Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | ne yaparsa yapsın | to save (one's) life expr. |
Deyim | ne yaparsa yapsın | to save life expr. |
Deyim | ne yaparsa yapsın | to save your life expr. |
Speaking | ||
Konuşma | ne yaparsa yapsın | no matter what she does expr. |
Konuşma | ne yaparsa yapsın | no matter what he does expr. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Konuşma Dili | bırak bildiği gibi yapsın/ne yaparsa yapsın | leave to it f. |
Konuşma Dili | (biri) ne yaparsa yapsın her şey ters gidiyor/başaramıyor | (one) can't win for losing expr. |
Konuşma Dili | (biri) ne yaparsa yapsın her şey ters gidiyor/başaramıyor | (one) can't win for trying expr. |
Idioms | ||
Deyim | ne yaparsa yapsın bulamamak | can't get (something) for love or money f. |
Deyim | (ne yaparsa yapsın) birini memnun edememek | (one) can't win f. |
Deyim | (ne yaparsa yapsın) başaramamak | (one) can't win f. |
Deyim | (biri) ne yaparsa yapsın her şey ters gidiyor/başaramıyor | (one) can't do right for doing wrong [uk] expr. |
Speaking | ||
Konuşma | bırak ne yaparsa yapsın | leave him to it expr. |