Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
one-down
"one-down"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Colloquial
1
Konuşma Dili
one-down
s.
menfaatinden ödün vermiş
2
Konuşma Dili
one-down
s.
önceliği başkasına vermiş
3
Konuşma Dili
one-down
s.
geride durmuş
"one-down"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 106 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
one-down position
i.
bir alt pozisyon
2
Genel
one-down position
i.
bir alt konum
Phrasals
3
Öbek Fiiller
peg (one) down as (something)
f.
olarak düşünmek
4
Öbek Fiiller
peg (one) down as (something)
f.
olduğunu düşünmek
5
Öbek Fiiller
peg (one) down as (something)
f.
olduğuna inanmak
6
Öbek Fiiller
peg (one) down as (something)
f.
olarak bilmek
7
Öbek Fiiller
peg (one) down to (something)
f.
uyum sağlatmak
8
Öbek Fiiller
peg (one) down to (something)
f.
uymasını sağlamak (kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine)
9
Öbek Fiiller
peg (one) down to (something)
f.
(kurallara, standartlara, belli bir davranış biçimine) uydurmaya çalışmak
10
Öbek Fiiller
see (one) down (to something or some place)
f.
-e kadar geçirmek
11
Öbek Fiiller
see (one) down (to something or some place)
f.
uğurlamak
12
Öbek Fiiller
see (one) down (to something or some place)
f.
yolcu etmek
13
Öbek Fiiller
see (one) down (to something or some place)
f.
aşağıya kadar eşlik etmek
14
Öbek Fiiller
jew (one) down
f.
bir şey için pazarlık etmek
15
Öbek Fiiller
jew (one) down
f.
bir şeyin fiyatını indirmeye çalışmak
16
Öbek Fiiller
get (one) down
f.
(birinin) moralini bozmak
17
Öbek Fiiller
get (one) down
f.
(birinin) canını sıkmak
18
Öbek Fiiller
get (one) down
f.
(birini) üzmek
19
Öbek Fiiller
get (one) down
f.
(birinin) keyfini kaçırmak
20
Öbek Fiiller
haul (one) down to (some place)
f.
(birini bir yere) düşürmek/çekmek
21
Öbek Fiiller
hoot (one) down
f.
(birini) yuhalamak
22
Öbek Fiiller
hoot (one) down
f.
(birini) ıslıklamak
23
Öbek Fiiller
hoot (one) down
f.
(birini) yuhalayıp/ıslıklayıp sahneden indirmek
24
Öbek Fiiller
howl (one) down
f.
(birini) yuhalayarak/ıslıklayarak susturmak
25
Öbek Fiiller
howl (one) down
f.
(birini) yuhalayarak/ıslıklayarak sahneden indirmek
26
Öbek Fiiller
set (one) down as (something)
f.
(birini olumsuz bir şey) olarak değerlendirmek
27
Öbek Fiiller
set (one) down as (something)
f.
(birini olumsuz bir şey olarak) düşünmek
28
Öbek Fiiller
set (one) down as (something)
f.
(birini olumsuz bir şey) olarak farz etmek
29
Öbek Fiiller
set (one) down as (something)
f.
(birini olumsuz bir şey) olarak görmek
30
Öbek Fiiller
set (one) down as (something)
f.
(birine olumsuz bir şey) olarak bakmak
31
Öbek Fiiller
set (one) down as (something)
f.
(birine olumsuz bir şey) gözüyle bakmak
Phrases
32
İfadeler
one down, one to go
expr.
biri gitti biri kaldı
Idioms
33
Deyim
sell one down the river
f.
öperken ısırmak
34
Deyim
cut (one) down in (one's) prime
f.
kariyerinin zirvesindeyken ölmek
35
Deyim
cut (one) down in (one's) prime
f.
hayatının baharında ölmek
36
Deyim
cut (one) down in (one's) prime
f.
hayatının en parlak evresinde ölmek
37
Deyim
cut (one) down in (one's) prime
f.
bir şeyin yarıda kesilmesine neden olmak
38
Deyim
cut (one) down in (one's) prime
f.
yarıda kesilmek
39
Deyim
cut (one) down in (one's) prime
f.
en parlak/başarılı döneminde bir engelle karşılaşmak
40
Deyim
cut (one) down in (one's) prime
f.
en parlak/başarılı dönemi yarıda kalmak
41
Deyim
cut (one) down in (one's) prime
f.
en güzel zamanların yarıda kalmasına neden olmak
42
Deyim
cut (one) down in (one's) prime
f.
zirvede bırakmak zorunda kalmak
43
Deyim
let (one) down easy
f.
alıştıra alıştıra söylemek
44
Deyim
let (one) down easy
f.
birine bir şeyi onu kırmadan söylemek
45
Deyim
sell (one) down the river
f.
birini satmak
46
Deyim
sell (one) down the river
f.
adam satmak
47
Deyim
sell (one) down the river
f.
ihanet etmek
48
Deyim
sell (one) down the river
f.
kendi çıkarları için birini satmak
49
Deyim
sell (one) down the river
f.
sırtından vurmak/bıçaklamak
50
Deyim
sell (one) down the river
f.
arkasından vurmak
51
Deyim
whistle (one) down the wind
f.
birini salmak/salıvermek
52
Deyim
whistle (one) down the wind
f.
birini terk etmek
53
Deyim
whistle (one) down the wind
f.
birine yol vermek (terk etmek)
54
Deyim
whistle (one) down the wind
f.
birini karalamak
55
Deyim
whistle (one) down the wind
f.
birine çamur atmak/iftira atmak
56
Deyim
whistle (one) down the wind
f.
birini kötülemek
57
Deyim
whistle (one) down the wind
f.
adına leke çalmak
58
Deyim
beat (one) down to size
f.
(birinin) boyunun ölçüsün almak
59
Deyim
beat (one) down to size
f.
(birine) dersini vermek
60
Deyim
beat (one) down to size
f.
(birine) haddini bildirmek
61
Deyim
beat (one) down to size
f.
(birinin) burnunu sürtmek
62
Deyim
bring (one) down a peg (or two)
f.
(birinin) ağzının payını vermek
63
Deyim
bring (one) down a peg (or two)
f.
(birinin) burnunu sürtmek
64
Deyim
bring (one) down a peg (or two)
f.
(birinin) fiyakasını bozmak
65
Deyim
bring (one) down a peg (or two)
f.
(birinin) karizmasını çizmek
66
Deyim
bring (one) down a peg (or two)
f.
(birini) rezil etmek
67
Deyim
bring (one) down a peg (or two)
f.
(birinin) maskesini düşürmek
68
Deyim
bring (one) down to earth
f.
(birini) gerçeklerle yüzleştirmek
69
Deyim
bring (one) down to earth
f.
(birinin) ayaklarını yere bastırmak
70
Deyim
bring (one) down to earth
f.
(birini) hayal aleminden uyandırmak
71
Deyim
bring (one) down to earth
f.
(birini) gerçek dünyaya döndürmek
72
Deyim
knock (one) down a notch (or two)
f.
(birinin) ağzının payını vermek
73
Deyim
knock (one) down a notch (or two)
f.
(birinin) egosunu yerle bir etmek
74
Deyim
knock (one) down a notch (or two)
f.
(birine) gününü göstermek
75
Deyim
knock (one) down a notch (or two)
f.
(birini) rezil etmek
76
Deyim
knock (one) down a notch (or two)
f.
(birini) yerin dibine sokmak
77
Deyim
knock (one) down a peg (or two)
f.
(birinin) ağzının payını vermek
78
Deyim
knock (one) down a peg (or two)
f.
(birinin) egosunu yerle bir etmek
79
Deyim
knock (one) down a peg (or two)
f.
(birine) gününü göstermek
80
Deyim
knock (one) down a peg (or two)
f.
(birini) rezil etmek
81
Deyim
knock (one) down a peg (or two)
f.
(birini) yerin dibine sokmak
82
Deyim
knock (one) down a peg (or two)
f.
(birine) dersini vermek
83
Deyim
knock (one) down to size
f.
(birinin) ağzının payını vermek
84
Deyim
knock (one) down to size
f.
(birinin) egosunu yerle bir etmek
85
Deyim
knock (one) down to size
f.
(birine) gününü göstermek
86
Deyim
knock (one) down to size
f.
(birini) rezil etmek
87
Deyim
knock (one) down to size
f.
(birini) yerin dibine sokmak
88
Deyim
knock (one) down to size
f.
(birine) dersini vermek
89
Deyim
lead (one) down the garden path
f.
(birini) aldatmak
90
Deyim
lead (one) down the garden path
f.
(birini) kandırmak
91
Deyim
lead (one) down the garden path
f.
(birine) karşı dürüst olmamak
92
Deyim
let (one) down gently
f.
(birini) yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak
93
Deyim
let (one) down gently
f.
(birine) kötü haberi alıştıra alıştıra vermek
94
Deyim
put (one) down for (something)
f.
(birini bir şey) için bir listeye yazmak/eklemek
95
Deyim
put (one) down for (something)
f.
(birinin adını bir şey) için bir listeye yazmak
96
Deyim
put (one) down for (something)
f.
(birinin ismini bir şey) için not almak
97
Deyim
put (one) down for (something)
f.
(birini/birinin ismini bir şeye) yazmak/eklemek
98
Deyim
take (one) down memory lane
f.
(birini) anılara götürmek
99
Deyim
take (one) down memory lane
f.
(birini) eski günlere/maziye götürmek
100
Deyim
take (one) down memory lane
f.
(birini) geçmişe götürmek
101
Deyim
take (one) down memory lane
f.
(birine) anıları hatırlatmak
102
Deyim
take (one) down memory lane
f.
(birine) eskiyi anımsatmak
Technical
103
Teknik
one down
expr.
eksi bir
Slang
104
Argo
jaw (one) down
f.
(birini) azarlamak
105
Argo
jaw (one) down
f.
(birini) küçük düşürmek
106
Argo
jaw (one) down
f.
(birini) bastırmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of one-down
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy