İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | specified s. | belirlenmiş | ||
I am also very pleased that individual producer liability has been specified again in the food legislation. Gıda mevzuatında bireysel üretici sorumluluğunun yeniden belirlenmiş olmasından da büyük memnuniyet duyuyorum. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | specified s. | belirtilen | ||
These are the conditions specified in Amendment No 73 of the Committee on Budgetary Control. Bunlar, Bütçe Kontrol Komitesi'nin 73 sayılı Değişikliğinde belirtilen koşullardır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | specified s. | belirtilmiş | ||
Technical | ||||
Teknik | specified s. | verilen |