Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | sınıflandırılmak | be classified f. | ||
Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime. Ceza hukuku olarak da bilinen ceza hukuku, suç olarak sınıflandırılan bir eylemin kovuşturulmasını içerir. More Sentences |
||||
Genel | sınıflandırılmak | be classed f. | ||
In these statistics Egypt is classed as an African nation. Bu istatistiklerde Mısır bir Afrika ülkesi olarak sınıflandırılır. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | (bir kategori içinde) sınıflandırılmak | belong f. |
Genel | olarak sınıflandırılmak | count f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (bir şey) olarak sınıflandırılmak | rate as (something) f. |
Öbek Fiiller | (bir şey) altında sınıflandırılmak | come under (something) f. |