Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | tedaviler | therapies i. | ||
I am determined to ensure that this new directive will not unwillingly contribute to shortages of life-saving therapies. Bu yeni direktifin hayat kurtaran tedavilerin eksikliğine istemeden de olsa katkıda bulunmamasını sağlamaya kararlıyım. More Sentences |
||||
Genel | tedaviler | remedies i. | ||
Nearly all men die of their remedies, and not of their illness. Neredeyse tüm insanlar hastalıklarından değil, tedaviden ölür. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yeni tedaviler | new treatments i. | ||
They supply valuable industry information on innovative new treatments and products. Yenilikçi yeni tedaviler ve ürünler hakkında değerli sektör bilgileri sağlarlar. More Sentences |
||||
Genel | bitkisel tedaviler uygulayan kimse | herbalist i. | ||
Law | ||||
Hukuk | tedaviler yasası | cures act i. | ||
Medical | ||||
Medikal | alternatif nazal topikal tedaviler | alternative nasal topical treatments i. | ||
Medikal | farmakolojik olmayan tedaviler | nonpharmaceutical therapies i. | ||
Psychology | ||||
Psikoloji | manuel tedaviler | manipulative therapies i. | ||
Slang | ||||
Argo | sahte tedaviler/çözümler/ilaçlar satan/pazarlayan kimse | snake oil salesman i. | ||
Argo | işe yaramaz tedaviler/çözümler/ilaçlar satan/pazarlayan kimse | snake oil salesman i. | ||
Anthropology | ||||
Anthropology | bitkisel tedaviler uygulayan kimse | sangoma [south africa] i. |