| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | re-establish f. | yeniden kurmak | ||
|
Perhaps I can just re-establish the context in which we are having this debate. Belki de bu tartışmayı yürüttüğümüz bağlamı yeniden kurabilirim. More Sentences |
||||
| Genel | re-establish f. | yeniden tesis etmek | ||
|
This will contribute hugely towards re-establishing the confidence of the European citizens in this institution. Bu, Avrupa vatandaşlarının bu kuruma olan güveninin yeniden tesis edilmesine büyük katkı sağlayacaktır. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | re-establish f. | yeniden tesis etmek | ||
|
We believe these measures are an important step on the road to re-establishing consumer and public confidence. Bu tedbirlerin tüketici ve kamu güveninin yeniden tesis edilmesi yolunda önemli bir adım olduğuna inanıyoruz. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | re-establish f. | eski durumuna geri getirmek | ||
| Genel | re-establish f. | yeniden kullanıma açmak | ||
| Genel | re-establish f. | yeniden var etmek | ||
| Genel | re-establish f. | farklı bir yerde/biçimde yeniden oluşturmak | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | re-establish f. | iade-i itibar etmek | ||
