This led to the collapse of cost prices and a rise in retail price.
Bu durum maliyet fiyatlarının düşmesine ve perakende fiyatlarının artmasına yol açmıştır.
We should protect the hunter's right to hunt but we should not guarantee him an unprotected route into retail outlets.
Avcının avlanma hakkını korumalıyız, ancak ona perakende satış noktalarına korumasız bir yol garanti etmemeliyiz.
Who does it benefit, except a handful of large retail outlets which you can count on the fingers of one hand?
Bunun kime faydası var, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda büyük perakende satış mağazası dışında?
We have firm evidence that several major retail chains in Germany have delisted.
Almanya'daki bazı büyük perakende zincirlerinin listeden çıkarıldığına dair elimizde kesin kanıtlar var.
That will improve the functioning of that internal market in insurance, particularly as regards retail markets.
Bu, özellikle perakende piyasaları ile ilgili olarak sigortacılıkta iç pazarın işleyişini iyileştirecektir.