|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
uzun ve uydurma hikaye |
yarn i.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
uyum kurallarına uydurma |
harmonization i.
|
|
3 |
Genel |
uydurma iş |
patchwork i.
|
|
4 |
Genel |
uydurma haber |
canard i.
|
|
5 |
Genel |
o anda uydurma |
extemporisation i.
|
|
6 |
Genel |
ayak uydurma |
step i.
|
|
7 |
Genel |
uydurma sözcük ya da deyim |
coinage i.
|
|
8 |
Genel |
uydurma (hikaye vb) |
fabulation i.
|
|
9 |
Genel |
uydurma haber |
newspeak i.
|
|
10 |
Genel |
hayal ürünü ya da uydurma şey |
figment i.
|
|
11 |
Genel |
uydurma hikaye |
make-up i.
|
|
12 |
Genel |
yeni söz uydurma |
coinage i.
|
|
13 |
Genel |
çağa ayak uydurma |
modernization i.
|
|
14 |
Genel |
uydurma haber |
make-up news i.
|
|
15 |
Genel |
tropik şartlara uydurma |
tropicalization i.
|
|
16 |
Genel |
uydurma kelime |
artificial word i.
|
|
17 |
Genel |
sahte/uydurma olma durumu |
inauthenticity i.
|
|
18 |
Genel |
uydurma yaşam öyküsü |
pseudo-biography i.
|
|
19 |
Genel |
o anda uydurma |
extemporization i.
|
|
20 |
Genel |
uyum kurallarına uydurma |
harmonisation i.
|
|
21 |
Genel |
tropik şartlara uydurma |
tropicalisation i.
|
|
22 |
Genel |
çağa ayak uydurma |
modernisation i.
|
|
23 |
Genel |
uydurma isim |
made-up name i.
|
|
24 |
Genel |
uydurma hikaye |
made up story i.
|
|
25 |
Genel |
değişime ayak uydurma |
resilience i.
|
|
26 |
Genel |
yalan/uydurma hikaye |
tale i.
|
|
27 |
Genel |
dış koşullara uydurma |
adjustment i.
|
|
28 |
Genel |
çağa ayak uydurma |
aggiornamento i.
|
|
29 |
Genel |
bir şeyi kendine uydurma |
tuning i.
|
|
30 |
Genel |
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman |
jumble i.
|
|
31 |
Genel |
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman |
patchwork i.
|
|
32 |
Genel |
karmakarışık ve uydurma fikirlerden oluşan teori veya argüman |
hodgepodge i.
|
|
33 |
Genel |
uydurma hikaye |
makeup i.
|
|
34 |
Genel |
daha iyi bir izlenim yaratmak için kılıf uydurma |
window-dressing i.
|
|
35 |
Genel |
uydurma şey |
hoke i.
|
|
36 |
Genel |
uydurma veya efsanevi özelliklerinden arındırma |
demythification i.
|
|
37 |
Genel |
akılda kalıcı ifadeler uydurma |
phrasemongering i.
|
|
38 |
Genel |
uydurma haber |
puffery i.
|
|
39 |
Genel |
uydurma veya efsanevi özelliklerinden arındırmak |
demythify f.
|
|
40 |
Genel |
(organizasyon) gerçek veya uydurma isimler ile sayısını şişirmek |
pad f.
|
|
41 |
Genel |
uydurma olduğu belli |
flimsy s.
|
|
42 |
Genel |
uydurma olmayan |
uncoined s.
|
|
43 |
Genel |
uydurma olmayan |
uncontrived s.
|
|
44 |
Genel |
(koleksiyon pulu) tamamen uydurma ve herhangi bir ülkeye ait olmayan |
illegal s.
|
|
45 |
Genel |
uydurma ile ilişkili |
concoctive s.
|
|
46 |
Genel |
uydurma olmayan |
fashionless s.
|
|
47 |
Genel |
uydurma becerisi olan |
inventive s.
|
|
48 |
Genel |
uydurma bir şekilde |
fictively zf.
|
|
49 |
Genel |
uydurma bir şekilde |
improvisationally zf.
|
|
50 |
Genel |
uydurma bir şekilde |
mendaciously zf.
|
|
51 |
Genel |
çeşitli ticari markalarda vb. kullanılan uydurma bir son ek |
-ola snk.
|
|
Phrases |
|
52 |
İfadeler |
şartlara uyum sağlayıp değişime ayak uydurma |
as the wind blows expr.
|
|
53 |
İfadeler |
(b, e, a, d, g, c ve f) hatırlatması için kullanılan uydurma bir hatırlatma cümlesi |
battle ends and down goes charles' father (b, e, a, d, g, c and f) expr.
|
|
Colloquial |
|
54 |
Konuşma Dili |
uydurma gerekçe |
bone in (one's) leg [obsolete] i.
|
|
55 |
Konuşma Dili |
uydurma mazeret |
bone in (one's) leg [obsolete] i.
|
|
56 |
Konuşma Dili |
uydurma gerekçe |
a bone in your leg (or head) i.
|
|
57 |
Konuşma Dili |
uydurma mazeret |
a bone in your leg (or head) i.
|
|
58 |
Konuşma Dili |
uydurma bilgi |
armchair theory i.
|
|
59 |
Konuşma Dili |
uydurma! |
bull ünl.
|
|
60 |
Konuşma Dili |
haydi be uydurma |
break it down expr.
|
|
Idioms |
|
61 |
Deyim |
uydurma mazeret |
bone in (one's) leg [obsolete] i.
|
|
62 |
Deyim |
uydurma mazeret |
a bone in your leg (or head) i.
|
|
63 |
Deyim |
zorbalıkla yola getirme/uydurma |
procrustean bed i.
|
|
64 |
Deyim |
zorbalıkla yola getirme/uydurma |
a procrustean bed i.
|
|
65 |
Deyim |
zorla/zorbalıkla standart kalıplara uydurma |
procrustean bed i.
|
|
66 |
Deyim |
zorla/zorbalıkla standart kalıplara uydurma |
a procrustean bed i.
|
|
67 |
Deyim |
uydurma/düzme iddia |
bogus beef i.
|
|
68 |
Deyim |
uydurma/düzme iddia |
bum beef i.
|
|
69 |
Deyim |
uydurma alkış |
golf clap i.
|
|
70 |
Deyim |
uydurma alkış |
golf-clap i.
|
|
71 |
Deyim |
uydurma reklam |
false advertising i.
|
|
72 |
Deyim |
uydurma masal |
cock and bull story i.
|
|
73 |
Deyim |
uydurma hayvan avı |
snipe hunt i.
|
|
74 |
Deyim |
kurbanın uydurma bir hayvanı avlamaya gönderildiği bir eşek şakası |
snipe hunt i.
|
|
75 |
Deyim |
birini/bir şeyi bir duruma zorla uydurma |
procrustean solution i.
|
|
76 |
Deyim |
birini/bir şeyi fazlalıklarını törpüleyerek veya ekleme yaparak bir duruma uydurma/zorla uyum sağlatma |
procrustean solution i.
|
|
77 |
Deyim |
birini/bir şeyi yapay bir şekilde bir duruma uydurma |
procrustean solution i.
|
|
78 |
Deyim |
uydurma hikaye |
a fish story i.
|
|
79 |
Deyim |
uydurma hikaye |
a fish tale i.
|
|
80 |
Deyim |
uydurma hikaye |
bedtime story i.
|
|
81 |
Deyim |
bir işin kalanını doğaçlama/uydurma/sallama ile tamamlamak |
make (something) up as (one) goes (along) f.
|
|
82 |
Deyim |
uydurma olmak |
be made up f.
|
|
83 |
Deyim |
tamamen uydurma |
cut from whole cloth s.
|
|
84 |
Deyim |
tamamen uydurma |
cut out of whole cloth s.
|
|
85 |
Deyim |
tamamen uydurma |
made from whole cloth s.
|
|
86 |
Deyim |
tam bir uydurma |
made out of whole cloth s.
|
|
87 |
Deyim |
tam bir uydurma |
(made up) out of whole cloth expr.
|
|
88 |
Deyim |
müzikte (f, c, g, d, a, e ve b) hatırlatması için kullanılan uydurma bir hatırlatma cümlesi |
father charles goes down and ends battle expr.
|
|
Trade/Economic |
|
89 |
Ticaret/Ekonomi |
özellikle grevlerin yasak olduğu zamanlarda polislerin operasyonları kesintiye uğratmak için yakalandıklarını söyledikleri hayali/uydurma hastalık |
blue flu i.
|
|
90 |
Ticaret/Ekonomi |
trend uydurma |
trend fitting i.
|
|
91 |
Ticaret/Ekonomi |
uydurma olaylar |
fabricated facts i.
|
|
Law |
|
92 |
Hukuk |
cürüm uydurma |
malicious prosecution i.
|
|
93 |
Hukuk |
sahte ve uydurma kanıt |
simulated fact i.
|
|
94 |
Hukuk |
uydurma kanıt |
simulated fact i.
|
|
95 |
Hukuk |
uydurma delil |
fabricated evidence i.
|
|
96 |
Hukuk |
uydurma delil |
forge evidence i.
|
|
97 |
Hukuk |
uydurma delil |
taint evidence i.
|
|
98 |
Hukuk |
uydurma delil |
false evidence i.
|
|
99 |
Hukuk |
uydurma vaka |
fabricated fact i.
|
|
100 |
Hukuk |
uydurma delil |
fabricate evidence i.
|
|
Politics |
|
101 |
Siyasal |
uydurma siyasi rapor |
roorback i.
|
|
Technical |
|
102 |
Teknik |
ayak uydurma silindiri |
jockey roller i.
|
|
103 |
Teknik |
ayak uydurma silindiri |
faller roller i.
|
|
104 |
Teknik |
ayak uydurma silindiri |
compensating roller i.
|
|
105 |
Teknik |
ayak uydurma silindiri |
dancing roller i.
|
|
106 |
Teknik |
ayak uydurma valsı |
dancer roller i.
|
|
107 |
Teknik |
ayak uydurma valsi |
dancer roller i.
|
|
108 |
Teknik |
ayak uydurma valsi |
dancing roller i.
|
|
109 |
Teknik |
eğri uydurma |
spline fit i.
|
|
110 |
Teknik |
eğri uydurma |
curve fitting i.
|
|
111 |
Teknik |
üstüne uydurma |
bevelling i.
|
|
112 |
Teknik |
uydurma diyaframı |
matching diaphragm i.
|
|
113 |
Teknik |
üstüne uydurma |
beveling i.
|
|
114 |
Teknik |
yönseme eğrisi uydurma |
trend fitting i.
|
|
115 |
Teknik |
yük uydurma |
load matching i.
|
|
Computer |
|
116 |
Bilgisayar |
eğri uydurma |
curve fitting i.
|
|
117 |
Bilgisayar |
yönseme uydurma |
trend fitting i.
|
|
118 |
Bilgisayar |
bilgisayarda yalnızca giriş doldurmak için kullanılan uydurma veri |
dummy i.
|
|
Informatics |
|
119 |
Bilişim |
en küçük karelerle uydurma |
least squares fit i.
|
|
120 |
Bilişim |
yönseme eğrisi uydurma |
trend fitting i.
|
|
Electric |
|
121 |
Elektrik |
uydurma transformatörü |
matching transformer i.
|
|
122 |
Elektrik |
uydurma diyaframı |
matching diaphragm i.
|
|
123 |
Elektrik |
yük uydurma |
load matching i.
|
|
Textile |
|
124 |
Tekstil |
ayak uydurma silindiri |
failer roller i.
|
|
Psychology |
|
125 |
Psikoloji |
ortama ayak uydurma |
acclimatization i.
|
|
126 |
Psikoloji |
bazı ruhsal sorunlardan ötürü yeni kelimeler uydurma |
neology i.
|
|
127 |
Psikoloji |
bazı ruhsal sorunlardan ötürü yeni kelimeler uydurma |
neologism i.
|
|
128 |
Psikoloji |
hikaye uydurma |
fabulation i.
|
|
129 |
Psikoloji |
öykü uydurma |
confabulation i.
|
|
130 |
Psikoloji |
uydurma dil |
neophasia i.
|
|
131 |
Psikoloji |
uydurma sözcük |
neologism i.
|
|
132 |
Psikoloji |
yeni sözcükler uydurma |
neologism i.
|
|
133 |
Psikoloji |
yalanlar uydurma |
mythomania i.
|
|
134 |
Psikoloji |
neden uydurma |
rationalization i.
|
|
135 |
Psikoloji |
neden uydurma |
rationalize f.
|
|
Mental Health |
|
136 |
Ruhbilim |
uydurma çevre |
contrived setting i.
|
|
137 |
Ruhbilim |
tıbbı olarak ilgi görme amacıyla sürekli hastalık belirtileri uydurma ile karakterize edilen psikiyatrik bir bozukluk |
munchausen syndrome i.
|
|
Food Engineering |
|
138 |
Gıda |
uydurma incelemesi |
regression analysis i.
|
|
Math |
|
139 |
Matematik |
eğri uydurma |
curve fitting i.
|
|
Statistics |
|
140 |
İstatistik |
eğri uydurma |
curve fitting i.
|
|
141 |
İstatistik |
eğilim uydurma |
trend fitting i.
|
|
Literature |
|
142 |
Edebiyat |
gerçek kişi ve yerlerin uydurma adlarla gösterildiği roman |
roman à clef i.
|
|
143 |
Edebiyat |
gerçek kişi ve yerlerin uydurma adlarla gösterildiği roman |
roman àclef i.
|
|
144 |
Edebiyat |
uydurma olmayan |
unfabled s.
|
|
145 |
Edebiyat |
baron munchausen'in serüvenlerini anlattığı uydurma hikayelerine ait veya ilişkin |
munchausen s.
|
|
146 |
Edebiyat |
baron munchausen'in serüvenlerini anlattığı uydurma hikayelerine benzer |
munchausen s.
|
|
Linguistics |
|
147 |
Dilbilim |
ödünçlenen kelimenin sesletimini yerli dile uydurma |
naturalization i.
|
|
148 |
Dilbilim |
yeni sözcük ve ifadeler uydurma |
neologianism i.
|
|
149 |
Dilbilim |
yeni kelimeler uydurma |
neonism [rare] i.
|
|
Religious |
|
150 |
Dini |
(teolojide) incil'in uydurma olduğu görüşü |
mythicism i.
|
|
151 |
Dini |
uydurma hadis |
fabricated hadith i.
|
|
Philosophy |
|
152 |
Felsefe |
(platon felsefesinde) uydurma |
phantasm i.
|
|
153 |
Felsefe |
(platon felsefesinde) uydurma |
phantasma i.
|
|
Meteorology |
|
154 |
Meteoroloji |
iklime uydurma |
acclimatization i.
|
|
Military |
|
155 |
Askeri |
kış şartlarına uydurma |
winterization i.
|
|
156 |
Askeri |
kış şartlarına uydurma |
winterisation i.
|
|
Music |
|
157 |
Müzik |
çeşitli melodileri birbirine uydurma |
counterpoint i.
|
|
158 |
Müzik |
dudak uydurma |
lip-synch i.
|
|
159 |
Müzik |
dudak uydurma |
lipsynch i.
|
|
160 |
Müzik |
dudak uydurma |
lip synchronization i.
|
|
161 |
Müzik |
dudak uydurma |
lip-sync i.
|
|
162 |
Müzik |
müziğe dudak hareketlerini uydurma |
lip-synch i.
|
|
163 |
Müzik |
müziğe dudak hareketlerini uydurma |
lip-sync i.
|
|
164 |
Müzik |
müziğe dudak hareketlerini uydurma |
lip synchronization i.
|
|
165 |
Müzik |
dudak uydurma |
lip synchronisation i.
|
|
Printery |
|
166 |
Matbaa |
metin arasına geçici yer kaplaması için eklenmiş uydurma metin |
placeholder i.
|
|
Slang |
|
167 |
Argo |
bir tarafından kelime uydurma eylemi |
palinpropism i.
|
|
168 |
Argo |
uydurma hikaye |
hook-up i.
|
|
169 |
Argo |
uydurma ilaçlar yapan kimse |
operator [obsolete] i.
|
|
170 |
Argo |
uydurma şey |
shmegegge [yiddish] i.
|
|
171 |
Argo |
uydurma şey |
shmegeggy [yiddish] i.
|
|
172 |
Argo |
kıçtan uydurma bilgi |
pidooma (pulled it directly out of my ass) expr.
|
|