| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | umutla | hopefully zf. | ||
|
Tom smiled hopefully. Tom umutla gülümsedi. More Sentences |
||||
| Genel | umutla | sanguinely zf. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | umutla beklemek | wait in hope f. |
| Genel | geleceğe umutla bakmak | look at the future with hope f. |
| Genel | umutla beklenen | hoped-for s. |
| Genel | umutla beklenen | hoped for s. |
| Genel | umutla beklenen | looked-for s. |
| Phrases | ||
| İfadeler | başarı kararlılık ve çabayla elde edilir şans ya da umutla değil | success depends on your backbone, not your wishbone expr. |
| Proverb | ||
| Atasözü | bir işe umutla başlamak iyidir ama çalışmayıp/çaba göstermeyip umut ettiklerini gerçekleştirmezsen bir işe yaramaz | hope is a good breakfast but a bad supper |
| Atasözü | güne umutla başlamak iyi yatağa hala umut ederek gitmek kötüdür | hope is a good breakfast but a bad supper |
| Idioms | ||
| Deyim | umutla ellerini ovuşturmak | rub hands in glee f. |
| Deyim | çok az bir şansla/umutla | on a wing and a prayer expr. |
