İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | telemarketer i. | telepazarlamacı | ||
The telemarketer harried her with relentless calls. Telepazarlamacı, kadını durmaksızın arayarak başının etini yedi. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | telemarketer i. | tele pazarlamacı | ||
My antipathy toward telemarketers is so strong that I am often rude to them. Tele pazarlamacılara nefretim o kadar büyük ki genellikle onlara kaba davranırım. More Sentences |