one-down - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

one-down



"one-down" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
one-down s. menfaatinden ödün vermiş
one-down s. önceliği başkasına vermiş
one-down s. geride durmuş

"one-down" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 106 sonuç

İngilizce Türkçe
General
one-down position i. bir alt pozisyon
one-down position i. bir alt konum
Phrasals
peg (one) down as (something) f. olarak düşünmek
peg (one) down as (something) f. olduğunu düşünmek
peg (one) down as (something) f. olduğuna inanmak
peg (one) down as (something) f. olarak bilmek
peg (one) down to (something) f. uyum sağlatmak
peg (one) down to (something) f. uymasını sağlamak (kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine)
peg (one) down to (something) f. (kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine) uydurmaya çalışmak
see (one) down (to something or some place) f. -e kadar geçirmek
see (one) down (to something or some place) f. uğurlamak
see (one) down (to something or some place) f. yolcu etmek
see (one) down (to something or some place) f. aşağıya kadar eşlik etmek
jew (one) down f. bir şey için pazarlık etmek
jew (one) down f. bir şeyin fiyatını indirmeye çalışmak
get (one) down f. (birinin) moralini bozmak
get (one) down f. (birinin) canını sıkmak
get (one) down f. (birini) üzmek
get (one) down f. (birinin) keyfini kaçırmak
haul (one) down to (some place) f. (birini bir yere) düşürmek/çekmek
hoot (one) down f. (birini) yuhalamak
hoot (one) down f. (birini) ıslıklamak
hoot (one) down f. (birini) yuhalayıp/ıslıklayıp sahneden indirmek
howl (one) down f. (birini) yuhalayarak/ıslıklayarak susturmak
howl (one) down f. (birini) yuhalayarak/ıslıklayarak sahneden indirmek
set (one) down as (something) f. (birini olumsuz bir şey) olarak değerlendirmek
set (one) down as (something) f. (birini olumsuz bir şey olarak) düşünmek
set (one) down as (something) f. (birini olumsuz bir şey) olarak farz etmek
set (one) down as (something) f. (birini olumsuz bir şey) olarak görmek
set (one) down as (something) f. (birine olumsuz bir şey) olarak bakmak
set (one) down as (something) f. (birine olumsuz bir şey) gözüyle bakmak
Phrases
one down, one to go expr. biri gitti biri kaldı
Idioms
sell one down the river f. öperken ısırmak
cut (one) down in (one's) prime f. kariyerinin zirvesindeyken ölmek
cut (one) down in (one's) prime f. hayatının baharında ölmek
cut (one) down in (one's) prime f. hayatının en parlak evresinde ölmek
cut (one) down in (one's) prime f. bir şeyin yarıda kesilmesine neden olmak
cut (one) down in (one's) prime f. yarıda kesilmek
cut (one) down in (one's) prime f. en parlak/başarılı döneminde bir engelle karşılaşmak
cut (one) down in (one's) prime f. en parlak/başarılı dönemi yarıda kalmak
cut (one) down in (one's) prime f. en güzel zamanların yarıda kalmasına neden olmak
cut (one) down in (one's) prime f. zirvede bırakmak zorunda kalmak
let (one) down easy f. alıştıra alıştıra söylemek
let (one) down easy f. birine bir şeyi onu kırmadan söylemek
sell (one) down the river f. birini satmak
sell (one) down the river f. adam satmak
sell (one) down the river f. ihanet etmek
sell (one) down the river f. kendi çıkarları için birini satmak
sell (one) down the river f. sırtından vurmak/bıçaklamak
sell (one) down the river f. arkasından vurmak
whistle (one) down the wind f. birini salmak/salıvermek
whistle (one) down the wind f. birini terk etmek
whistle (one) down the wind f. birine yol vermek (terk etmek)
whistle (one) down the wind f. birini karalamak
whistle (one) down the wind f. birine çamur atmak/iftira atmak
whistle (one) down the wind f. birini kötülemek
whistle (one) down the wind f. adına leke çalmak
beat (one) down to size f. (birinin) boyunun ölçüsün almak
beat (one) down to size f. (birine) dersini vermek
beat (one) down to size f. (birine) haddini bildirmek
beat (one) down to size f. (birinin) burnunu sürtmek
bring (one) down a peg (or two) f. (birinin) ağzının payını vermek
bring (one) down a peg (or two) f. (birinin) burnunu sürtmek
bring (one) down a peg (or two) f. (birinin) fiyakasını bozmak
bring (one) down a peg (or two) f. (birinin) karizmasını çizmek
bring (one) down a peg (or two) f. (birini) rezil etmek
bring (one) down a peg (or two) f. (birinin) maskesini düşürmek
bring (one) down to earth f. (birini) gerçeklerle yüzleştirmek
bring (one) down to earth f. (birinin) ayaklarını yere bastırmak
bring (one) down to earth f. (birini) hayal aleminden uyandırmak
bring (one) down to earth f. (birini) gerçek dünyaya döndürmek
knock (one) down a notch (or two) f. (birinin) ağzının payını vermek
knock (one) down a notch (or two) f. (birinin) egosunu yerle bir etmek
knock (one) down a notch (or two) f. (birine) gününü göstermek
knock (one) down a notch (or two) f. (birini) rezil etmek
knock (one) down a notch (or two) f. (birini) yerin dibine sokmak
knock (one) down a peg (or two) f. (birinin) ağzının payını vermek
knock (one) down a peg (or two) f. (birinin) egosunu yerle bir etmek
knock (one) down a peg (or two) f. (birine) gününü göstermek
knock (one) down a peg (or two) f. (birini) rezil etmek
knock (one) down a peg (or two) f. (birini) yerin dibine sokmak
knock (one) down a peg (or two) f. (birine) dersini vermek
knock (one) down to size f. (birinin) ağzının payını vermek
knock (one) down to size f. (birinin) egosunu yerle bir etmek
knock (one) down to size f. (birine) gününü göstermek
knock (one) down to size f. (birini) rezil etmek
knock (one) down to size f. (birini) yerin dibine sokmak
knock (one) down to size f. (birine) dersini vermek
lead (one) down the garden path f. (birini) aldatmak
lead (one) down the garden path f. (birini) kandırmak
lead (one) down the garden path f. (birine) karşı dürüst olmamak
let (one) down gently f. (birini) yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak
let (one) down gently f. (birine) kötü haberi alıştıra alıştıra vermek
put (one) down for (something) f. (birini bir şey) için bir listeye yazmak/eklemek
put (one) down for (something) f. (birinin adını bir şey) için bir listeye yazmak
put (one) down for (something) f. (birinin ismini bir şey) için not almak
put (one) down for (something) f. (birini/birinin ismini bir şeye) yazmak/eklemek
take (one) down memory lane f. (birini) anılara götürmek
take (one) down memory lane f. (birini) eski günlere/maziye götürmek
take (one) down memory lane f. (birini) geçmişe götürmek
take (one) down memory lane f. (birine) anıları hatırlatmak
take (one) down memory lane f. (birine) eskiyi anımsatmak
Technical
one down expr. eksi bir
Slang
jaw (one) down f. (birini) azarlamak
jaw (one) down f. (birini) küçük düşürmek
jaw (one) down f. (birini) bastırmak