İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | sixties i. | altmışlı yıllar | ||
Burma, since the sixties, has isolated itself from the world at large, at great cost to its own people. Burma, altmışlı yıllardan bu yana, kendi halkına büyük bedeller ödeterek kendisini dünyadan izole etti. More Sentences |
||||
Genel | sixties i. | altmışlı yaşlar | ||
Papas and Mamas in Europe in their fifties and sixties own and manage their businesses traditionally. Avrupa'da ellili ve altmışlı yaşlardaki babalar ve anneler işlerini geleneksel olarak yürütüyorlar. More Sentences |
||||
Genel | sixties i. | altmışlar | ||
Genel | sixties i. | altmış ila yetmiş arasındaki sayılar | ||
Genel | sixties i. | bölümlemede 60-70 aralığına düşen kısım |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrases | ||||
İfadeler | in her sixties expr. | altmışlı yaşlarında | ||
It was 40 years in the future and so she was in her sixties. Kırk yıl sonraydı ve bu yüzden altmışlı yaşlarındaydı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | mid-sixties i. | 60 ila 70'li yaşlar arası | ||
Genel | in sixties zf. | altmışlı yıllarda | ||
Genel | in the sixties zf. | altmışlı yıllarda/senelerde | ||
Genel | in the sixties zf. | altmışlarda | ||
Phrases | ||||
İfadeler | in her sixties expr. | altmışlarında |