Geçmiş

so much

"so much" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 9 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	so much s.	eşit miktarda
2	Genel	so much s.	belirtilmemiş miktarda
3	Genel	so much zf.	bu kadar
4	Genel	so much zf.	bunca
5	Genel	so much zf.	çok
6	Genel	so much expr.	falanca miktar
7	Genel	so much expr.	diyelim ki şu miktar
8	Genel	so much expr.	hepsi bu kadar
9	Genel	so much expr.	tek söylenebilecek budur

"so much" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 185 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	so much hate i.	çok fazla nefret
2	Genel	suffer so much after having something good f.	burnundan gelmek
3	Genel	put so much effort into f.	çok çaba sarfetmek
4	Genel	run so much f.	çok koşmak
5	Genel	ever so much zf.	derecesiz
6	Genel	ever so much zf.	pek çok
7	Genel	so much more zf.	kat be kat
8	Genel	so much more zf.	kat kat fazla
9	Genel	so much more zf.	katbekat
10	Genel	so much for ed.	-e bakın
11	Genel	so much so that bağ.	zaten
12	Genel	so much so that bağ.	öyle ki
13	Genel	so much as bağ.	ne kadar çok olursa
14	Genel	so much so that bağ.	hatta o kadar ki
15	Genel	so much the better! ünl.	canına minnet!
16	Genel	so much for that ünl.	şimdilik bu kadar yeter
Phrases
17	İfadeler	not so much (something) as (something else) zf.	(bir şey) olmaktan çok (başka bir şey)
18	İfadeler	not so much something as something zf.	(bir şey) olmaktan çok (başka bir şey)
19	İfadeler	not so much (something) as (something else) zf.	(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de
20	İfadeler	not so much something as something zf.	(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de
21	İfadeler	not so much (something) as (something else) zf.	(bir şey) olmasını geçtim (başka bir şey) de
22	İfadeler	not so much something as something zf.	(bir şey) olmasını geçtim (başka bir şey) de
23	İfadeler	so much as zf.	bile
24	İfadeler	without so much as (doing) (something) expr.	kurallara dikkat etmeden
25	İfadeler	without so much as expr.	kurallara dikkat etmeden
26	İfadeler	without so much as something/as doing something expr.	kurallara dikkat etmeden
27	İfadeler	not so much as something/as doing something expr.	kurallara dikkat etmeden
28	İfadeler	without so much as (doing) (something) expr.	bile demeden/yapmadan
29	İfadeler	without so much as expr.	bile demeden/yapmadan
30	İfadeler	without so much as something/as doing something expr.	bile demeden/yapmadan
31	İfadeler	not so much as something/as doing something expr.	bile demeden/yapmadan
32	İfadeler	so much the more expr.	bahusus ki
33	İfadeler	so much time expr.	çok fazla zaman
34	İfadeler	I love him so much that expr.	onu o kadar seviyorum ki
35	İfadeler	in so much that expr.	o dereceye kadar
36	İfadeler	so much so that expr.	o dereceye ki
37	İfadeler	I love her so much that expr.	onu o kadar seviyorum ki
38	İfadeler	in so much that expr.	o kadar ki
39	İfadeler	so much the more expr.	özellikle
40	İfadeler	so much the more expr.	özellikle de
41	İfadeler	so/that much expr.	o denli
42	İfadeler	so much so that expr.	şöyle ki
43	İfadeler	so much the more expr.	çok daha fazlası
Colloquial
44	Konuşma Dili	not so much as (do something) f.	(bir şeyi) kibarca yapmamak
45	Konuşma Dili	not so much as (do something) f.	(bir şeyi) normal bir şekilde yapmamak
46	Konuşma Dili	not so much as (do something) f.	(bir şeyi) beklenen şekilde yapmamak
47	Konuşma Dili	not so much as (do something) f.	(bir şeyi) birinden beklenen şekilde yapmamak
48	Konuşma Dili	not so much as (do something) f.	(bir şeyi) olması gerektiği gibi yapmamak
49	Konuşma Dili	not so much as (do something) f.	birinde suçladığı (bir şeyi) kendisi de yapmamak
50	Konuşma Dili	be so much/many (something) f.	baştan aşağı (saçma) olmak
51	Konuşma Dili	be so much/many (something) f.	sadece (isimden) ibaret olmak
52	Konuşma Dili	only do so much f.	pek bir fark yaratmamak
53	Konuşma Dili	only do so much f.	pek bir gelişme sağlamamak
54	Konuşma Dili	only do so much f.	pek bir fayda/yarar sağlamamak
55	Konuşma Dili	only do so much f.	kısmi bir fayda sağlamak
56	Konuşma Dili	only do so much f.	sadece kısmen yararlı olmak
57	Konuşma Dili	only do so much f.	sadece küçük bir fayda sağlamak
58	Konuşma Dili	only do so much f.	önemsiz bir gelişme sağlamak
59	Konuşma Dili	only do so much f.	pek bir işe yaramamak
60	Konuşma Dili	only do so much f.	yalnızca kısmen işe yaramak
61	Konuşma Dili	be not so much (something) as (something else) f.	(bir şey) olmaktan çok (başka bir şey) olmak
62	Konuşma Dili	be not so much (something) as (something else) f.	(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de olmak
63	Konuşma Dili	be not so much (something) as (something else) f.	(bir şeyden) çok (başka bir şey) olmak
64	Konuşma Dili	be not so much something as something f.	bir şey olmaktan çok başka bir şey olmak
65	Konuşma Dili	be not so much something as something f.	bir şey olduğu kadar/olmasının yanı sıra başka bir şey de olmak
66	Konuşma Dili	be not so much something as something f.	bir şeyden çok bir şey olmak
67	Konuşma Dili	be so much/many (something) f.	çok (zor, karışık) gelmek
68	Konuşma Dili	be so much/many (something) f.	tamamen (bir şey olmak)
69	Konuşma Dili	be so much/many (something) f.	(bir şeyden) başka bir şey olmamak
70	Konuşma Dili	be so much/many (something) f.	(bir şeyden) ibaret olmak
71	Konuşma Dili	be so much/many something f.	tamamen bir şey olmak
72	Konuşma Dili	be so much/many something f.	bir şeyden başka bir şey olmamak
73	Konuşma Dili	be so much/many something f.	bir şeyden ibaret olmak
74	Konuşma Dili	be so much/many something f.	baştan aşağı bir şey olmak
75	Konuşma Dili	very much so expr.	çok
76	Konuşma Dili	not so much expr.	çok fazla değil
77	Konuşma Dili	so much the better expr.	çok daha iyi (olur vb)
78	Konuşma Dili	not so much expr.	çok değil
79	Konuşma Dili	very much so expr.	son derece fazla
80	Konuşma Dili	so much for expr.	[... da] buraya kadar(mış)
81	Konuşma Dili	so much for (someone or something) expr.	(biri/bir şey) buraya kadarmış
82	Konuşma Dili	so much so expr.	öyle ki
83	Konuşma Dili	so much so expr.	hatta o kadar ki
84	Konuşma Dili	so much so expr.	zaten
85	Konuşma Dili	so much the worse expr.	daha kötü
86	Konuşma Dili	so much the worse expr.	daha beter
87	Konuşma Dili	so much the worse (for someone or something) expr.	(biri/bir şey için) daha kötü
88	Konuşma Dili	so much the worse (for someone or something) expr.	(biri/bir şey için) daha beter
89	Konuşma Dili	so much the worse for expr.	(birinin) hatası
90	Konuşma Dili	so much the worse for expr.	(birinin) problemi
91	Konuşma Dili	so much the worse for expr.	(biri) için kötü
92	Konuşma Dili	thanks so much expr.	çok teşekkürler
93	Konuşma Dili	thanks so much expr.	çok sağ ol/sağ olun
Idioms
94	Deyim	not so much as (do something) f.	kurallara dikkat etmeden bir şeyi yapmak
95	Deyim	not so much as (do something) f.	sandığı/düşündüğü kadar çok yapmamak
96	Deyim	be able to take only so much f.	(acı/üzüntü) bir yere kadar katlanmak
97	Deyim	be able to take just so much f.	(acı/üzüntü) bir yere kadar katlanmak
98	Deyim	can take just so much f.	(acı/üzüntü) bir yere kadar katlanmak
99	Deyim	can take only so much f.	(acı/üzüntü) bir yere kadar katlanmak
100	Deyim	able to take just so much f.	fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıyı kaldıramamak
101	Deyim	able to take just so much f.	fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya dayanamamak
102	Deyim	able to take just so much f.	fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya tahammül edememek
103	Deyim	able to take just so much f.	fiziksel/ruhsal sıkıntıyı bir yere kadar kaldırabilmek
104	Deyim	able to take just so much f.	fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar dayanabilmek
105	Deyim	able to take just so much f.	fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar tahammül edebilmek
106	Deyim	able to take only so much f.	fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıyı kaldıramamak
107	Deyim	able to take only so much f.	fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya dayanamamak
108	Deyim	able to take only so much f.	fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya tahammül edememek
109	Deyim	able to take only so much f.	fiziksel/ruhsal sıkıntıyı bir yere kadar kaldırabilmek
110	Deyim	able to take only so much f.	fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar dayanabilmek
111	Deyim	able to take only so much f.	fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar tahammül edebilmek
112	Deyim	ever so much zf.	çok fazla
113	Deyim	without so much as asking someone's permission expr.	birisinin iznini istemeden
114	Deyim	without so much as asking someone's permission expr.	birisinden izin almadan
115	Deyim	ever so much expr.	çok çok
116	Deyim	ever so much expr.	fazlasıyla
117	Deyim	without so much as a by your leave expr.	izin bile istemeden
Speaking
118	Konuşma	I miss my parents so/very much expr.	ailemi çok özledim
119	Konuşma	I miss my family so much expr.	ailemi çok özledim
120	Konuşma	why does it mean so much to you? expr.	bu senin için neden bu kadar önemli?
121	Konuşma	thank you so much for inviting me expr.	beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim
122	Konuşma	I like this game so much expr.	bu oyundan çok hoşlanıyorum
123	Konuşma	do you have to make so much noise? expr.	bu kadar çok ses çıkartmak zorunda mısın?
124	Konuşma	thanks so much for taking the time to see me expr.	beni görmeye zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim
125	Konuşma	I like this game so much expr.	bu oyunu çok seviyorum
126	Konuşma	I love them so much expr.	ben onları çok seviyorum
127	Konuşma	a father can only do so much at the birth expr.	bir baba doğum sırasında ancak bu kadarını yapabilir
128	Konuşma	I love you so much expr.	ben seni çok seviyorum
129	Konuşma	thank you so much for inviting me expr.	beni davet ettiğin için çok teşekkür ederim
130	Konuşma	we have so much fun together expr.	birlikte çok eğleniyoruz
131	Konuşma	I learned so much expr.	çok şey öğrendim
132	Konuşma	a father can only do so much at the birth expr.	doğum sırasında babanın elinden ancak bu kadarı gelir
133	Konuşma	I miss you so much expr.	çok özledim seni
134	Konuşma	thank you ever so much expr.	çok çok teşekkür ederim
135	Konuşma	we're going to have so much fun expr.	çok eğleneceğiz
136	Konuşma	I had so much fun expr.	çok eğlendim
137	Konuşma	I have so much to say but you're so far away expr.	çok şeyim var söyleyecek ama sen çok uzaktasın
138	Konuşma	thank you ever so much expr.	çok teşekür ederim
139	Konuşma	you should not worry so much expr.	çok endişelenmemelisin
140	Konuşma	thank you so much expr.	çok teşekkür ederim
141	Konuşma	we're going to have so much fun expr.	deli gibi eğleneceğiz
142	Konuşma	thank you ever so much expr.	çok çok teşekkürler
143	Konuşma	thank you so much expr.	çok teşekkürler
144	Konuşma	I love you all so much expr.	hepinizi çok seviyorum
145	Konuşma	thank you so much for coming expr.	geldiğiniz için çok teşekkür ederim
146	Konuşma	I love her so much expr.	onu çok seviyorum
147	Konuşma	why do you think she/he still hates me so much? expr.	neden hala benden bu kadar nefret ediyor dersin?
148	Konuşma	why do you care about her/him so much? expr.	niye onu bu kadar önemsiyorsun?
149	Konuşma	I love cats so much expr.	kedileri çok seviyorum
150	Konuşma	he insisted so much expr.	o çok ısrar etti
151	Konuşma	I love him so much expr.	onu çok seviyorum
152	Konuşma	I like you so much expr.	senden çok hoşlanıyorum
153	Konuşma	have you ever loved someone so much? expr.	sen hiç birini çok sevdin mi?
154	Konuşma	I like you so much expr.	sizden çok hoşlandım
155	Konuşma	I love you so much expr.	seni çok seviyorum
156	Konuşma	I miss you so much expr.	seni çok özledim
157	Konuşma	I have so much to say but you're so far away expr.	söyleyecek çok şeyim var ancak çok uzaktasın
158	Konuşma	she deserves so much better than you expr.	senden çok daha iyisini hak ediyor
159	Konuşma	thank so very much expr.	size ne kadar teşekkür etsek azdır
160	Konuşma	I love you so much expr.	sizi çok seviyorum
161	Konuşma	I will miss you so much expr.	seni çok özleyeceğim
162	Konuşma	we miss you so much expr.	sizi çok özledik
163	Konuşma	have you ever loved somebody so much? expr.	sen hiç birini çok sevdin mi?
164	Konuşma	I want you so much expr.	seni çok istiyorum
165	Konuşma	I need you so much expr.	sana çok ihtiyacım var
166	Konuşma	I like you so much expr.	senden çok hoşlandım
167	Konuşma	I've heard so much about you expr.	sizin hakkınızda çok şey duydum
168	Konuşma	I like you so much expr.	sizden çok hoşlanıyorum
169	Konuşma	I've heard so much about you expr.	senin hakkında çok şey duydum
170	Konuşma	I miss you so much expr.	seni çok özledim
171	Konuşma	thank you so much for helping me expr.	yardımın için çok teşekkür ederim
172	Konuşma	there's so much you can do expr.	yapabileceğin ne de çok şey var
173	Konuşma	he liked it so much expr.	(bir şeyden) çok hoşlamış
174	Konuşma	he liked it so much expr.	(bir şey) çok hoşuna gitmiş
175	Konuşma	I need this so much expr.	buna çok ihtiyacım var
176	Konuşma	I ran so much expr.	ben çok koştum
177	Konuşma	I ran so much expr.	çok koştum
178	Konuşma	they have so much fun expr.	çok eğleniyorlar
179	Konuşma	they are having so much fun expr.	çok eğleniyorlar
180	Konuşma	they had so much fun expr.	onlar çok eğlendiler
Chat Usage
181	Chatleşme Dili	ilysm (I love you so much) expr.	seni çok seviyorum
182	Chatleşme Dili	I love you so much (ilysm) expr.	seni çok seviyorum
183	Chatleşme Dili	I like you so much expr.	senden çok hoşlanıyorum
184	Chatleşme Dili	I like you so much expr.	senden çok hoşlandım
185	Chatleşme Dili	tysm (thank you so much) kısalt.	çok teşekkür ederim