situ - Türkçe İngilizce Sözlük

situ

"situ" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
General
situ zf. ait olduğu yerde
The furniture remained in situ during the renovation process.
Yenileme sırasında, mobilyalar olduğu yerde kaldı.

More Sentences
situ zf. bulunulan yerde

"situ" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 81 sonuç

İngilizce Türkçe
General
in situ zf. yerinde
Embassies of EU Member States could play a more supervisory role in situ.
AB Üye Devletlerinin büyükelçilikleri yerinde daha denetleyici bir rol oynayabilir.

More Sentences
in-situ zf. ait olduğu yerde
The archaeological site was left in situ for further study.
Arkeolojik alan, daha fazla çalışma yapılabilmesi amacıyla ait olduğu yerde bırakılmıştır.

More Sentences
Psychology
in situ zf. yerinde
Embassies of EU Member States could play a more supervisory role in situ.
AB Üye Devletlerinin büyükelçilikleri yerinde daha denetleyici bir rol oynayabilir.

More Sentences
Food Engineering
in situ zf. yerinde
Embassies of EU Member States could play a more supervisory role in situ.
AB Üye Devletlerinin büyükelçilikleri yerinde daha denetleyici bir rol oynayabilir.

More Sentences
General
in-situ examination i. yerinde tetkik
in-situ examination i. (olay) yerinde soruşturma
see in situ f. yerinde görmek
in situ zf. doğal durumunda
in situ zf. olduğu yerde
in situ zf. ait olduğu yerde
in situ zf. asıl yerinde
in-situ zf. yerinde
Trade/Economic
in-situ reserve i. yerinde rezerv
in-situ checks i. yerinde kontroller
Politics
in-situ restructuring i. mekanda yeniden yapılanma
Technical
in situ test i. arazide test
cast-in-situ structure i. monolitik strüktür
survey method in situ i. yerinde yapılan araştırma metodu
in situ measurement i. yerinde ölçme
in-situ chemical reaction sintering i. yerinde kimyasal tepkimeyle sinterleme
in-situ electron microscopy i. yerinde elektron mikroskopi
in-situ processing i. yerinde süreçleme
in-situ compaction i. yerinde sıkılama
in-situ chemical reaction i. yerinde kimyasal tepkime
in-situ transformation i. yerinde dönüşüm
in situ test i. yerinde deney
in-situ nucleation i. yerinde çekirdeklenme
in-situ processing i. yerinde işleme
in situ test i. yerinde deneme
in situ combustion i. yerinde yanma
in-situ s. yerinde
ex-situ expr. doğal yeri dışında
in situ expr. mahallinde
Construction
erection in situ i. işyerinde montaj
in-situ soil tests i. yapıyerinde zemin deneyleri
cast-in-situ pile i. yerinde dökme kazık
cast-in-situ concrete chimney i. yerinde dökme beton baca
in-situ test i. yerinde yapılan deneme
in-situ concrete slab i. yerinde dökme beton döşeme
in situ s. kaynaklandığı yerde
in situ s. oluştuğu yerde
in-situ s. yerinde yapım
Medical
squamous cell carcinoma in situ i. bowen hastalığı
in situ hybridization i. in situ hibridizasyon
squamous carcinoma in situ i. in situ skuamöz karsinom
carcinoma in situ i. karsinoma in situ
situ carcinoma i. situ karsinom
laser-assisted in situ keratomileusis (lasik) i. lasik ameliyatı
laser-assisted in situ keratomileusis (lasik) i. lasek ameliyatı
laser-assisted in situ keratomileusis (lasik) i. korneayı yeniden şekillendiren refraktif bir cerrahi işlem
in situ s. olduğu yerde duran
in situ s. bozulmamış
in situ zf. tabi vaziyetinde
in situ zf. olduğu yerde
in situ zf. bozulmamış halde
in situ expr. asıl yerinde
Pathology
carcinoma in situ of exocervix i. ekzoserviksde karsinoma in situ
carcinoma in situ of endocervix i. endoserviksde karsinoma in situ
carcinoma in situ of endometrium i. endometriumda karsinoma in situ
carcinoma in situ of penis i. penisde karsinoma in situ
carcinoma in situ of prostate i. prostatda karsinoma in situ
ca in situ other parts of cervix i. serviksde karsinoma in situ
carcinoma in situ of cervix i. serviksde karsinoma in situ
carcinoma in situ of vagina i. vajinada karsinoma in situ
carcinoma in situ of vulva i. vulvada karsinoma in situ
ductal carcinoma in situ i. duktal karsinoma in situ
ductal carcinoma in situ i. memenin kendi içinde oluşan kanser türü
cis (carcinoma in situ) kısalt. in situ kanser
cis (carcinoma in situ) kısalt. in situ karsinom
dcis (ductal carcinoma in situ) kısalt. duktal karsinoma in situ
Chemistry
fluorescence in situ hybridization (fish) i. floresan in situ hibridizasyonu
in-situ reforming i. yerinde dönüşüm (düzeltim)
Biology
ex-situ conservation i. doğal yeri dışında koruma
in situ hybridization i. hücre içi hibridizasyon
Environment
in-situ test i. yerinde kontrol
in situ leaching i. yerinde süzme
in-situ solution mining i. yerinde çözelti madenciliği
in-situ-leaching i. yerinde özütleme
Geography
in-situ test i. yerinde deney
Geology
in-situ-formed s. yerinde oluşturulmuş
Latin
in situ zf. doğal yerinde