Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
tread
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"tread"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 60 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
tread
i.
merdiven basamağının döşeme tahtası
2
Genel
tread
i.
basamak
3
Genel
tread
i.
ayak basışı
4
Genel
tread
i.
ayakkabı tabanı
5
Genel
tread
i.
basış
6
Genel
tread
i.
yürüyüş
7
Genel
tread
i.
ayak sesi
8
Genel
tread
i.
pedallar arası açıklık
9
Genel
tread
i.
başak
10
Genel
tread
i.
basamak yüzü
11
Genel
tread
i.
merdiven basamağı
12
Genel
tread
i.
yumurtanın iç göbeği
13
Genel
tread
i.
lastik tırtılı
14
Genel
tread
i.
ayak izi
15
Genel
tread
i.
merdiven basamakları arası mesafe
16
Genel
tread
i.
ayakla ezme
17
Genel
tread
f.
ayakla ezmek
18
Genel
tread
f.
adımlamak
19
Genel
tread
f.
arşınlamak
20
Genel
tread
f.
yürümek
21
Genel
tread
f.
dans figürü yapmak
22
Genel
tread
f.
ezmek
23
Genel
tread
f.
basmak
24
Genel
tread
f.
çiğnemek
25
Genel
tread
f.
yayan gitmek
26
Genel
tread
f.
yanlışlıkla üstüne basmak
Irregular Verb
27
Irregular Verb
tread
f.
trod - trodden/trod
Technical
28
Teknik
tread
i.
adım
29
Teknik
tread
i.
ayak tabanı
30
Teknik
tread
i.
dış lastik yüzü (lastik)
31
Teknik
tread
i.
dış lastik sırtı (lastik)
32
Teknik
tread
i.
diş
33
Teknik
tread
i.
kaplanan kısım
34
Teknik
tread
i.
lastik tırtılı
35
Teknik
tread
i.
lastiğin diş ve oluklardan oluşan dış kısmı
36
Teknik
tread
i.
oyuk (lastik)
37
Teknik
tread
i.
tahta merdiven basamağı
38
Teknik
tread
i.
vida dişi
39
Teknik
tread
f.
oto lastiğine diş koymak
Construction
40
İnşaat
tread
i.
basar
Automotive
41
Otomotiv
tread
i.
lastik tabanı
42
Otomotiv
tread
i.
iki ön veya iki arka tekerlek arasındaki mesafe
43
Otomotiv
tread
i.
lastiğin yola temas eden kısmı
44
Otomotiv
tread
i.
lastik sırtı
45
Otomotiv
tread
i.
lastik tırnağı
46
Otomotiv
tread
i.
sırt
47
Otomotiv
tread
f.
(lastiğe) yüz takmak
Traffic
48
Trafik
tread
i.
lastik tırtılı
Railway
49
Demiryolu
tread
i.
tren tekerinin tabanı
50
Demiryolu
tread
i.
rayların demiryolu arabalarının tekerleklerini taşıyan kısmı
Marine
51
Denizcilik
tread
i.
gemi omurgasının uzunluğu
Veterinary
52
Veterinerlik
tread
i.
at toynağının başka toynak sebebiyle yaralanması
Agriculture
53
Tarım
tread
f.
(toprağı) işlenmeye hazır şekilde ezmek
54
Tarım
tread
f.
(toprak) işlenmesi için ezilmek
Geology
55
Jeoloji
tread
i.
aşamalı jeolojik yer şekillerinde basamaksı yüzeylerin her biri
Military
56
Askeri
tread
i.
(tank, dozer) palet
Sport
57
Spor
tread
f.
(okçulukta) merkeze doğru bastırarak yayı germek
Archaic
58
Eski Kullanım
tread
i.
erkek kuşun çiftleşmesi
Ornithology
59
Kuşbilim
tread
i.
(kuş yumurtasında) kalaza
60
Kuşbilim
tread
f.
(erkek kuş) çiftleşmek
"tread"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 205 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
caterpillar tread
i.
tırtıllı palet
2
Genel
tread under foot
i.
çiğneme
3
Genel
tread mill
i.
pedal mili
4
Genel
caterpillar tread
i.
palet
5
Genel
twisted silk tread
i.
put
6
Genel
tread mill
i.
ayak değirmeni
7
Genel
caterpillar tread
i.
tırtıl
8
Genel
tread [scottish]
i.
gelenek
9
Genel
tread [scottish]
i.
adet
10
Genel
tread [scottish]
i.
alışkanlık
11
Genel
tread [scottish]
i.
meslek
12
Genel
tread [scottish]
i.
düzenli iş
13
Genel
tread down
f.
ayak altında çiğnemek
14
Genel
tread on somebody's corns
f.
dalına basmak
15
Genel
tread on one's corns
f.
damarına basmak
16
Genel
tread in someone's footsteps
f.
birinin izinden yürümek
17
Genel
tread on
f.
çiğnemek
18
Genel
tread on somebody's corns
f.
incitmek
19
Genel
tread water
f.
el ve ayakların hafif hareketiyle su içinde dik durmak
20
Genel
tread under foot
f.
ayak altında çiğnemek
21
Genel
tread out
f.
ayakla ezmek
22
Genel
tread on
f.
üzerine basmak
23
Genel
tread under foot
f.
ezmek
24
Genel
tread on
f.
üstüne basmak
25
Genel
tread in someone's footsteps
f.
birini örnek almak
26
Genel
tread on somebody's toes
f.
incitmek
27
Genel
tread on somebody's corns
f.
gücendirmek
28
Genel
tread on somebody's corns
f.
bamteline basmak
29
Genel
tread on someone's toes
f.
birinin kalbini kırmak
30
Genel
tread on someone's corns
f.
birinin bam teline basmak
31
Genel
tread on someone's toes
f.
birini gücendirmek
32
Genel
tread on
f.
-e basmak
33
Genel
tread on someone's toes
f.
birinin baş parmağına basmak
34
Genel
tread carefully
f.
ihtiyatlı konuşmak/davranmak
35
Genel
tread warily
f.
ihtiyatlı konuşmak/davranmak
36
Genel
re-tread
f.
üzerine basmak
37
Genel
re-tread
f.
yeniden ezmek
Phrasals
38
Öbek Fiiller
tread out
f.
(üzümleri, buğdayı) ayakla ezmek
39
Öbek Fiiller
tread on
f.
zulmetmek
40
Öbek Fiiller
tread on
f.
eziyet etmek
41
Öbek Fiiller
tread on
f.
işkence etmek
42
Öbek Fiiller
tread upon
f.
zulmetmek
43
Öbek Fiiller
tread upon
f.
eziyet etmek
44
Öbek Fiiller
tread upon
f.
işkence etmek
45
Öbek Fiiller
tread on someone
f.
birinin ayağına basmak
46
Öbek Fiiller
tread on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) çiğnemek
47
Öbek Fiiller
tread on (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üstüne basmak
48
Öbek Fiiller
tread on (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) basmak
49
Öbek Fiiller
tread on (someone)
f.
(birine) zulmetmek
50
Öbek Fiiller
tread on (someone)
f.
(birine) eziyet etmek
51
Öbek Fiiller
tread on (someone)
f.
(birine) işkence etmek
52
Öbek Fiiller
tread on (someone)
f.
(birine) insafsızca/haksız davranmak
53
Öbek Fiiller
tread on (someone)
f.
(birini) mağdur etmek
54
Öbek Fiiller
tread upon (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) çiğnemek
55
Öbek Fiiller
tread upon (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üstüne basmak
56
Öbek Fiiller
tread upon (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) basmak
57
Öbek Fiiller
tread upon (someone)
f.
(birine) zulmetmek
58
Öbek Fiiller
tread upon (someone)
f.
(birine) eziyet etmek
59
Öbek Fiiller
tread upon (someone)
f.
(birine) işkence etmek
60
Öbek Fiiller
tread upon (someone)
f.
(birine) insafsızca/haksız davranmak
61
Öbek Fiiller
tread upon (someone)
f.
(birini) mağdur etmek
Proverb
62
Atasözü
fools rush in where angels fear to tread
cesaret budalalıktır
63
Atasözü
fools rush in where angels fear to tread
aptallar düşünmeden hareket eder
64
Atasözü
fools rush in where angels fear to tread
ahmaklar acele eder
Colloquial
65
Konuşma Dili
tread on air
f.
ayakları yerden kesilmek
66
Konuşma Dili
tread on air
f.
sevinçten havalara uçmak
67
Konuşma Dili
don't tread on me
expr.
bana zulmetme
68
Konuşma Dili
don't tread on me
expr.
beni ezme
69
Konuşma Dili
don't tread on me
expr.
bana zarar verme
Idioms
70
Deyim
have the black ox tread on one's foot
f.
talihsiz olmak
71
Deyim
tread a measure
f.
dans figürü yapmak
72
Deyim
tread on the neck of
f.
ezmek
73
Deyim
tread the stage
f.
aktörlük yapmak
74
Deyim
tread upon one's heels
f.
yakından takip etmek
75
Deyim
tread upon the heels of
f.
yakından takip etmek
76
Deyim
tread on the neck of
f.
baskı yapmak
77
Deyim
tread the stage
f.
dramada oynamak
78
Deyim
have the black ox tread on one's foot
f.
keder nedir bilmek
79
Deyim
tread on the neck of
f.
sıkıştırmak
80
Deyim
tread on the neck of
f.
tiranlık etmek
81
Deyim
tread on the neck of
f.
eziyet etmek
82
Deyim
tread on the neck of
f.
zulmetmek
83
Deyim
tread a fine line between (something)
f.
(iki şey) arasında çok ince bir çizgide olmak/yürümek
84
Deyim
tread a fine line between (something)
f.
(iki şey) arasında denge kurmak
85
Deyim
tread a fine line between (something)
f.
(iki şey) arasında denge oluşturmak
86
Deyim
tread a fine line between (something)
f.
(iki şey) arasında denge sağlamak
87
Deyim
tread a thin line between (something)
f.
(iki şey) arasında çok ince bir çizgide olmak/yürümek
88
Deyim
tread a thin line between (something)
f.
(iki şey) arasında denge kurmak
89
Deyim
tread a thin line between (something)
f.
(iki şey) arasında denge oluşturmak
90
Deyim
tread a thin line between (something)
f.
(iki şey) arasında denge sağlamak
91
Deyim
tread on one's toes
f.
(birini) gücendirecek bir şey yapmak
92
Deyim
tread on one's toes
f.
(birinin) damarına basmak
93
Deyim
tread the steps of [obsolete]
f.
izinden yürümek
94
Deyim
tread the steps of [obsolete]
f.
örnek almak
95
Deyim
tread lightly
f.
temkinli hareket etmek
96
Deyim
tread lightly
f.
ayağını denk almak
97
Deyim
tread on someone's toes
f.
ayağını kaydırmak
98
Deyim
tread on someone's corns
f.
bam teline basmak
99
Deyim
tread on someone's toes
f.
birinin hakkına tecavüz etmek
100
Deyim
tread on somebody's toes
f.
birini rahatsız edecek şekilde davranmak
101
Deyim
tread on someone's toes
f.
birinin damarına basmak
102
Deyim
tread water
f.
havanda su dövmek
103
Deyim
tread water
f.
sinek avlamak
104
Deyim
tread the boards
f.
sahneye çıkmak
105
Deyim
tread water
f.
temkinli olmak
106
Deyim
tread the boards
f.
tiyatroda rol almak
107
Deyim
tread the boards
f.
tiyatroda oynamak
108
Deyim
tread on somebody's toes
f.
(birinin) nasırına basmak
109
Deyim
tread a fine line between (something)
f.
(iki şey) arasında ince bir çizgide gidip gelmek
110
Deyim
tread a fine line between (something)
f.
(iki şey) arasında denge kurmak
111
Deyim
tread a fine line between (something)
f.
(iki tarafı/durumu) dengelemek
112
Deyim
tread a fine line between (something)
f.
(iki durumu/yaklaşımı) dengede tutmak
113
Deyim
tread/walk a fine line
f.
ince bir çizgide olmak
114
Deyim
tread/walk a fine line
f.
ince bir çizgide yürümek
115
Deyim
tread/walk a fine line
f.
tehlikeli sularda yüzmek
116
Deyim
tread/walk a fine line
f.
hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak
117
Deyim
tread/walk a fine line
f.
ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek
118
Deyim
tread/walk a thin line
f.
ince bir çizgide olmak
119
Deyim
tread/walk a thin line
f.
ince bir çizgide yürümek
120
Deyim
tread/walk a thin line
f.
tehlikeli sularda yüzmek
121
Deyim
tread/walk a thin line
f.
hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak
122
Deyim
tread/walk a thin line
f.
ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek
123
Deyim
tread a (type of) path
f.
kendine bir yol çizmek
124
Deyim
tread a (type of) path
f.
yolunu çizmek
125
Deyim
tread a (type of) path
f.
kendine bir yol seçmek
126
Deyim
tread a (type of) path
f.
kendine bir yaşam tarzı/biçimi seçmek
127
Deyim
tread the (type of) path
f.
kendine bir yol çizmek
128
Deyim
tread the (type of) path
f.
yolunu çizmek
129
Deyim
tread the (type of) path
f.
kendine bir yol seçmek
130
Deyim
tread the (type of) path
f.
kendine bir yaşam tarzı/biçimi seçmek
131
Deyim
tread a solitary path
f.
yalnız bir yol çizmek
132
Deyim
tread a solitary path
f.
yalnız bir yol seçmek
133
Deyim
tread a solitary path
f.
yalnız bir yaşam tarzı/biçimi seçmek
134
Deyim
tread a solitary path
f.
yalnız bir yoldan gitmek
135
Deyim
tread a solitary path
f.
yalnız bir yol takip etmek
136
Deyim
tread a solitary path
f.
yalnız bir yola girmek
137
Deyim
tread on (one's) heels
f.
(birinin) hemen arkasından yürümek
138
Deyim
tread on (one's) heels
f.
(birini) yakından takip etmek
139
Deyim
tread on (one's) heels
f.
(birinin) ensesinde olmak
140
Deyim
tread on (one's) heels
f.
(birini) adım adım takip etmek
141
Deyim
tread on somebody’s heels
f.
birinin hemen arkasından yürümek
142
Deyim
tread on somebody’s heels
f.
birini yakından takip etmek
143
Deyim
tread on somebody’s heels
f.
birinin ensesinde olmak
144
Deyim
tread on somebody’s heels
f.
birini adım adım takip etmek
145
Deyim
tread on someone's toes
f.
birinin sorumluluk alanına girerek gücendirmek
146
Deyim
tread a difficult path
f.
zor bil yol seçmek
147
Deyim
tread a difficult path
f.
zor bir yoldan gitmek
148
Deyim
tread a difficult path
f.
zor bir yol çizmek
149
Deyim
tread a difficult path
f.
zor bir yaşam tarzı/biçimi seçmek
150
Deyim
tread a difficult path
f.
zor bir yola girmek
151
Deyim
tread tackie [obsolete]
f.
lastik yakmak
152
Deyim
tread tackie [obsolete]
f.
pati çekmek
153
Deyim
tread tackie [obsolete]
f.
gazlamak
154
Deyim
tread tackie [obsolete]
f.
çok hızlı sürmek/gitmek
155
Deyim
tread tackie [obsolete]
f.
tabanları yağlamak
156
Deyim
tread/walk a fine line
f.
çok ince bir çizgide olmak/yürümek
157
Deyim
tread/walk a fine line
f.
tehlikeli sularda yüzmek
158
Deyim
tread/walk a thin line
f.
çok ince bir çizgide olmak/yürümek
159
Deyim
tread/walk a thin line
f.
tehlikeli sularda yüzmek
160
Deyim
tread/walk a tightrope
f.
bıçak sırtında olmak
161
Deyim
tread/walk a tightrope
f.
ip üstünde yürümek
Speaking
162
Konuşma
tread lightly
expr.
ayağını denk al
Technical
163
Teknik
tread-power
i.
değirmen
164
Teknik
tread plate
i.
basamak sacı
165
Teknik
tread width
i.
basamak genişliği
166
Teknik
tread plate
i.
baklavalı sac
167
Teknik
tread run
i.
basamak genişliği
168
Teknik
tread length
i.
basamak boyu
169
Teknik
thrown tread
i.
dişi atmış lastik
170
Teknik
fine tread
i.
ince diş
171
Teknik
nonslip tread
i.
kaydırmaz basamak yüzü
172
Teknik
pneumatically sprung gangway tread-plate
i.
lastik körüklü geçit köprüsü
173
Teknik
open tread splice
i.
lastik diş veya dişlerinin yarılması
174
Teknik
tread-wheel
i.
yürüme bandı
Construction
175
İnşaat
bellows gangway tread-plate
i.
körüklü geçit köprüsü
Automotive
176
Otomotiv
asymmetric tread
i.
asimetrik diş deseni
177
Otomotiv
tread block
i.
blok
178
Otomotiv
under tread depth
i.
diş altı yüksekliği
179
Otomotiv
tread wear indicator
i.
diş aşınma göstergesi
180
Otomotiv
tread depth
i.
diş derinliği
181
Otomotiv
tread depth
i.
diş derinliği
182
Otomotiv
tread depth gauge
i.
diş derinliği ölçme aleti
183
Otomotiv
door tread plate
i.
kapı dış sacı
184
Otomotiv
tread compound
i.
lastik taban bileşimi
185
Otomotiv
tire tread
i.
lastik tabanı
186
Otomotiv
minimum tread thickness
i.
lastik sırtının asgari kalınlığı
187
Otomotiv
tread strips
i.
lastik dişleri
188
Otomotiv
tread depth of tyres
i.
lastiklerin diş derinliği
189
Otomotiv
tire tread
i.
lastik dişi
190
Otomotiv
(tire/tyre) tread depth
i.
lastik diş derinliği
191
Otomotiv
tread groove
i.
oluk
192
Otomotiv
tread pattern
i.
sırt deseni
193
Otomotiv
tread cap
i.
sırt
194
Otomotiv
tread design
i.
sırt deseni
195
Otomotiv
precured tread
i.
soğuk kaplama sırt kauçuğu
196
Otomotiv
tread squirming motion
i.
tabandaki minik kıvrılma hareketleri
197
Otomotiv
tread design
i.
taban deseni
198
Otomotiv
tread squirm
i.
taban elastikiyeti
199
Otomotiv
tread profile
i.
taban profili
200
Otomotiv
tread separation
i.
tabanın gövdeden ayrılması
201
Otomotiv
directional tread
i.
yönlü sırt deseni
Aeronautic
202
Havacılık
tread flaking
i.
kaplanan kısmın pul pul dökülmesi
203
Havacılık
under tread interface
i.
lastiğin dış yapısı ile iç yapısı arasında kalan yüzey
Botanic
204
Botanik
tread-softly (cnidoscolus urens)
i.
amerika'nın tropikal bölgelerine özgü bir ısırgan otu
Military
205
Askeri
tank tread
i.
tank paleti
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of tread
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy