İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktar olmak |
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktar etmek |
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktara ulaşmak/gelmek |
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktarı bulmak |
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktar tutmak |
Öbek Fiiller | run to something f. | toplamda belli bir miktara varmak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | run in (to something) f. | akmak |
Öbek Fiiller | run in (to something) f. | koşarak girmek |
Öbek Fiiller | run down to (something) f. | bir koşu (bir yere/şeye) gitmek |
Öbek Fiiller | run down to (something) f. | hızlıca/hemen (bir yere/şeye) gitmek |
Öbek Fiiller | run down to (something) f. | çabucak (bir yere/şeye) uğramak |
Öbek Fiiller | run from something to something f. | bir şeyden bir şeye koşmak |
Öbek Fiiller | run from something to something f. | bir şeyden bir şeye koşturmak |
Phrases | ||
İfadeler | the run-up to something expr. | önemli bir olayın arifesi |
İfadeler | the run-up to something expr. | önemli bir olayın arifesinde |
İfadeler | the run-up to something expr. | önemli bir olayın öncesi |
İfadeler | the run-up to something expr. | önemli bir olayın öncesinde |
Idioms | ||
Deyim | run counter to something f. | bir şey ile çelişmek |
Deyim | run counter to something f. | bir şey ile ters düşmek |