something) loose from somebody/something f.	kendini/birini/bir şeyi (bir şeyden) uzaklaştırmak
25	Deyim	break loose from (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) kurtulmak
26	Deyim	break loose from (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) sıyrılmak
27	Deyim	break loose from (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) kaçmak
28	Deyim	break loose from (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) etkisinden kurtulmak
29	Deyim	break loose from (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) baskısından kurtulmak
30	Deyim	break loose from (something) f.	(bir şeyden) kurtulmak
31	Deyim	break loose from (something) f.	(bir şeyden) ayrılmak/sıyrılmak
32	Deyim	break loose from (something) f.	(bir şeyden) kopmak
33	Deyim	break/cut/tear loose from somebody/something f.	birinden/bir şeyden kurtulmak
34	Deyim	break/cut/tear loose from somebody/something f.	birinden/bir şeyden yakasını kurtarmak
35	Deyim	break/cut/tear loose from somebody/something f.	birinden/bir şeyden yakasını sıyırmak
36	Deyim	break/cut/tear loose from somebody/something f.	birinden/bir şeyden ayrılmak
37	Deyim	break/cut/tear loose from somebody/something f.	birinden/bir şeyden kopmak
38	Deyim	break/cut/tear (something) loose from somebody/something f.	(bir şeyi) birinden/bir şeyden kurtarmak
39	Deyim	break/cut/tear (something) loose from somebody/something f.	(bir şeyi) birinden/bir şeyden ayırmak
40	Deyim	break/cut/tear (something) loose from somebody/something f.	(bir şeyi) birinden/bir şeyden koparmak
41	Deyim	cut someone or something loose from something f.	birini/bir şeyi bir şeyden kurtarmak
42	Deyim	cut someone or something loose from something f.	birini/bir şeyi bir şeyden ayırmak
43	Deyim	cut someone or something loose from something f.	birini/bir şeyi bir şeyden sökmek
44	Deyim	cut someone or something loose from something f.	birinin/bir şeyin bir şeyle bağını/bağlantısını kesmek
45	Deyim	cut someone or something loose from something f.	birini/bir şeyi bir şeyden çözmek
46	Deyim	break something loose from something f.	bir şeyi bir şeyden çözmek
47	Deyim	break something loose from something f.	bir şeyi bir şeyden ayırmak
48	Deyim	break something loose from something f.	bir şeyi bir şeyden sökmek
49	Deyim	cut (someone or something) loose f.	(biriyle/bir şeyle) ilişkiyi kesmek
50	Deyim	cut (someone or something) loose f.	(biriyle/bir şeyle) ipleri koparmak
51	Deyim	cut (someone or something) loose f.	(birinin/bir şeyin) ilişiğini kesmek
52	Deyim	cut (someone or something) loose f.	(bir şeyi) kesip (birini/bir şeyi) kurtarmak
53	Deyim	cut (someone or something) loose f.	(bir şeyi) kesip (birini/bir şeyi) ayırmak/çıkarmak
54	Deyim	cut someone/something loose f.	biriyle/bir şeyle ilişkiyi kesmek
55	Deyim	cut someone/something loose f.	birinin/bir şeyin ilişiğini kesmek
56	Deyim	cut someone/something loose f.	biriyle/bir şeyle bağlarını koparmak
57	Deyim	cut someone/something loose f.	biriyle/bir şeyle ipleri koparmak
58	Deyim	let (someone or something) loose f.	(birini/bir şeyi) serbest bırakmak
59	Deyim	let (someone or something) loose f.	(birini/bir şeyi) salıvermek
60	Deyim	let (something) loose f.	(bir şeyi) salmak
61	Deyim	let (something) loose f.	(bir şeyi) serbest bırakmak
62	Deyim	let (something) loose f.	(bir şeyi) ortaya salmak
63	Deyim	let (something) loose f.	(bir şeyi) salıvermek
64	Deyim	let (something) loose f.	(bir şeyi) patlatmak
65	Deyim	let (something) loose f.	(bir şeyin) yayılmasına/büyümesine mahal vermek
66	Deyim	let (something) loose f.	(bir şeyi) kontrolden çıkarmak
67	Deyim	let loose something f.	bir şey çığlığı atmak
68	Deyim	let loose something f.	bir şeyi bağırmak
69	Deyim	let somebody/something loose f.	birini/bir şeyi serbest bırakmak
70	Deyim	let somebody/something loose f.	birini/bir şeyi salmak
71	Deyim	let somebody/something loose f.	birini/bir şeyi çözmek
72	Deyim	let somebody/something loose f.	birinin/bir şeyin bağını açmak
73	Deyim	play fast and loose (with someone or something) f.	(birine/bir şeye) karşı sorumsuzca/düşüncesizce davranmak
74	Deyim	play fast and loose (with someone or something) f.	(birine/bir şeye) umursamazca davranmak
75	Deyim	play fast and loose (with someone or something) f.	(birini/bir şeyi) hafife almak
76	Deyim	play fast and loose (with someone or something) f.	(birine/bir şeye) yeterli özeni/dikkati göstermemek
77	Deyim	set (someone or something) loose f.	(birini/bir şeyi) serbest bırakmak
78	Deyim	set (someone or something) loose f.	(birini/bir şeyi) salıvermek
79	Deyim	set (someone or something) loose f.	(birini/bir şeyi) özgür bırakmak
80	Deyim	set (someone or something) loose f.	(birini/bir şeyi) başı boş bırakmak
81	Deyim	tear loose from (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) kaçmak
82	Deyim	tear loose from (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) kurtulmak
83	Deyim	tear yourself/something loose (from somebody/something) f.	kendini/bir şeyi (birinden/bir şeyden) kurtarmak
84	Deyim	tear yourself/something loose (from somebody/something) f.	kendini/bir şeyi (birinden/bir şeyden) zorla kurtarmak/ayırmak
85	Deyim	turn (someone or something) loose f.	(birini/bir şeyi) serbest bırakmak
86	Deyim	turn (someone or something) loose f.	(birini/bir şeyi) salıvermek