|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
| General |
|
| 1 |
Genel |
one's value before someone else i.
|
birisinin (birinin) gözündeki değeri |
|
| 2 |
Genel |
live on someone else f.
|
haraç yemek |
|
| 3 |
Genel |
feel a pang of sorrow in one's heart for someone else f.
|
cız etmek |
|
| 4 |
Genel |
give (someone) no chance do anything else f.
|
göz açtırmamak |
|
| 5 |
Genel |
feel a pang of sorrow in one's heart for someone else f.
|
içi cız etmek |
|
| 6 |
Genel |
feel a pang of sorrow in one's heart for someone else f.
|
yüreği cız etmek |
|
| 7 |
Genel |
(someone's path) cross with someone else f.
|
yolları kesişmek |
|
| 8 |
Genel |
(someone's path) cross with someone else f.
|
yolu kesişmek |
|
| 9 |
Genel |
confuse someone with someone else f.
|
birini başkasına benzetmek |
|
| 10 |
Genel |
confuse someone with someone else f.
|
birisini başkasıyla karıştırmak |
|
| 11 |
Genel |
confuse someone with someone else f.
|
birini başka birine benzetmek |
|
| 12 |
Genel |
mix someone up with someone else f.
|
birini başka birine benzetmek |
|
| 13 |
Genel |
mistake someone for someone else f.
|
birini başka birine benzetmek |
|
| 14 |
Genel |
mistake someone for someone else f.
|
birisini başkasıyla karıştırmak |
|
| 15 |
Genel |
mistake someone for someone else f.
|
birini başkasına benzetmek |
|
| 16 |
Genel |
mix someone up with someone else f.
|
birisini başkasıyla karıştırmak |
|
| 17 |
Genel |
mix someone up with someone else f.
|
birini başkasına benzetmek |
|
|
|
| 18 |
Genel |
take the exam for someone else f.
|
başkası yerine sınava girmek |
|
| 19 |
Genel |
mistake someone for someone else f.
|
birisini başka birisi sanmak |
|
| 20 |
Genel |
mistake someone for someone else f.
|
birisini başka birisiyle karıştırmak |
|
| 21 |
Genel |
mix someone up with someone else f.
|
birisini başka birisi sanmak |
|
| 22 |
Genel |
mix someone up with someone else f.
|
birisini başka birisiyle karıştırmak |
|
| 23 |
Genel |
envision someone as someone else f.
|
birisini bir başkasıymış gibi düşünmek/hayal etmek |
|
| 24 |
Genel |
separate someone from someone else f.
|
birini başka birinden ayırmak |
|
| 25 |
Genel |
segregate someone from someone else f.
|
birini başka birinden ayırmak |
|
| 26 |
Genel |
stop someone from hurting anyone else f.
|
başkasına zarar vermesini önlemek |
|
| 27 |
Genel |
wish to be someone else f.
|
başka biri olmayı dilemek |
|
| 28 |
Genel |
want to be like someone else f.
|
başka biri gibi olmak istemek |
|
| 29 |
Genel |
want to be like someone else f.
|
birine özenmek |
|
| 30 |
Genel |
refer someone to someone else f.
|
birini bir başkasına yönlendirmek |
|
| 31 |
Genel |
by someone else zf.
|
başkası tarafından |
|
| Phrasals |
|
| 32 |
Öbek Fiiller |
arbitrate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle diğerinin) aralarını bulmak |
|
| 33 |
Öbek Fiiller |
arbitrate between (someone and someone else) f.
|
uzlaştırmak |
|
| 34 |
Öbek Fiiller |
arbitrate between (someone and someone else) f.
|
barıştırmak |
|
| 35 |
Öbek Fiiller |
arbitrate between (someone and someone else) f.
|
(iki tarafı) uzlaştırmak |
|
| 36 |
Öbek Fiiller |
arbitrate between (someone and someone else) f.
|
(iki tarafı) barıştırmak |
|
| 37 |
Öbek Fiiller |
arbitrate between (someone and someone else) f.
|
(iki taraf arasındaki) anlaşmazlığı gidermek/çözmek |
|
|
|
| 38 |
Öbek Fiiller |
arbitrate between (someone and someone else) f.
|
(iki taraf arasındaki) sorunu gidermek/çözmek |
|
| 39 |
Öbek Fiiller |
arbitrate between (someone and someone else) f.
|
(iki taraf arasında) anlaşma sağlamak/ara buluculuk yapmak |
|
| 40 |
Öbek Fiiller |
get between (someone or something and someone or something else) f.
|
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak |
|
| 41 |
Öbek Fiiller |
get between (someone or something and someone or something else) f.
|
(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak |
|
| 42 |
Öbek Fiiller |
judge between (someone or something and someone or something else) f.
|
iki zıt kişi veya şey arasında karar vermek |
|
| 43 |
Öbek Fiiller |
judge between (someone or something and someone or something else) f.
|
iki zıt kişi veya şey arasında seçim yapmak |
|
| 44 |
Öbek Fiiller |
step between (someone or something and someone or something else) f.
|
(iki kişi veya şey) arasına girmek/adım atmak |
|
| 45 |
Öbek Fiiller |
set someone apart (from someone else) f.
|
ayrı tutmak |
|
| 46 |
Öbek Fiiller |
measure someone against someone else f.
|
birbiriyle kıyaslamak/karşılaştırmak |
|
| 47 |
Öbek Fiiller |
marry someone to someone else f.
|
birini biriyle evlendirmek |
|
| 48 |
Öbek Fiiller |
prefer someone to someone else f.
|
birini başka birine tercih etmek |
|
| 49 |
Öbek Fiiller |
play someone off against someone else f.
|
birini birine karşı kışkırtmak |
|
| 50 |
Öbek Fiiller |
ply (someone with something else) f.
|
birine bir şey (hediyeler vb) vermek |
|
| 51 |
Öbek Fiiller |
rate (someone or something) with (someone or something else) f.
|
ile bir tutmak |
|
| 52 |
Öbek Fiiller |
waver between someone and someone else f.
|
iki kişi arasında kararsız kalmak |
|
| 53 |
Öbek Fiiller |
split something between (someone and someone else) f.
|
(iki kişi) arasında bölüştürmek |
|
| 54 |
Öbek Fiiller |
weld (someone and someone else) together f.
|
(birbirlerine) kaynaştırmak |
|
| 55 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) off of (someone or something else) f.
|
çekip çıkarmak |
|
| 56 |
Öbek Fiiller |
yank (someone or something) off of (someone or something else) f.
|
çekip almak |
|
| 57 |
Öbek Fiiller |
judge between (someone or something) (and someone or something else) f.
|
(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak |
|
| 58 |
Öbek Fiiller |
judge between (someone or something) (and someone or something else) f.
|
(iki veya birkaç şeyden/kişiden) birine karar vermek |
|
| 59 |
Öbek Fiiller |
judge between (someone or something) (and someone or something else) f.
|
(iki veya birkaç şeyden/kişiden birinde) karar kılmak |
|
| 60 |
Öbek Fiiller |
judge between (someone or something and someone or something else) f.
|
(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak |
|
| 61 |
Öbek Fiiller |
judge between (someone or something and someone or something else) f.
|
(iki veya birkaç şeyden/kişiden) birine karar vermek |
|
| 62 |
Öbek Fiiller |
judge between (someone or something and someone or something else) f.
|
(iki veya birkaç şeyden/kişiden birinde) karar kılmak |
|
| 63 |
Öbek Fiiller |
juxtapose (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(iki şeyi/kişiyi) yan yana getirmek |
|
| 64 |
Öbek Fiiller |
juxtapose (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(iki şeyi/kişiyi) yan yana koyup karşılaştırmak |
|
| 65 |
Öbek Fiiller |
juxtapose (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(bir şeyi/kişiyi başka bir şeyle) karşılaştırarak incelemek |
|
| 66 |
Öbek Fiiller |
juxtapose (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(bir şeyi/kişiyi başka bir şeyle) karşılaştırarak düşünmek/değerlendirmek |
|
| 67 |
Öbek Fiiller |
sub someone for (someone else) f.
|
birini (başka biriyle) değiştirmek |
|
| 68 |
Öbek Fiiller |
sub someone for (someone else) f.
|
bir şeyi (başka bir şeyle) değiştirmek |
|
| 69 |
Öbek Fiiller |
sub someone for (someone else) f.
|
birinin yerine başka birini almak |
|
| 70 |
Öbek Fiiller |
sub someone for (someone else) f.
|
bir şeyin yerini başka bir şey almak |
|
| 71 |
Öbek Fiiller |
sub someone for (someone else) f.
|
birinin yerine başka birini görevlendirmek/koymak |
|
| 72 |
Öbek Fiiller |
sub someone for (someone else) f.
|
bir şeyin yerine başka bir şeyi koymak |
|
| 73 |
Öbek Fiiller |
sub someone for (someone else) f.
|
birini (başka birinin yerine) almak |
|
| 74 |
Öbek Fiiller |
switch from someone (to someone else) f.
|
tercih edilen kişiyi değiştirmek |
|
| 75 |
Öbek Fiiller |
switch from someone (to someone else) f.
|
birinin yerine (başka birini) tercih etmek |
|
| 76 |
Öbek Fiiller |
switch from someone (to someone else) f.
|
biriyle ilgili tercihini (başka biriyle) değiştirmek |
|
| 77 |
Öbek Fiiller |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek |
|
|
|
| 78 |
Öbek Fiiller |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) gözüyle bakmak |
|
| 79 |
Öbek Fiiller |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak düşünmek |
|
| 80 |
Öbek Fiiller |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek |
|
| 81 |
Öbek Fiiller |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak görmek |
|
| 82 |
Öbek Fiiller |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) saymak |
|
| 83 |
Öbek Fiiller |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) olarak davranmak |
|
| 84 |
Öbek Fiiller |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi/olarak kabul etmek |
|
| 85 |
Öbek Fiiller |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birine/bir şeye, başka biri/bir şey) gibi yaklaşmak |
|
| 86 |
Öbek Fiiller |
treat (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) olarak ele almak |
|
| 87 |
Öbek Fiiller |
play someone against (someone else) f.
|
birini (başka birine) karşı kışkırtmak |
|
| 88 |
Öbek Fiiller |
play someone against (someone else) f.
|
birini (başka birine) karşı doldurmak/işlemek |
|
| 89 |
Öbek Fiiller |
prize (someone or something) above (someone or something else) f.
|
(birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden) üstün tutmak |
|
| 90 |
Öbek Fiiller |
prize (someone or something) above (someone or something else) f.
|
(birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden) üstüne çıkarmak |
|
| 91 |
Öbek Fiiller |
prize (someone or something) above (someone or something else) f.
|
(birine ya da bir şeye başka birinden ya da bir şeyden) daha değer vermek |
|
| 92 |
Öbek Fiiller |
prize (someone or something) above (someone or something else) f.
|
(birini ya da bir şeyi) kayırmak |
|
| 93 |
Öbek Fiiller |
juxtapose (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) yan yana koyup karşılaştırmak |
|
| 94 |
Öbek Fiiller |
juxtapose (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) yan yana getirmek |
|
| 95 |
Öbek Fiiller |
juxtapose (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) karşılaştırarak incelemek |
|
| 96 |
Öbek Fiiller |
juxtapose (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) karşılaştırarak düşünmek/değerlendirmek |
|
| 97 |
Öbek Fiiller |
match up with (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle) eşit olmak |
|
| 98 |
Öbek Fiiller |
match up with (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle) örtüşmek |
|
| 99 |
Öbek Fiiller |
match up with (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle) benzer özelliklere sahip olmak |
|
| 100 |
Öbek Fiiller |
match up with (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle) denk olmak |
|
| 101 |
Öbek Fiiller |
alternate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında gidip gelmek |
|
| 102 |
Öbek Fiiller |
alternate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında değişimli/dönüşümlü olmak |
|
| 103 |
Öbek Fiiller |
alternate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri arasında) sırayla yapılmak |
|
| 104 |
Öbek Fiiller |
alternate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında gidip gelmek |
|
| 105 |
Öbek Fiiller |
alternate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında değişimli/dönüşümlü olmak |
|
| 106 |
Öbek Fiiller |
alternate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri arasında) sırayla yapılmak |
|
| 107 |
Öbek Fiiller |
attract (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) çekmek |
|
| 108 |
Öbek Fiiller |
attract (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birinin bir şeyin) dikkatini (birine/bir şeye) çekmek |
|
| 109 |
Öbek Fiiller |
attract (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birinin bir şeyin) ilgisini (birine/bir şeye) çekmek |
|
| 110 |
Öbek Fiiller |
attract (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) cezbetmek |
|
| 111 |
Öbek Fiiller |
attune (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) uydurmak |
|
| 112 |
Öbek Fiiller |
attune (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) uyumlu hale getirmek |
|
| 113 |
Öbek Fiiller |
attune (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) adapte etmek |
|
| 114 |
Öbek Fiiller |
attune (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) göre ayarlamak |
|
| 115 |
Öbek Fiiller |
attune (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) göre düzeltmek |
|
| 116 |
Öbek Fiiller |
come between (someone and someone else) f.
|
(iki kişinin) arasında olmak |
|
| 117 |
Öbek Fiiller |
come between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka birinin) arasında olmak |
|
| 118 |
Öbek Fiiller |
come between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka birinin) arasında yer almak/gelmek |
|
| 119 |
Öbek Fiiller |
come between (someone and someone else) f.
|
(iki kişinin) arasına girmek |
|
| 120 |
Öbek Fiiller |
come between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka birinin) arasına girmek |
|
| 121 |
Öbek Fiiller |
come between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka birinin) ilişkisine burnunu sokmak |
|
| 122 |
Öbek Fiiller |
contrast (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak |
|
| 123 |
Öbek Fiiller |
contrast (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) mukayese etmek |
|
| 124 |
Öbek Fiiller |
contrast (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biriyle/bir şeyle) kıyaslamak |
|
| 125 |
Öbek Fiiller |
decide among (someone and someone else) f.
|
(birileri) arasında seçim yapmak |
|
| 126 |
Öbek Fiiller |
decide among (someone and someone else) f.
|
(üç veya daha fazla kişi) arasından seçim yapmak/birine karar vermek |
|
| 127 |
Öbek Fiiller |
decide among (someone and someone else) f.
|
aralarından birini seçmek |
|
| 128 |
Öbek Fiiller |
decide between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında bir seçim yapmak |
|
| 129 |
Öbek Fiiller |
decide between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında bir karar vermek |
|
| 130 |
Öbek Fiiller |
decide between (someone and someone else) f.
|
ikisinin arasında karar vermek |
|
| 131 |
Öbek Fiiller |
decide between (someone and someone else) f.
|
ikisinin arasından birini seçmek |
|
| 132 |
Öbek Fiiller |
differentiate between (someone or something and someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) ayırt etmek |
|
| 133 |
Öbek Fiiller |
differentiate between (someone or something and someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında fark görmek |
|
| 134 |
Öbek Fiiller |
differentiate between (someone or something and someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırmak |
|
| 135 |
Öbek Fiiller |
differentiate between (someone or something and someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında ayrım yaratmak |
|
| 136 |
Öbek Fiiller |
differentiate between (someone or something and someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında fark oluşturmak |
|
| 137 |
Öbek Fiiller |
differentiate between (someone or something and someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) farklı hale getirmek |
|
| 138 |
Öbek Fiiller |
differentiate between (someone or something and someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) ayırt edilebilir hale getirmek |
|
| 139 |
Öbek Fiiller |
differentiate (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırt etmek |
|
| 140 |
Öbek Fiiller |
differentiate (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırmak |
|
| 141 |
Öbek Fiiller |
differentiate (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) farklılaştırmak |
|
| 142 |
Öbek Fiiller |
differentiate (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin başka birinden/bir şeyden) ayırt edilebilir olmasını sağlamak |
|
| 143 |
Öbek Fiiller |
differentiate (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin başka birinden/bir şeyden) farklı olmasını sağlamak |
|
| 144 |
Öbek Fiiller |
discern someone or something from something (else) f.
|
birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırt etmek |
|
| 145 |
Öbek Fiiller |
discern someone or something from something (else) f.
|
birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırmak |
|
| 146 |
Öbek Fiiller |
envision (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak düşünmek |
|
| 147 |
Öbek Fiiller |
envision (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak tasavvur etmek |
|
| 148 |
Öbek Fiiller |
envision (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak gözünde canlandırmak |
|
| 149 |
Öbek Fiiller |
envision (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak zihninde canlandırmak |
|
| 150 |
Öbek Fiiller |
envision (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak hayal etmek |
|
| 151 |
Öbek Fiiller |
substitute someone for (someone else) f.
|
birini (başka biriyle) değiştirmek |
|
| 152 |
Öbek Fiiller |
substitute someone for (someone else) f.
|
birini (başka biriyle) yer değiştirmek |
|
| 153 |
Öbek Fiiller |
substitute someone for (someone else) f.
|
birini (başka birinin) yerine geçirmek |
|
| 154 |
Öbek Fiiller |
substitute someone for (someone else) f.
|
birini (başka biriyle) takas etmek |
|
| 155 |
Öbek Fiiller |
fluctuate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında gidip gelmek |
|
| 156 |
Öbek Fiiller |
fluctuate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında muallakta kalmak |
|
| 157 |
Öbek Fiiller |
fluctuate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında kararsız olmak |
|
| 158 |
Öbek Fiiller |
fluctuate between (someone and someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında tereddüt etmek |
|
| 159 |
Öbek Fiiller |
go between (someone or something and someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle başka birinin/bir şeyin) arasına girmek/sızmak |
|
| 160 |
Öbek Fiiller |
go between (someone or something and someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle başka birinin/bir şeyin) arasından geçmek/gitmek |
|
| 161 |
Öbek Fiiller |
join (someone) with (someone else) f.
|
(biriyle başka birini) birleştirmek/bir araya getirmek |
|
| 162 |
Öbek Fiiller |
join (someone) with (someone else) f.
|
(birini başka birilerinin) arasına katmak |
|
| 163 |
Öbek Fiiller |
know (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek |
|
| 164 |
Öbek Fiiller |
know (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasındaki ayrımı yapabilmek |
|
| 165 |
Öbek Fiiller |
lead (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birine/bir şeye) karşı (birine/bir şeye) liderlik etmek |
|
| 166 |
Öbek Fiiller |
lead (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(biri/bir şey) karşısında (birinin/bir şeyin) lideri olmak |
|
| 167 |
Öbek Fiiller |
liken (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) benzetmek |
|
| 168 |
Öbek Fiiller |
liken (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) benzeterek tanımlamak |
|
| 169 |
Öbek Fiiller |
liken (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak |
|
| 170 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek |
|
| 171 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak |
|
| 172 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak |
|
| 173 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak |
|
| 174 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak |
|
| 175 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek |
|
| 176 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek |
|
| 177 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek |
|
| 178 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak |
|
| 179 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak |
|
| 180 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak |
|
| 181 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak |
|
| 182 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek |
|
| 183 |
Öbek Fiiller |
match (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek |
|
| 184 |
Öbek Fiiller |
match up (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) eşleştirmek |
|
| 185 |
Öbek Fiiller |
match up (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak |
|
| 186 |
Öbek Fiiller |
match up (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşılaştırmak |
|
| 187 |
Öbek Fiiller |
match up (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle bir şeyle) rakip yapmak |
|
| 188 |
Öbek Fiiller |
match up (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) kıyaslamak |
|
| 189 |
Öbek Fiiller |
match up (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek |
|
| 190 |
Öbek Fiiller |
match up (someone or something) with (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek |
|
| 191 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) kıyaslamak |
|
| 192 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) karşılaştırmak |
|
| 193 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) mukayese etmek |
|
| 194 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) boy ölçüştürmek |
|
| 195 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) boyunu ölçmek |
|
| 196 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin birine/bir şeye) karşı boyunu ölçmek/hesaplamak |
|
| 197 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) ölçüsünü karşılaştırmak |
|
| 198 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin) ölçüsünü (biriyle/bir şeyle) kıyaslamak |
|
| 199 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birinin/bir şeyin) ölçülerini (başka birine/bir şeye) kıyasla hesaplamak |
|
| 200 |
Öbek Fiiller |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
(birine/bir şeye göre birinin/bir şeyin) boyunu/ölçülerini hesaplamak |
|
| 201 |
Öbek Fiiller |
model (oneself or something) on (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) örnek olarak almak |
|
| 202 |
Öbek Fiiller |
model (oneself or something) on (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) model olarak almak |
|
| 203 |
Öbek Fiiller |
model (oneself or something) on (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) temel olarak almak |
|
| 204 |
Öbek Fiiller |
model (oneself or something) on (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi kendine/bir şeye) ilham olarak almak |
|
| 205 |
Öbek Fiiller |
model (oneself or something) on (someone or something else) f.
|
(kendini/bir şeyi birini/bir şeyi) örnek alarak geliştirmek |
|
| 206 |
Öbek Fiiller |
model (oneself or something) on (someone or something else) f.
|
(kendini/bir şeyi birini/bir şeyi) model alarak geliştirmek |
|
| 207 |
Öbek Fiiller |
pass (someone or something) off (as something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka bir şey) gibi sunmaya çalışmak |
|
| 208 |
Öbek Fiiller |
pass (someone or something) off (as something else) f.
|
(biri/bir şey başka biri/bir şeymiş) gibi yapmak |
|
| 209 |
Öbek Fiiller |
pass (someone or something) off (as something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka bir şeymiş) gibi göstermek |
|
| 210 |
Öbek Fiiller |
pass (someone or something) off (as something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka bir şey) olarak yutturmaya kalkışmak/çalışmak |
|
| 211 |
Öbek Fiiller |
pass (someone or something) off (as something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka bir şey gibi) kakalamaya çalışmak/kalkışmak |
|
| 212 |
Öbek Fiiller |
place (someone or something) next to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) yanına koymak/bırakmak |
|
| 213 |
Öbek Fiiller |
prefer (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka birine/bir şeye) tercih etmek |
|
| 214 |
Öbek Fiiller |
prefer (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka birine/bir şeye) yeğlemek |
|
| 215 |
Öbek Fiiller |
reclaim (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) geri almak |
|
| 216 |
Öbek Fiiller |
reclaim (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) geri kazanmak |
|
| 217 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için feda etmek |
|
| 218 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) f.
|
(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için vazgeçmek |
|
| 219 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) f.
|
(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek |
|
| 220 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak |
|
| 221 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için kurban etmek |
|
| 222 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) f.
|
(birine/bir şeye başka biri/bir şey) uğruna kıymak |
|
| 223 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) for (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) uğruna harcamak |
|
| 224 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) kurban etmek |
|
| 225 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için feda etmek |
|
| 226 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için vazgeçmek |
|
| 227 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birinden/bir şeyden başka biri/bir şey) için feragat etmek |
|
| 228 |
Öbek Fiiller |
sacrifice (someone or something) to (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi başka biri/bir şey) için gözden çıkarmak |
|
| 229 |
Öbek Fiiller |
sandwich (someone or something) between (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasına sıkıştırmak |
|
| 230 |
Öbek Fiiller |
set (someone or something) back from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) geriye/uzağa koymak |
|
| 231 |
Öbek Fiiller |
set (someone or something) back from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisine/uzağına oymak |
|
| 232 |
Öbek Fiiller |
set (someone or something) back from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisine/uzağına yerleştirmek |
|
| 233 |
Öbek Fiiller |
set (someone or something) back from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) gerisinde/uzağında konumlandırmak |
|
| 234 |
Öbek Fiiller |
shuttle from (someone) to (someone else) f.
|
(birinden birine) gezmek |
|
| 235 |
Öbek Fiiller |
shuttle from (someone) to (someone else) f.
|
(biri senin biri benim) gezmek |
|
| 236 |
Öbek Fiiller |
shuttle from (someone) to (someone else) f.
|
gitmediği/başvurmadığı (biri/bir şey) kalmamak |
|
| 237 |
Öbek Fiiller |
shuttle from (someone) to (someone else) f.
|
(bir biriyle kalmak/bir biriyle) kalmak |
|
| 238 |
Öbek Fiiller |
shuttle from (someone) to (someone else) f.
|
(bir birinin) bakımı/sorumluluğu altına girmek (bir başka birinin) bakımı/sorumluluğu altına girmek |
|
| 239 |
Öbek Fiiller |
shuttle from (someone) to (someone else) f.
|
(biriyle başka biri) arasında mekik dokumak |
|
| 240 |
Öbek Fiiller |
snatch (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) çekip almak |
|
| 241 |
Öbek Fiiller |
snatch (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) koparmak/ayırmak |
|
| 242 |
Öbek Fiiller |
tell (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırmak |
|
| 243 |
Öbek Fiiller |
tell (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırt etmek |
|
| 244 |
Öbek Fiiller |
tell (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırmak |
|
| 245 |
Öbek Fiiller |
tell (someone or something) from (someone or something else) f.
|
(birilerini/bir şeyleri birilerinden/bir şeylerden) ayırt etmek |
|
| 246 |
Öbek Fiiller |
value (someone or something) above (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünde tutmak |
|
| 247 |
Öbek Fiiller |
value (someone or something) above (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak |
|
| 248 |
Öbek Fiiller |
value (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak görmek/tutmak |
|
| 249 |
Öbek Fiiller |
value (someone or something) as (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi biri/bir şey) saymak |
|
| 250 |
Öbek Fiiller |
value (someone or something) for (someone or something else) f.
|
(birine/bir şeye birinden/bir şeyden) dolayı değer vermek |
|
| 251 |
Öbek Fiiller |
vary between (someone or something) and (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında değişmek |
|
| 252 |
Öbek Fiiller |
vary between (someone or something) and (someone or something else) f.
|
kişiden kişiye, gruptan gruba değişmek/farklılık göstermek |
|
| 253 |
Öbek Fiiller |
waver between (someone or something) and (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında kararsız kalmak |
|
| 254 |
Öbek Fiiller |
waver between (someone or something) and (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında gidip gelmek |
|
| 255 |
Öbek Fiiller |
wish (someone or something) off on (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) paslamak |
|
| 256 |
Öbek Fiiller |
wish (someone or something) off on (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak |
|
| Colloquial |
|
| 257 |
Konuşma Dili |
through someone else expr.
|
başkası aracılığıyla |
|
| 258 |
Konuşma Dili |
let someone else do it expr.
|
bırak bir başkası yapsın |
|
| 259 |
Konuşma Dili |
through someone else expr.
|
başkası vasıtasıyla |
|
| 260 |
Konuşma Dili |
by someone else expr.
|
bir başkası tarafından |
|
| 261 |
Konuşma Dili |
let someone else do it expr.
|
bırak başka biri yapsın |
|
| 262 |
Konuşma Dili |
what (someone else) said expr.
|
(bir önceki kişiye) katılıyorum |
|
| 263 |
Konuşma Dili |
what (someone else) said expr.
|
az önce söylenenlere katılıyorum |
|
| 264 |
Konuşma Dili |
what (someone else) said expr.
|
(bir önceki kişiyle) aynı şeyleri düşünüyorum/hissediyorum |
|
| 265 |
Konuşma Dili |
what (someone else) said expr.
|
aynen |
|
| 266 |
Konuşma Dili |
what (someone else) said expr.
|
söylenenlere/söylediklerine aynen katılıyorum |
|
| 267 |
Konuşma Dili |
between (someone or something) and (someone or something else) expr.
|
(biri /bir şey) ile (biri/bir şey) arasından |
|
| 268 |
Konuşma Dili |
between (someone or something) and (someone or something else) expr.
|
(biri /bir şey) ile (biri/bir şey) arasında |
|
| Idioms |
|
| 269 |
Deyim |
equate someone to someone else f.
|
aynı kefeye koymak |
|
| 270 |
Deyim |
lump someone and someone else together f.
|
aynı kefeye koymak |
|
| 271 |
Deyim |
regard someone as better than someone else f.
|
birini başkalarının üstünde tutmak |
|
| 272 |
Deyim |
tell someone from someone else f.
|
iki kişiyi birbirinden ayırmak |
|
| 273 |
Deyim |
tell someone from someone else f.
|
iki kişi arasındaki farkı vurgulamak |
|
| 274 |
Deyim |
pit (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında çekişme/husumet yaratmak |
|
| 275 |
Deyim |
pit (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) sidik yarışına sokmak |
|
| 276 |
Deyim |
pit (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) boy ölçüştürmek |
|
| 277 |
Deyim |
pit (someone or something) against (someone or something else) f.
|
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında düşmanlık/zıtlık yaratmak |
|
| 278 |
Deyim |
treat (someone or something) like (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek |
|
| 279 |
Deyim |
treat (someone or something) like (someone or something else) f.
|
(birine/bir şeye, başka biriymiş/bir şeymiş) gözüyle bakmak |
|
| 280 |
Deyim |
treat (someone or something) like (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek |
|
| 281 |
Deyim |
treat (someone or something) like (someone or something else) f.
|
(birini/bir şeyi, başka biriymiş/bir şeymiş) gibi görmek |
|
| Speaking |
|
| 282 |
Konuşma |
I tried to find someone else expr.
|
başkasını bulmayı denedim |
|
| 283 |
Konuşma |
you must be mistaking me for someone else expr.
|
beni başkasıyla karıştırıyor olmalısın |
|
| 284 |
Konuşma |
you must be confusing me with someone else expr.
|
beni başkasıyla karıştırıyor olmalısın |
|
| 285 |
Konuşma |
I've met someone else expr.
|
başka biriyle tanıştım |
|
| 286 |
Konuşma |
she/he wanted me to be someone else expr.
|
benden başka biri olmamı istedi |
|
| 287 |
Konuşma |
I know there's someone else expr.
|
başka birisinin olduğunu biliyorum |
|
| 288 |
Konuşma |
I know there's someone else expr.
|
başka birisinin olduğuna eminim |
|
| 289 |
Konuşma |
I'm sure there's someone else expr.
|
başka birisinin olduğuna eminim |
|
| 290 |
Konuşma |
are you seeing someone else? expr.
|
başka birisiyle mi görüşüyorsun? |
|
| 291 |
Konuşma |
are you seeing someone else? expr.
|
beni aldatıyor musun? |
|
| 292 |
Konuşma |
I'm sure there's someone else expr.
|
başka birisinin olduğunu biliyorum |
|
| 293 |
Konuşma |
you must have confused me with someone else expr.
|
beni başkasıyla karıştırmış olmalısın |
|
| 294 |
Konuşma |
is there someone else i can speak to about this? expr.
|
bu konuyu konuşabileceğim başka biri var mı? |
|
| 295 |
Konuşma |
you must have mistaken me for someone else expr.
|
beni başkasıyla karıştırmış olmalısın |
|
| 296 |
Konuşma |
is there someone else i can talk to? expr.
|
konuşabileceğim başka biri var mı? |
|
| 297 |
Konuşma |
even if we ask someone else expr.
|
kime sorarsak soralım |
|
| 298 |
Konuşma |
I thought you were someone else expr.
|
seni başka biri sandım |
|
| 299 |
Konuşma |
I mixed you up with someone else expr.
|
seni başka biriyle karıştırdım |
|
| 300 |
Konuşma |
I thought you were someone else expr.
|
sizi başka biri sandım |
|
| 301 |
Konuşma |
I confused you with someone else expr.
|
seni başka biriyle karıştırdım |
|
| 302 |
Konuşma |
I mistook you for someone else expr.
|
seni başka biriyle karıştırdım |
|
