skinned - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

skinned

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"skinned" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 7 sonuç

İngilizce Türkçe
General
skinned s. derisi soyulmuş
skinned s. derisi yüzülmüş
skinned s. sıyrık
skinned s. ayıklanmış
skinned s. derili
skinned s. kabuklu
skinned s. çimleri biçilmiş

"skinned" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 73 sonuç

İngilizce Türkçe
General
thin-skinned plum i. üryani eriği
keep one's eyes skinned f. dikkatli olmak
keep one's eyes skinned f. göz kulak olmak
keep one's eyes skinned f. gözünü dört açmak
keep one's eyes skinned f. gözünü açmak
keep one's eyes skinned f. tetikte olmak
light skinned s. açık tenli
thin skinned s. duygusal
thick skinned s. vurdumduymaz
brown-skinned s. kumral
dark-skinned s. esmer
dark-skinned s. buğday benizli
fair-skinned s. sarışın
dark-skinned s. esmer tenli
thin-skinned s. kırılgan
thin-skinned s. hassas
thin-skinned s. darılgan
thin-skinned s. buluttan nem kapan
thin-skinned s. alıngan
white-skinned s. beyaz tenli
wheat-skinned s. buğday tenli
thin-skinned s. fazla duygusal
dark-skinned s. koyu tenli
light-skinned s. açık/beyaz tenli
pale-skinned s. soluk tenli
thin-skinned s. ince derili
thin-skinned s. ince kabuklu
tough-skinned s. sert kabuklu
tough-skinned s. vurdumduymaz
tough-skinned s. eleştiriye duyarsız
velvety-skinned s. kadifemsi cilde sahip olan
velvety-skinned s. kadifemsi ciltli
velvety-skinned s. yumuşak ciltli
-skinned s. … ciltli
smooth-skinned s. yumuşak ciltli
smooth-skinned s. yumuşak derili
smooth-skinned s. pürüzsüz derili
smooth-skinned s. yüzeyi pürüzsüz
Colloquial
keep your eyes skinned expr. gözlerini dört aç
Idioms
keep one's eyes peeled/skinned f. dikkat kesilmek
keep one's eyes peeled/skinned f. gözlerini dört açmak
keep one's eyes skinned f. gözünü dört açmak
keep one's eyes skinned f. pür dikkat olmak
keep (one's) eyes skinned (for someone or something) f. (birine/bir şeye) bakar olmak
keep (one's) eyes skinned (for someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak
keep (one's) eyes skinned (for someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı gözünü dört açmak
keep (one's) eye skinned (for someone or something) f. (birine/bir şeye) bakar olmak
keep (one's) eye skinned (for someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak
keep (one's) eye skinned (for someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı gözünü dört açmak
thick-skinned s. duygusuz
thick-skinned s. kalın derili
thick-skinned s. kalın kabuklu
thick-skinned s. perdesi yırtık
thick-skinned s. vurdumduymaz kör ayvaz
thick-skinned s. vurdumduymaz
keep your eyes skinned expr. gözünü aç
keep your eyes skinned expr. gözünü dört aç
keep your eyes skinned expr. tetikte ol
keep your eyes skinned expr. dikkatli ol
Technical
self-skinned high-density material i. kendinden kabuklu yüksek yoğunluklu malzeme
self-skinned s. kendinden kabuklu
Zoology
saggy-skinned frog i. titikaka kurbağası
Botanic
red-skinned onion (allium haematochiton) i. kaliforniya'da yetişen koyu kırmızı kabuklu beyaz bir soğan
hard-skinned puffball i. yalancı trüf mantarı
hard-skinned puffball i. yalancı domalan mantarı
hard-skinned puffball i. scleroderma cinsine ait toprak altında yetişen kalın yüzeyli trüf benzeri mantar
Agriculture
golden-skinned grape i. şarap yapımında kullanılan bir üzüm türü
Social Sciences
white-skinned people i. beyaz derili insanlar
Military
soft-skinned vehicle i. zırhsız araç
soft-skinned s. zırhı olmayan
soft-skinned s. zırh takılmamış
soft-skinned s. zırhsız
Reptiles
rough-skinned newt (taricha granulosa) i. sert derili semender